Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '10

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Motivasyon: Halk dilinde gaz verme !

Motivasyon: Halk dilinde gaz verme !
 

AHMET KARAYÜN


Şirketler, futbol takımları ve bunun gibi takımca hareket gerektiren bir çok alanda “Motivasyon” karşımıza çıkıyor. Peki motivasyon nedir, ne değildir? Ben size bundan halk diliyle bahsedeceğim. Çünkü, bir çoğu yabancı kaynaklardan çevrim olan yazılardaki kelimeler, üsluplar hiçbir şey anlamamanız için yan yana dizilmiş gibiler.

İnsanlar da ikiye ayrılırlar; gaza gelenler ve gelmeyenler diye. Yani bazı insanlar kolayca motive edilebilirken, bazılarının kabuklarını kırması çok daha zordur. Motivasyonun en temel kaynağı iyi bir konuşmadır. Özenle seçilmiş etkileyici kelimelerin bir arada toplandığı ve buna eklenen iyi bir hitabetle de harmanlandığında tadından yenmez bir hal alır. Bu da bir çok insanı herhangi bir konu üstünde motive etmek için yeter. Bazı insanları sadece sözle motive edemezsiniz. Bu tür insanları özel bazı davranışlar ve ödüllerle de motive etmek daha destekleyici olur.

Dikkat edersiniz ki bir çok futbol maçında coşkulu bir seyirci kitlesi vardır. Bu seyirci kitlesini böylesine coşturmak için özellikle her takımın bir “Amigo”su bulunur. Bu amigolar tüm stadı gaza getirir ve tezahüratları yönlendirir. Şirketler de ise bu görev çoğu zaman personel şefine yada müdürlere düşer. Gerek tüm personele yapılan konuşmalar gerekse de tek tek yapılan özel diyaloglarla çalışanların performansı artırılabilir. İşçileri motive etmek için ödüllendirme sistemi de çok iyi sonuç veren yöntemlerdendir. Örneğin satış cirosunun 1 milyonun üzerine çıkaran temsilcilere birer Cumhuriyet altını hediye edileceği açıklanırsa, tüm temsilciler bu hedefe kilitlenip, daha iyi performans sergileyeceklerdir.

“Bugünün işini yarına bırakma” diyen atalarımız, işin ucunun kaçtığı anda bir daha toparlamanın zor olduğunu “Demir tavında dövülür” diyerek de işin sıcağı sıcağına bitirilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Bu sözlere hak vermeden geçemem. Çünkü; bir işi savsakladığın zaman atalarımızın da dediği gibi “Elden kalan, elli gün kalır”

Yerdikleri kadar övmeyi ve gaz vermeyi de bilen atalarımız, “Ağacın meyve vereni, insanın çalışanı iyidir” diyerek bizi çalışmaya sevk etmişlerdir. “Akıllının işi çoktur, tembelin konuşması çoktur” diyerek ise çok konuşmanın tembellik olduğunu bunun yerine çok çalışıp icraata dökmek gerektiğini vurgulamışlar. “Azimle mücadele edene dağlarda boyun eğer” sözüyle başlanan bir işin azim edilerek hiçbir zorluktan yılmadan sonuna kadar sürdürülmesi gerektiğini söylemişlerdir.

Yaptığımız konuşmalarda atalarımızın sözlerinden örnekler verebilir, etkileyici hikayeler ve fıkralarla da konuşmalarımızı destekleyebiliriz. Karşımızdaki insanları motive etmek istiyorsak, öncelikle dürüst olmalıyız. Yani sözümüzün arkasında durmalı, bir ödül vaat ettiysek onu mutlaka yerine getirmeliyiz. Aksi takdirde karşımızdaki insanlar sadece dinlemek zorunda oldukları için bizi dinleyip geçer ve sözümüze itibar etmezler.

Motivasyonun 2 türlüsü vardır. İyi yönde ve iyi şeylere motive etmek… Kötü yönde ve kötü amaçlar için motive etmek. İyiyi ve kötüyü ayırt etme kabiliyetine sahip bireylere önerim; gaza gelmemeleridir… Ama iyi yönde iş amacıyla motive olmak da çok yararlıdır. Verimliliği maksimuma çıkarır. Ama amigonun biri çıkıp da maçta kavgaya yönlendirirse pek de gaza gelmenin anlamı yoktur.

Benimkiler naçizane gözlemlerim ve fikirlerimdir… Sizi gaza getirme niyetli değildir :)) Her ne kadar şık ve çekici görünse de “tembellik elbisesi”ni üzerimize asla ve asla giymemeliyiz. Bugünün işini bugün yapıp, demiri tavında dövmek en eftalidir… Çünkü; düğün bitince kına elimizde kala kalır.

Hoş ve sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 10
: 844
Kayıt tarihi
: 29.07.10
 
 

A’dan Z’ye adeta cenneti andıran ülkemizin Ordu ilinde dünyaya gözlerini açan gazeteci-yazar Ahme..