Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '12

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Müfide Kadri

Müfide Kadri
 

(d. 1890Çamlıca/İstanbulö. 1912İstanbul)

İlk Kadın Türk ressamlarından

İlk Kadın resim Öğretmeni…

Sizlere muhteşem bir kadından söz etmek istiyorum.

Muhteşem kelimesini onu tanıyınca doğru ve yerinde kullandığıma sizlerde karar vereceksiniz.

Kısacık yaşamında çokları sığdırmış bir müstesnadan Müfide Kadri’den…

Onun yaptığı tabloları görünce tanıyacaksınız. Resimleri bileceksiniz. Muhteşem eserler onlar. Kimin yaptığını ben bilmiyordum. Böyle bir yetenek, böyle bir çalışma, böyle bir başarı.

İşte Türk kadını…

O bir çok şeyin ilklerini yapan yürekli bir kadın…

O çok iyi bir ressam,

O çok iyi bir müzisyen…

Bir süre besteleri olan bir bestekâr.

Çok iyi bir öğretmen…

Resim, nakış ve musiki öğretmeni...

Fransızca konuşan doğu ve batı edebiyatı üzerinde zengin bilgisi bulunan ve resim yapan Müfide Kadri Nümune mekteplerine bir yıl kadar resim dersleri verir.

Ud, keman ve kemençe çalmanın yanı sıra bestelerde yapmıştır.

Sözleri Selahattin Bey’e ait olan “Tenan-i Şebap” adındaki bestesi döneminde ünlü sanat dergilerinde yayınlanmıştır.)

Bu sırada II. Abdulhamit’in kızı Adile Sultan’a sarayda resim dersleri verilir.

Bir çocuk düşünün küçük bir kız çocuğu, büyük bir talihsizlikle küçük yaşında anne ve babasını kaybetmiş. Muhtemelen akrabası olan Kadri Bey onu yanına almış.

Küçük kızın, güzel Müfide’nin, şansı yeni evinde açılmış.

Onu yetiştiren ailenin varlıklı olması ona kendi yeteneği ile birleşince bir çok güzellikleri armağan etmiş.

Bu güzel kızdaki sanata olan aşırı ilgi, Kadri Beyin üzerinde çok durduğu bir konu olmuş.

O dönemlerde varlıklı ailleler kızlarını özel hocalarla yetiştirirlermiş.

Kadri Beyde öyle yapmış, küçük Müfide için özel hocalar tutmuş.

Sadece resim dalında değil, bir çok konuda en iyi şekilde yetiştirilmesini sağlamış.

Piyano, keman ve ud öğrenmesi içinde hocalar tutmuş.

Yabancı dilleri öğrenmesi içinde yine hocalar tutulmuş.

Müfide arzulu ve öğrenme isteği içinde olduğundan Kadri Beyde hiçbir şeyden kaçınmamış.

Müfide Karlı’nın gönül verdiği resim sanatı olduğu daha ilk başlardan beri belliymiş.

Kadri Bey bu konuda da en iyi hocaların kızını yetiştirmesini istemiş.

O zamanların en ünlü ressamlarından muhtemelen Kadri Beyinde arkadaşı olan Osman Hamdi, genç kızın yaptığı resim çalışmalarını görünce çok etkilenmiş, bundan sonra olanlarda büyük rol oynamış.

Ona uzun süre ders vermiş, başkalarından da ders almasını sağlamış.

Resimlerini Almanya’daki bir yarışmaya göndermiş.

Genç kızın başarısı o dönemde dillerde destan olmuş.

Butün bu başarılara rağmen böyle müthiş bir sanatçının uzun bir yaşamı olmamış.

Hiç evlenmemiş.

Çok genç yaşında hayatını kaybetmiş.

Onunla ilgili resmi bir alıntıya aktarıyorum.

Yetenek ile çalışma azmi birleşince dikkatleri üzerine çeken sanatçı genç yaşta;

Şimdiki adıyla İstanbul Kız Lisesiolan dönemin Dersaadet İnas İdadisi’nde resim ve müzik öğretmeni olarak çalıştı.

Bir sergide yer almak üzere Münih’e gönderilen resimleri ona altın madalya kazandırdı.

Bu madalya onu motive etti ve resme dört elle sarıldı.

Resim yapmadığı zamanlarında ise müzikle değerlendirdiği serbest zamanlarında beste yaptı.

O dönemde popüler olan Fransızca da konuşan Müfide Kadri resim, müzik ve edebiyat bilgisi sayesinde birikimini çeşitli eğitim kurumlarında dersler vererek değerlendirdi.

Portre ve figür alanında daha çok eser üreten; ilk kadın ressamlarımızdan biri olan ve Taha Toros’a göre:

"İlk Kadın Resim Öğretmeni”

İlk önce Nümune Mektepleri’ne sonra da Süleymaniye’deki Nümune-i İnas adlı kız okulunun öğretmenliğine atandığı, İnas Rüşdiyesi ile İnas İdadisi’nde resim, nakış ve musiki öğretmenliği yaptığı belirtilir.

Nüzhet İslimyeli’ye göre:

“Çok küçük yaşlarda başarıya ulaşmış ve 1911de İstanbul Opera Cemiyeti Salonu’nda sergilenen üç yağlıboya ve bir pastel resmi geniş ilgi görmüş”

Müfide Kadri, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak 1912 yılında İstanbul’da öldü.

Ölümünden sonra babası tarafından kırk kadar eseri sergilenip satılmak üzere Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’ne verildi.

1912’de sergilenen eserlerden elde edilen gelir cemiyete bağışlandı.(alıntı)

Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadını için ne güzel şeyler söylemiştir…
“Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın.”

Nazan Şara Şatana

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....