Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '07

 
Kategori
Havacılık
 

Motorsuz ve havadan ağır(2)

Motorsuz ve havadan ağır(2)
 

Uçuş yeteneklerini en üst düzeye çıkartarak uçuculuk güven duygusunu kazandıran planör uçuşu, dünyada oldukça rağbet gören bir havacılık spor dalıdır. Pek çok profesyonel pilotun temel eğitiminde planör uçuşu vardır. ‘Planör’ sözcüğü Fransızca’da; “Süzülmek” , “Süzülerek Uçmak” anlamında kullanılmaktadır ve dilimize Fransızca’dan girmiştir. İngilizce’de ‘Glider’ , Amerika’da ise “Soaring” sözcüğü kullanılmaktadır.

Türkiye’de planörcülüğün sistematik olarak başlaması, 1935 yılında Türkkuşu Genel Müdürlüğü’nün kurulmasıyla başlamıştır. Binlerce gencimize sonsuz mavilikte süzülmenin, sessiz uçuşun tanımsız keyfini yaşatan, Türkkuşu Genel Müdürlüğü Planür uçuş Okulu bugün de gençlerimizi gök yüzü ile buluşturmaya devam etmektedir. Kara Harp Okulu öğrencileri için ayrılan 50 kişilik kontenjan için her yıl seçilen öğrenciler ile Hava Harp Okulu’nun 2. sınıfını tamamlamış tüm öğrencilerine ve 16 yaşını doldurup , Türk Hava Kurumu Genel Başkanlığı’na dilekçe veya şahsen yapacakları başvuru sonucunda katılıma koşullarını yerine getiren Türk gençlerine ‘Planör Başlangıç Eğitimi’ verilmektedir. Yaklaşık 40 gün süren bu eğitimlerde 21-40 sorti, yaklaşık 5-7 saat eğitim uçuşu yaptırılmakta ve bu eğitimde başarı sağlayanlar ‘Yalnız uçuş’ a ayrılarak, hayallerimizi süsleyen o sonsuz mavinin kucağında tek başlarına ‘Meydan Turu’ na hak kazanmaktadır. Yalnız uçuşu da başarı ile tamamlayanlar ise; ‘Planör A Brövesi’ne sahip olurlar. Başlangıç Eğitimin de başarılı olanlar arasından seçilen yetenekli gençlerimiz ‘Planör Tekamül Eğitimi’ ne hak kazanırlar ve 30 saat uçuşun ardından, Türkiye’nin sivil havacılık otoritesi, Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden onaylı, ‘Planör Pilot Sertifikası’ na sahip olurlar. 1935 – 2006 yılları arasında, 11.684 kişi Planör Uçuş Okulu kurslarına katılmış , 5030 kişiye A brövesi 2136 kişiye B brövesi 3634 kişiye C brövesi 164 kişi de Planör Pilot Lisansı sahibi olmuştur.

Belirli uçuş koşullarında sabit kalan yüzeyler üzerine yapılan aerodinamik tepkiler dolayısıyla, uçuş sırasında tutunabilen, motorsuz ve havadan ağır bir hava aracı olarak, bir önce ki yazımızda tanımladığımız ve 1936-1962 yılları arasında İnönü Havacılık Kampı C tepesinden lastik amortisörlerle fırlatıldığını anlattığımız planörler, bu gün hangi yöntemlerle uçurulmaktadır? Bu günün modern planörlerinin havalanmasını temin amacı ile iki temel yöntem tüm dünyada kullanılmaktadır. Bunlardan ilki; Otovinç Yöntemi, İkincisi ise; Römork Yöntemidir.

Otovinç Yöntemi: Planörleri havalandırmak için , özel olarak üretilmiş, pist başından yaklaşık 900 mt. İleriye konuşlandırılmış, büyük bir kasnağa sarılı olan çelik bir tel aracılığı ile pist başında bulunan planörü, oto vincin yüksek devirli motoru sayesinde çekilerek havalanmasını ve tırmanışa başlayan planörün , (uçurtmanın havalanışı gibi) yaklaşık 90-110 km. süratle yükselmesini, rüzgar ve hava koşullarına göre , 250 - 400 m. civarında bir irtifada, halat bırakılarak uçuşa devam edilmesi yöntemidir.

Römork Yöntemi: Planörü çekebilecek yüksek güce sahip motorlu bir uçağın kuyruğuna , özel kanca sistemiyle tespit edilen esneme, gerilme kabiliyeti yüksek, yaklaşık 30 ila 50 m. uzunluğundaki ipek-ip halat aracılığı ile planörün, tayyare römorkunda istenilen irtifaya çıkartılması ve daha sonra planörün uçaktan ayrılarak kendi uçuşuna devam etmesi yöntemidir.

