Müge Anlı 6 yaşındaki Muhammet ve anne Dilber...

Sabah programlarını takip etme imkanına sahip olanlar, Sevgili Müge ANLI'yı ve işlediği konuları bilirler...

İşlenen bu olaylarda bir şekilde kaybolan çocuklar genelde öldürülmüş olarak bulunurlar ve işte o andan itibaren de aileler, katil ya da katiller bulunana kadar Sayın ANLI'nın konukları olurlar.....

İşte bu kaybolan çocukların anneleri ve babaları Sevgili ANLI'nın ağırlıklı konuklarıdır....

Olaylar, genelde hep aynıdır....

Değişen sadece isimlerdir...

Evet maalesef değişen sadece isimler olmaktadır...

Bu olaylardan ders alan, bu olayların önlenmesi için tedbir almayı düşünen inanın sanki hiç kimse yok gibidir.....

Esasında bu olaylar, birilerine ibret olması ve ders alınması açısından son derece önemli vakkalardır.....

Ama önemli olan 70 milyonun ders almasının yanında, bu olayların oluşmasının önüne geçmek adına tedbir alınması değil midir?

İnsanın aklına hemen, tedbiri sadece aileler mi almalıdır sorusu gelebilir.....

Aileler tabii ki çok önemli... Ama öncelik ailelerde değildir... Öncelik devlettedir...

Dokunulmazlık zırhı arkasında yapılan yolsuzluklar nedeniyle, yoksullaşan insanların, yokluk nedeniyle işledikleri suçlarda, bizleri idare eden Siyasilerin sorumluluğu önceliklidir....

Evet, bizleri dokunulmazlık zırhı arkasında idare eden ve asli görevleri Ülke insanlarını, alacakları yasal ve sosyal tedbirlerle korumak olan siyasilerin bu olaydaki sorumluluğu yadsınamaz bir gerçektir.....

Sevgili Müge ANLI'nın son olarak işlediği ve 6 yaşında öldürülen Muhammet olayının arkasındaki esas sorumlular, kanun karşısında olmasa dahi, kamu vicdanında, yeterince yasal ve sosyal tedbirleri almayan siyasilerdir......

Bu insanların gelir durumları insanca yaşamalarına olanak vermiş olsaydı, şu anda 1. derecede suçlu olarak mahkemeye sevkedilen ve tutuklanan anne DİLBER, 10 TL, 20 TL için fuhuş yapar mıydı?

Küçük Muhammet, annesinin fuhuş yaptığını görür ve bunun onun hayatına mal olacağını bilebilir miydi?

Annesi DİLBER, belkide çocuklarının karnını doyurabilmek adına, yapacağı fuhuşun, evladının hayatına mal olacağını bilseydi, bu işe kalkışırmıydı?

Hiç sanmıyorum.....

Bir anne, sahip olduğu evladı ile özgür ve mutlu bir aile yaşamını, kendi zevki için, evladının hayatına mal olabilecek fuhuş batanağına bilerek ve isteyerek girer de, cezaevinin soğuk demir parmaklıları arkasını tercih eder mi dersiniz?

Hiç sanmıyor ve kesinlikle düşünmüyorum......

Biz günah keçisi seçmeyi ve ilan etmeyi çok severiz....

Nitekim, başda Sayın ANLI olmak üzere, anneye karşı oluşan cephe bunu açıkca göstermektedir...

Evet Sayın ANLI, kendisini 45 gün oyaladığını ve yalan söylediğini düşünerek hiddetlendiği anne DİLBER'e karşı maalesef hissi davranmış ve davranmaktadır..

Evet Sayın ANLI'nın, anneye karşı büyük bir kin ve nefret duygusu beslediği konuşmalarından ve o kadına karşı olan tutumundan son derece açıktır.......

Evet, Sayın ANLI, o anneden ne bekliyordu ki.....

Doğruları anlatmasını mı?

Açlık nedeniyle evli olmasına rağmen nasıl fuhuş yaptığını mı anlatmalıydı Dilber....?

Kocasının alacaklılarına karısının telefon numarasını vermesini mi anlatmalıydı Dilber....?

Neyi anlatmalıydı Dilber?

Bu olay, sorumsuz kocalar altında çaresizlik içerisinde bulunan kadınlarımızın durumunu ortaya koyan çarpıcı ve son derece önemli sosyal bir olaydır.....

Ülkemizde bir insan düşmeye görsün.....

Hemen üşüşürüz üzerine, tıpkı leş kargaları gibi......

Vurun kahpeye diyerek.....

Ama hiç düşünmeyiz......

Yaşanan olayda Devletin sorumluluğu yok mudur diye......

Sayın Müge ANLI, olayları aydınlatmak asli görevi olan Emniyet görevlilerini, bu görevlerini yerine getirmeleri sonucunda, nasıl alkışlıyorsa......

Benzer olayların bir kez daha yaşanmaması adına, sorumluluklarını layıkıyla yerine getirmeyen yasama organı yani yasalarımızı düzenlemek asli görevleri olan TBMM'de bulunan Siyasileri de, hiç korkmadan, cesaretle ama doğru yolda eleştirebilmelidir...