Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '09

 
Kategori
Felsefe
 

Mucuk sineği

Bakım günüm ilan etmiştim o günü. Saç ve yüz maskesi ile şımartacaktım biricik benimi. Bir kapta kokulu yağlar vardı ve kasemi lavabonun kenarına bıraktıktan az bir sure sonra fark ettim o mini mini mucuk sineğini. İlk once şöyle sol elimle ittirdim onu burnunu sakın soku vermesin kasenin içine diye, inatçı mucuk havada iki tur attıktan sonra kamikaze pilotları gibi dalı verdi yağlı kasenin içine… Hay Allah… üff ya!, git dedim ama canına susadın mucuk diye söylenirken fark ettim mucuğun aslında ne yaptığını. Efeydi bizim mucuk aslında, ne cesaretti o öyle…çekici kokuların cezbine kapılan mucuk deneyim uğruna ölümü seçmişti.


Kelebeklerin ömrünü bilirim ama mucukların ömrü hakkında bir fikrim yok. Belki bir gün bile yaşamıyorlardır böyle dalı verirlerse deneyimin içine sonunu düşünmeden. Kararsızlık içinde olduğum anlar geldi aklıma. Yanlış kararı vermemek için karar verememe durumu yaşadığım işkenceli dakikalar ve saatler. Ölüm bile yoktu sonunda ama yanlış karar vermemek için karar veremeyişlerim…deneyimden mi korkuyordum. Deneyimden korkmak hayattan korkmaktır. Deneyimi yaşamamayı seçmek hayatı dolu dolu yaşamamak, kurban rolünü takınmaktır. Seçim yapmadığımız an bile aslında seçim yaptığımızı ve içinde bulunduğumuz durumun sorumluluğunun bize ait olduğunu hatırlattı o mucuk sineği bana.

Ne zaman kararsız kalsam o banyodaki mucuk sineğini hatırlarım ve bir sinek kadar bile olamayacak mıyım deyip dalarım deneyimin içine ve hissederim yaşamı iliklerimde.

 
Toplam blog
: 8
: 1055
Kayıt tarihi
: 08.01.09
 
 

Uzun yıllar yurt dışında yaşadıktan sonra Türkiye'ye dönmeden önce Ingiltere'de Rehberlik ve Psikolo..