Bu gün Ülkemizde her iki yöntemde başarı ile uygulanmaktadır.

Bulutlar suhunete (Nemlilik) bağlı olarak çok küçük su damlacıkları veya buz kristallerinden meydana gelirler. Yani bulutlar , hava içerisinde bulunan su buharının soğuması veya yoğunlaşması nedeniyle oluşurlar. Güneş yükseldiğinde dünyayı ısıtmaya başlar.Yeryüzü ısınır, hava daha az yoğuna hale gelir ve içindeki sular gaz haline dönüşmeye başlar. Isınan hava genleşir ve yükselir. Farklı ısınmalar ise termal aktivitelerini meydana getirir , buna bağlı olarak çeşitli yüzeyler ısı enerjisini farklı oranlarda emerler. Örneğin bir kara parçası üzerinde bulunan hava kütlesi, su , göl , deniz üzerindeki hava kütlesinden daha çabuk ısınır.Yeşil alanlar, ormanlık bölgeler zor ısınır, hemen soğur. Ama kara parçası ısıyı emer, geç saatlere kadar ısıyı tutar. Yer yüzünün bu farklı ısınması ‘konveksiyonu’, yani havanın dikey hareketlerini oluşturur. Yükselen nemli hava genelde yaz aylarında kümülüs bulut dizelerini oluşturur. Bir tarafta ısınıp yükselen hava, diğer tarafta soğuyup alçalan hava sayesinde yatay akım dediğimiz ‘adveksiyon’ , kısacası rüzgar da oluşur. İşte bu bulutları oluşturan termik aktiviteler, bulutun altında, bulutu oluşturan konvektif akım içerisinde termik dönüşü yapan planörü, bulut tavan irtifasına kadar yükseltebilir. Planörcülükte buna “bulut termiği” adı verilir.

Bulut termiği dışında “kuru termik” olarak adlandırılan termik şekli ise genelde çorak arazi, çıplak kayalıklarda oluşarak yükselir ve soğumanın başladığı yerde biter. Bulut termiği yere yakın noktalarda zayıf güçte başlamasına rağmen, buluta yaklaştıkça güçlenerek genişler, kuru termik ise; daha çok yere yakın noktalarda kuvvetlice doğar ve irtifaya çıkıldıkça gücü zayıflar. İyi bir Planörcü, uçuşu boyunca kuşları takip eder. Kuşlar, yaradılışları itibarı ile irtifa almak için termikleri bulurlar ve farkında olmasalar da planörcülere , termiğin yerinin tespiti konusunda yardımcı olurlar. Yatay akımlalar ( yani Rüzgar ise; ‘Yelken kaldırıcısı’ nı oluşturur. Çarpma rüzgarlardan oluşan kaldırıcıyla yapılan uçuşa ‘yelken Uçuşu’ denir. İstikrarlı ve devamlı esen rüzgar tepelere çarparak tepeyi aştığı bölümde kaldırıcı meydana getirir. Yelken uçuşlarında irtifa , rüzgarın şiddetine ve tepelerin şekline göre değişir.Tepelere yakın emniyetli bir şekilde yapılan planör uçuşunun da ayrı bir keyfi vardır.


1938 yılında 18 saat 35 dakika süren planör uçuşu ile Türkiye ‘Zaman Rekoru’ kırılmıştır. 1937 yılında 4.200 m. olan ‘Planör İrtifa Rekoru ise 1993 yılında 7300 m. ile yenilenmiş. Daha sonraki yıllarda, dünyada olduğu gibi ülkemizde de, zaman uçuşlarından vazgeçilmiş, mesafe uçuş çalışmaları başlamıştır. 1964 yılında İnönü – Karahöyük Köyü arası 61 km. ile başlayan mesafe uçuş çalışmaları, artan teknik imkanlarla gelişmiş ve 1997 yılında İnönü (Eskişehir) – Tomarza (Kayseri) arası 522 km. mesafe uçularak Türkiye rekoru kırılmıştır. Havacılık sporunun temeli olan planörcülük; uçmayı öğrenmek ve öğretmek için en ekonomik, uçma duyusunun ve becerisinin en sağlıklı biçimde ölçülebildiği bir hava sporudur.

Bu yazımın bir hayli teknik bilgi içerdiği ve konuya ilgi duymayanlar için fazlaca ayrıntılı olduğunu düşünenler olacaktır. Ancak Motorsuz ve havadan ağır bir hava aracının nasıl olup ta uçtuğunu başka türlü anlatma şansımın olmadığının takdir edileceğini ümit ediyorum.

 
Toplam blog
: 182
: 2395
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

10 Kasım 1954 tarihinde doğdum. Sosyal Hizmet Uzmanıyım. Pilotum. (ultralight licence no:151)..