- Kategori
- Şiir
Mucize
Ah be canım kardeşim,
Nasıl olur da mucize yok diyebilirsin ki,
Mevsimler nedir peki,
Kışın ölen ağacın,
İlkbaharda giyinip,
Yeşil ve çiçekli, elbisesini,
Yazın, sana sulu, tatlı,
Çeşit, çeşit, meyveler vermesi,
Sonbaharda, soyunup,
Sararmış ve eski giysilerini,
Kışın, çıplak bir ölüme dalışı,
Ve her sene bunu aynı vakitte,
Sana tekrar, tekrar yaşatması, Mucize değil mi ?
Ya bir can’ın, içinde,
Gelişip, gizliden, gizliye,
Dokuz ay on günde,
Dünyaya, başka bir canın, gelişi,
Ya da bir sinek kuşunun uçmak için saniyede,
Seksen kez kanat çırpması,
Ya göçmen kuşların,
Her sene aynı vakitte, gidip,
Aynı güzergâhlardan, geçip,
Aynı zamanda, geri dönmesi,
Ya da kurumuş bir tohumun,
Ölü misali, toprağa gömülmesi,
Ve ondan, yeniden,
Aslına uygun bir nebatın çıkması,
Tomurcuk bir gülün,
Açıp, sana en güzel renkleri ve kokusuyla,
Gonca, gonca, gülümsemesi,
Bu ve bunlar gibi,
Birçok mucize sana gösterirken kendini,
Nasıl olurda, mucize yok, diyebilirsin ki,
Aslında tüm mucize,
Senin bakışında gizli,
Bakışında ki görüşte,
Ve o görüş de,
Önüne serili,
Koyu, karanlık perdeleri,
Aralayıp, gönül gözüyle,
Bakıp, görebilmende,
Ya her şeydeki mucizeyi görür,
Mucize bir hayat yaşarsın,
Ya da hiç bir şey mucize değilmiş gibi,
Gözlerini ve gönlünü kaparsın…
Mustafa Murat Güngör
28.05.2016