Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Murat GÜLCEK - Yakamoz35

http://blog.milliyet.com.tr/gulcek

26 Haziran '08

 
Kategori
Spor
 

Mucize bitti...

Mucize bitti...
 

SİZİNLE GURUR DUYUYORUZ


Milli takımımız hakkında bugüne kadar o kadar çok şey yazıldı çizildi ki bunları tekrarlamanın gereği olduğunu sanmıyorum. Fakat gerçek şu ki Milli takımımızın oynadığı oyun tahminimce Türkiye'nin yarısından fazlasını tatmin etmiyecek düzeydeydi. Benim de dahil olduğum bir çok kişinin başarısızlık beklentilerini boşa çıkaracak tarzda olaylar gelişti. Futbol olarak beklentileri karşılayamayan Türkiye tarihinde yaşamadığı sevinçleri yaşıyordu oynadığı maçlar sonucunda.

Euro 2008'in en çok konuşulan takımının Türkiye olacağı belli oldu. Mucizeler takımı olarak ismimiz şimdiden tarihe geçti sanırım. Turnuvaya Portekiz maçıyla başlamıştık ve bana göre her dakikası ayrı bir fiyasko olan bir maçtı. Alınan 2 - 0 lık yenilgi bile çok iyi bir sonuçtu. Zaten ne olduysa Portekiz maçından sonra oldu. Portekiz maçındaki başarısız grafiği İsviçre maçında da sürdürünce hepimiz beraberliğe razıydık. Fakat nereden bilebilirdik 90+ 'da Arda'nın bir mucizeye imza atacağını. Arda hepimizi o maçta uçuşa geçirdi. Maç bitiminde sevincimiz Çek'ler aklımıza gelince endişeye dönüştü. Kötü futboldan dolayı Çek'lerin bizi yeneceğini düşünüyorduk. 75.dakikaya kadar ki skorda tahminlerimizi doğruluyordu.( 2 - 0 ). İsviçre maçının kahramanı Arda 75.dakikada takımını birkez daha ateşleyerek mucizeye devam startını verdi. Milli takımımızın beraberlik çabalarını gören dünyanın en iyi kalecisi P.Cech bu çabayı içeriye aldığı golle ödüllendirdi. Fakat unuttukları birşey vardı. Türkler her zaman ellerindekinin daha iyisini isterler. 90+ 'da Nihat'ın jenerik golünü izleyen Çek'ler mucizevi bir şekilde turnuvaya veda etmişlerdi. Çeyrek finale kalan takım 90+ 'larda mucizevi gollere imza atan Türk Milli takımı olmuştu.

Çeyrek finaldeki rakibimiz; Grup maçlarında İngiltere'yi şamar oğlanına döndüren, finallerde Almanya'yı tokatlayan ve grubunda üçte üç yaparak büyük sükse yapan Hırvatistan olmuştu. İddaa siteleri 1, 60 'a karşı Türkiye'ye 3, 60 verecek kadar favori görüyorlardı Hırvatları. Oynadığı futbolu beğenmediğimiz Türkiye'den beklentilerimiz sadece mucizelere devam etmeleriydi. 90 dakika 0 - 0 bittiğinde hepimizin içinde bir umut yeşermişti. Taa ki 120.dakikaya kadar. Penaltılara kalacağını ümit ettiğimiz karşılaşmanın 120.dakikasında yenen gol hepimizi adeta öldürdü. Fakat 121.dakikada Türkiye mucizeye devam kararı alarak Semih'le tüm ölüleri diriltti ve mucize takım olduğunu birkez daha ispat etti. Moralmen çöken Hırvatları penaltılarda elemek hiçde zor olmadı bizim için.

