Müdürün b..

2005 yılının kış mevsiminin sopsoğuk zemheri aylarının soğuk bir gününde evimin banyosunda geçen çeşme borusunun vanası bozulmuş evimi su basmıştı. Ne yapıp ettiysek suyu durduramadık, acaba kim yapabilir diye düşünürken komşum ve arkadaşım olan Cemo’nun aklına Ayto Usta geliverdi.

Ayto Usta okul ve lojmanları yapıldığı esnada orada olduğu için, hangi borunun nerede geçtiğini beynine kaydetmiş. Kimseye ne söyler ne de gösterirdi. Hafif bir arıza da bile Ayto Usta’ya boyun bükmek zorunda kalınıyordu. Cemo’ya, Ayto Usta bunu yapar mı, deyivereceğim sırada; Ayto Ustanın 10 gün önce ilçe milli eğitim müdürünün tıkanan tuvalet borularını temizlediği esnadaki tavır ve davranışları hemen gözümün önüne kısa metrajlı film senaryosu gibi geçivermişti.

Ayto Usta müdürün tıkanan tuvalet borularını neşe ve istençten ziyade dehşet bir yalakalık edasıyla temizliyordu. Sanki hazine arıyor, ya da çok güzel bir işte çalışıyor da iş doyumunu sağlamış görüntüsünü veriyordu. Hatta borularda biriken b…(k)a parmak vurup burnuna getirip of be ne güzel koku diyecek dereceye getiriyordu. Ayto Ustan’ın bu halini hatırladığımda Cemo’ya, Ayto Ustayı nasıl buluruz dedim. O da bulmak işi bana ait dediği gibi, hemen atlayıvermiştik arabaya, Ayto Ustayı aramaya; araba seyir halindeyken Cemo’ya, eğer Ayto gelirse iyi bir ücret veririm günahtır dedim. İlçenin uzun çarşı türküsü namıyla çarşısına gittik tabi ki uzun çarşı lafına aldanmamak lazım 50–60 bakkaliyeden ibaret herhalde, caddenin sağında bulunan Doğanlar çayevine (doğanlar çayevi ki sabahın dördünde açılır akşamın on sekizinde kapanır ve bu saatler arasında ilçenin dedikodu ustaları tarafından halkın dedikodusu yapılan belkide en dedikoducu ve en zamanı kötüye kullanılan yerlerden bir yer) vardığımızda duvara sırtını dayanmış halde bulunan Ayto Usta’yı gördük. Ayto Usta iki kişiyle beli ki geyik yapıyordu. Selam verdikten sonra Ayto Usta’ya işimizin düştüğünü söyledik. Ayto Usta nasıl iş dediğinde Cemo: —Dayı, arkadaşın evinin banyo borusunun vanası bozulmuş suyu durduramıyoruz eğer imkânınız varsa bir baksanız dediği gibi; Ayto Usta’ya sanki cin çarptı, bir anda yüzü tuhaflaştı, gözleri sanki yuvasından çıkacak gibi oluvermişti: —Ulan utanmıyor musunuz ben bu yaşımda nasıl kalıp da öyle işlerle uğraşıyım (ellimi b..ka vuruyum) dedi Beynim durmuştu şoke olmuştum. Sanki Ayto Usta on gün önce müdürün tuvaletini açan kişi değil de bir başkasıydı.

Ve O gün anlayıvermiştim statünün insan kişiliği üzerindeki etkisini O gün bir kez daha anlamıştım çıkarına göre değişen insanların karakteristik yapısının köpeklerin karakteristik yapısıyla uyuştuğunu! VE O GÜN ANLAYIVERMİŞTİM MÜDÜRÜN B…(K)UNUN APAYRI KOKTUĞUNU!