Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '09

 
Kategori
Magazin
 

Müge Anlı nereye koşuyor?

Müge Anlı nereye koşuyor?
 

Müge Anlı daha güzel programlar yapabilecek özelliklere sahip. Ama konu bulmakta mı zorlanıyor?


MÜGE ANLI, sabah programları sunucuları içinde en beğendiğim birisiydi. Gerçekten idealist ve bir şeyler yapmak için çırpınan bir yüreği var. Güzel kadın. Bakımlı ve seksi bir görünümü var, diksiyonu çok düzgün, Türkçe'yi de çok iyi kullanıyor.

Birçok faili meçhul cinayetin aydınlanmasına neden oldu. Bu çalışmalarından dolay da tebrik ediyorum kendisini.

Bu arada kermes düzenleyerek hediye edilen eşyaları sattırıyor ve gelirini hayır işlerinde kullanıyor. Bu da çok güzel.

Peki bu sunucuyu beğeniyorum da niye "Müge Anlı nereye koşuyor?" başlığını koydum yazıma? İşte şimdi sıra beğenmediğim taraflarında.

* Türkiye'de ARİF VERİMLİ'den başka psikiyatrist yok mu? Bu beyefendiyi her sabah ekranlarda görmekten, onun o kibarlık taslayan "Affedersiniz, bir şey söyleyebilir miyim?", "...özür dilerim şunu eklemek istiyorum!" diye başlayan cümlelerinden sıkıntı basıyor seyircilere. Her şeyi mi biliyor bu Arif Verimli Bey? Programa ücretsiz katılsa bile öğleden sonraları ofisi ana baba günüdür. Çünkü her gün bedava reklamını yapıyor Müge Anlı sayesinde. Kimbilir ne ücretler alıyordur ofisinde.

* Av. RAHMİ ÖZKAN da sanki Türkiye'deki avukatların avukatı. Hem kanunlara göre konuşuyor hem de dakikalarca nasihat ediyor. Programı yönetiyor bazen. Ben şahsen onun konuşmalarından da sıkılıyorum.

* Gelelim esas konuya: Müge Hanım bazen konu bulmakta zorlanıyor galiba. Dün bizim mahalleden bir Roman kadını vardı programda. Başına iğreti bir eşarp geçirmiş ama hayatında eşarp takmadığı belli oluyor. Romanların yaşantıları zaten ortada. Gelmiş geçmiş hükümetler Romanların/Çingenelerin yaşam seviyelerinin düzelmesi için hiçbir şey yapmadılar. Bunların çoğunun aile yaşamları karışıktır. Bizim mahallede gördüklerimi belirteyim kısaca. Çoğu aile dağılmıştır. Erkek meydanda yok ama kadının 4-5 çocuğu var. Her biri de ayrı kocadan.

Şimdi Türkiye genelinde durum buymuş gibi seçme bir kadın bulunuyor ve onun en basit problemi, büyütülüp ekrana taşııyor. Kadın mahallesine gittiğinde, "Nasıl televizyona çıktım, iyi konuştum mu?" diye hava atıyor.

Demek istediğim o ki, sosyal yaşamı çok düşük olan insanları konu mankeni olarak kullanıp Türkiye'nin umumi görünüşü diye sunmak bence çok doğru değil. Bunların başlarına gelenlerden ders çıkarılacak bir durum yok ortada. 15 yaşında evlenmiş. 14 yaşındaki kızını 37 yaşındaki evli 5 çocuklu adama vermiş. Güya hoca nikahı yapmış vs. İnsan bunları seyrettikçe Türk olmaktan utanıyor.

* Önemli bir konu daha var: Niye programa katılan birçok kadına kafalarında iğreti şekilde dursa da türban taktırılıyor? Bu televizyon kanalının formatı mı? Çoğu kadınlar türbanlı ama özel yaşantılarında türban takmadıkları belli oluyor. Zira göğüs bölümleri açık, türban kafalarından düşü düşüveriyor. Bunun anlamı ne?

* Bir de o ağlamalar sızlamalar yok mu ya! İnsan çileden çıkıyor. Ağlayanın yapmacık ve talimat üzerine ağladığı, komut üzerine hemen susuvermesinden belli oluyor. Bugün Müge Hanım da ağlayıverdi. Kameralar karşısında ağlamak hiç güzel görüntü vermiyor. Reklam arasında ağlasınlar bence!

* Müge Anlı da, farkında olmayarak Türk toplumunun yozlaşmasına katkıda mı bulunuyor yoksa farkında mı?

Mustafa Mumcu, 03 Şubat 2009, saat: 16:12
 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..