Yarı finaldeki rakibimiz bize yabancı olmayan Almanya oldu. Takımdaki yıldız futbolcuların eksikliği herkeste bir soru işareti bırakıyordu. Fakat bir yandanda mucizelerin takımının yarı finalde neler yapacağını herkes çok merak ediyordu. Bireysel yetenekleri tartışılmaz olan futbolcuların bir araya geldiklerinde iyi bir futbol ortaya koyamamaları eleştiri oklarının Fatih Terim'e yönelmesini sağladı turnuva boyunca. Bizim için son maç olan Almanya maçında gördük ki bir çok eleştiri doğruydu.Bizim istediğimiz oyun buydu ve bence eleştirilecek hiç bir tarafı yoktu bu maçın. Takım tamda hayallerimizdeki takım gibiydi. Almanya'yı eze eze kalbura çevirdiler. Ben ve benim gibi insanların yaptığı eleştirilerin kaynağı hep buydu. Futbolda skor kadar oynanılan oyununda büyük önemi olduğunu gördük hepimiz. İşte bir takım böyle olmalı yenilirken de alkışlanmalı.

Fatih Terim'in takımı oynatamadığını, taktiklerinin yanlış olduğunu turnuva boyunca hemen hemen herkes söyledi ve yazdı. Takımda Arda, Tuncay, Nihat, Servet, Volkan ve Emre gibi Terim'in takımının iskeletini oluşturan futbolcular olmadığı halde takım muhtaşem bir oyun sergiledi. Bu da bizlere şunları gösteriyor sanırım. Aynı isimler üzerinde yoğunlaşmamızın hiçte gereği olmadığını, bir futbolcunun kendi takımında gösterdiği başarıyı Milli takımda göstermesi için beklememizin yanlış olduğunu bu mücadelede gördük. Yarı finalde isimler değil ayaklar futbol oynadı ve Türkiye ilk kez bu kadar iyi bir futbol sergiledi.

Şimdi Almanya yenilgisine kötü kader diyebilir miyiz ?... Futbolu takip edenler bilirler A.D.Maradona'nın dünya kupasında eliyle attığı bir gol vardı. Maçtan sonra Maradona'ya sordular " golü elinizle mi attınız " diye." Hayır " dedi." Ağır çekimde elinizle attığınız görülüyor " denildiğinde ise Maradona'nın cevabı " o benim değil Tanrı'nın eliydi " şeklinde olmuştu.

Bu güne kadar aldığımız galibiyetlere birçok isim takıldı mesela ilahi bir güç denildi, periler denildi, tanrı denildi, şeytan, cin ve olağan üstü ne varsa yakıştırılabilecek galibiyetlerdi bunlar. Çünkü Türkiye iyi oynamadığı mücadelelerde son dakika golleriyle bize göre mucizevi şekilde bu noktaya gelmişti. Fakat son maçta Türkiye maalesef kendi silahıyla vuruldu. Turnuvanın en iyi futbolunu oynayan Türkiye'nin elenmesi yine 90+ golüyle oldu. Fakat bu sefer atan değil golü yiyen taraf bizdik. Son dakika golleri ile ağlattığımız üç ülkenin insanları eminim maçtan sonra İlahi Adalet demişlerdir.

Her şeye rağmen Euro 2008'de bulunmak çok güzeldi. Heyecanla yarı finale kadar yükselmek çok güzeldi. Milli takımımızı bize bu mutlulukları yaşattığı için tebrik ediyorum. Önemli olan bu başarıların devamlılığı. Bizler Türk insanları olarak maalesef hiçbir alanda ezikliği kabullenemiyoruz. Endişelerimiz, eleştirilerimiz, öfkemiz, coşkumuz hep bu yüzden. Başarılara aç bir ülkeyiz ve başarısızlığa sabrımız yok. Euro 2008 süresince ters düştüğümüz, birbirimizi üzdüğümüz, görüşlerimizi paylaşamadığımız okurlarımız olduysa onlara karşı sürci lisan ettiysek affola. Mucize Bitti.

 
Toplam blog
: 150
: 1014
Kayıt tarihi
: 25.04.07
 
 

İzmirliyim;Şehrimi ve ülkemi seviyorum.Yaşamayı seviyorum. Eğlenmeyi, eğlendirmeyi seviyorum..