Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '11

 
Kategori
Deneme
 

Müdür ve Osman (diyalog)

Müdür ve Osman (diyalog)
 

Alakasız bir karikatür ama güzel bir karikatür


-İyi günler müdür bey! Bugün nasılsınız? 

-Vallahi Osman, doğrusunu söylemek gerekirse bugün hiç iyi değilim. Gece aklıma bazı şeyler takıldı, doğru düzgün uyuyamadam. Uyuduğumda ise hep kâbus göndüm. Biraz önce de haberlerde gene bir askerin mayına basarak hayatını kaybetiğini duydum ve iyice gerildim. Gel otur şöyle. Seninle konuşacaklarım var. 

-Buyrun müdür bey! 

-Artık Komutan Seydo'nun, yani Kâmuran Seyda Seyitoğlu'nun kim olduğunu ve hangi okula atandığını biliyoruz. 

-Evet bunu sayenizde çözdük efendim. 

-Tevazu göstemeye kalkma Osman! Bu, bulduğun telefonun arkasını bırakmaman sayesinde oldu. Ben sadece şahsın öğretmenliğini doğrulattım ve örgüt mensubu bazı kişilerle ilişkisini öğrendim. Şimdi bu şahsın patlamada nasıl bir rolü olduğunun anlaşılması gerekiyor. 

-Yani? 

-Yanisi var mı Osman! Adamın izlenmesi lazım geliyor! 

-Efendim orasını anladım da beni niçin çağırdınız onu anlayamadım. 

-Bak Osman! Göreve başladığım günden beri çok şeyler yaşadım. Bir çok olaya şahit oldum. Birlikte çalıştığım bazı arkadaşlarım vazife başında hayatını kaybetti. Her cenaze töreninde, “arkadaşımızın öcü alınacak, kanı yerde kalmayacak, bu vatan için birimiz değil binimiz feda olsun!” misillü çok nutuklar dinledim. Sonra müdür oldum, aynı şeyi ben yaptım. Kırkımdan sonra, bu nutukların ölüm karşısında hiçbir anlam taşımadığının farkettim. Zira söylem, ne kadar derin ve manalı olursa olsun gideni geri getiremiyordu. Ölümün niceliğini bilmeyen, elinde şehit babasının resmini sallayarak etrafa gülücükler dağıtan çocuk babasız, ebeveyn evlatsız, kadın kocasız kalıyordu. Gördüm ki, en somut, en değişmez ve en değiştirilemez gerçeğin meydana getirdiği boşluk belagatla asla dolmuyordu. İşte bu yüzden hamasi nutuklar çekmekten nefret ediyorum. 

-Özür dilerim müdür bey ama ben gene durumu kavrayamadım. Olayı biraz muşahhaslaştırsanız! 

-Osman! Sen benimle dalga mı geçiyorsun, yoksa buraya gelirken başını bir yere mi çarptın? 

-Estağfirullah müdür bey! Yok, başımı da çarpmadım. 

-O zaman anlasana Osman! Sana bir görev veriyorum ve seni bu göreve motive etmek için, “vatan millet sakarya” edebiyatı yapmak istemiyorum. Gerçekçi olalım diyorum. Ancak, bununla duygularımın tamamen öldüğünü de söylemiyorum. Bilakis şimdilerde eskiye nazaran daha fazla hisleniyorum. Ne var ki artık, duyguların ve duygu kaynaklı hitabetin, hakikat karşısında hiçbir etkisi olmadığını öğrenmiş bulunuyorum. 

-Yani! 

-Yani bundan böyle birbirimize müraice davranmayalım. İnanmadığımız ifadelerin ardına sığınıp, karşılıklı kandırmaca oynamayalım. Yani ikiyüzlülük yapmayalım. Kimse bir yerden bir yere, vatan veya millet sevdasıyla gitmiyor. Kimse çatışmalarda veya görevi esnasında bu amaca kilitlendiği için ölmüyor. Herkes hayatını kazanmak, çoluk çocuğunun iaşesini temin etmek için kendisine verilen görevi yapıyor. Bazıları bu esnada hayatını kaybedebiliyor. İşte sen de bunlardan birisin Osman! Hayatını bu çetrefilli işten, yani istihbarattan kazanıyorsun. Diyarbakır'a gidip Komutan Seydo'yu takip edeceksin. İlişkilerini öğrenip bize rapor edeceksin. 

-Bu biraz sert bir görevlendirme olmadı mı müdür bey! Tamam açık olalım, hamaset yapmayalım da... asgari nezaket kurallarına da mı uymayalım? 

-Özür dilerim Osman! Baştan dengemin pek yerinde olmadığını söylemiştim. Tabi bu arada sen de pek masum davranmadın ve beni tahrik ettin. Mesele şu; dün akşamki toplantıda Seydo'yu takip görevini, seni düşünerek üzerime aldım. Çünkü senin bu işin peşini bırakmak istemeyeceğini biliyorum. Bunu sonuçlandırmak için mümkün olan her yolu deneyeceğini de biliyorum. O yüzden görev sende kalsın ve eğer bir başarı elde edilirse onuru senin olsun istedim. 

-Teşekkür ederim müdür bey. Elimden geleni yapacağımdan emin olabilirsiniz. 

-O zaman hemen senin tayinini yaptıralım. Önümüzdeki eylülden itibaren Diyarbakır'da görevlendirileceksin. Anlaştık mı? 

-Anlaştık müdür bey. 

-Sana başarılar diliyorum. 

-Teşekkür ederim efendim. İyi günler. Müsadenizle... 

Resim: blogcu.com 

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..