Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '09

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Mucizeler yaratan kahraman

Mucizeler yaratan kahraman
 

Kalbimin en yorgun, en yılgın, en bıkkın, en bitkin olduğu bir anda... Kendimi en bahtsız, en güvensiz, en inançsız, en ümitsiz, en zavallı hissettiğim bir anda... Kim bilir, belki de uçurumun eşiğine ramak kala...

Hiç ummadığım, beklemediğim bir anda çıktı karşıma bir mucize gibi. Yaşadığım hüsranlara, hayal kırıklıklarına karşı ödenen bir bedel gibi; bir armağan, sanki bir ödül gibi...

Alışık değilim böylesine sınırsız mutluluklara ya, yadırgıyorum galiba. Her şeyin kusursuzca yolunda gitmesi beni korkutuyor; çünkü artık bir hüsrana daha tahammülüm yok; takatim de...

Aynı anda aynı şeyleri düşünmek, aynı zevklere sahip olmak, bakışları okuyabilmek, ortak kararlar alabilmek, sınırsızca güvenmek ve inanmak, beklenmedik sürprizler yaşamak ne kadar keyifliymiş meğer. Tam da keyfini çıkaracak günler ve anlar bunlar.

Ve 25 Ocak sürpriz gün. Heyecan, endişe, sohbet, ikram, çiçek, çikolata, veeee tabi ki tuzlu kahve! Kendimi öyle bir ortamda düşünemezdim bile 4 ay öncesine kadar. Hayat bu işte, her şey bir anda nasıl da değişiveriyor, sayılı günler kaldı asla göremeyeceğimi sanmış olduğum o büyük güne: sadece 6 gün!

Beni şaşırtan hadiselerden biri de; annemin, hayatımda ilk defa bir erkeğe kulp takmaması oldu. Bugüne kadar hayatıma girmeye aday olan herkeste bir kusur buldu nedense; sanki kendi kızı kusursuzmuş gibi! :) Anne işte; "Anne ol, görürsün." felsefesiyle hareket etmek zorunda, işin raconu bu :)

Bir arkadaşım beni onunla tanıştırmak istediğinde çok kızmıştım. Bana çok ters bir olay; belli bir amaç için tanıştırılmalar, bu yüzden yaşanan o can sıkıcı gerginlik... "Beklediğin biri mi var yoksa!" deyince annem, çok ağrıma gitti; beklemeye değecek biri olsa zaten onun haberi olurdu çünkü. Bu cümlenin beynimde yankılanması sanırım beni gaza getirdi ve tanıştırılmayı kabul ettim. Halbuki ha biri tanıştırmış, ha İzdivaç programına katılmışım; benim için ikisi de aynı. Sanki hiç çarem kalmamış ve son çarem buymuş gibi!

Şimdi diyorum ki, iyi ki annem o cümleyi söylemiş ve neyse ki tanışmayı kabul etmişim. Hayatın, bir kelebeğin kanat çırpma anı kadar hızlı bir sürede sürprizler yaratması için ona bir şans vermek gerekiyormuş meğer.

Bu mükemmellik aslında beni korkutsa da, tadını çıkarmak lazım değil mi?

Küçüklüğünden beri hep "mavi göz" diye tutturdun ah deli kız, al sana mavi göz. Okyanuslar kadar derin, güneş gibi içimi ısıtan, "bir alev gibi deli mavi" bir çift göz... Yanındayken kendimi huzurlu ve güvende hissettiğim, gözbebeklerime kadar her bir hücremi saran aşkıyla, yüzyıllarca sürmesini umduğum bir aşk masalının baş kahramanı...
 
Toplam blog
: 152
: 1957
Kayıt tarihi
: 19.08.06
 
 

Ortada bir problem görüyorsak bu bizim de problemimizdir. Ve eğer 'birisi'nin bu konuda bir şeyle..