Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '07

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Muğla' da kebap çorbası...

"O da ne öyle... Kebabın da çorbası olur muymuş?" Dediğinizi duyar gibiyim.

İlk duyduğumda ben de çok şaşırmıştım.

Tarhana, Ara, Dutmeç Muğla'ya özel çorbalar.

Tarhana çorbası o bildiğimiz "tarhana çorbası" gibi yapılmıyor Muğla'da. Kurutuluşu bile farklı... Malzeme diğer tarhanalarla aynı. Ama, bir farkla ki yoğurdu biraz daha fazla... Bir de ortası delik küçük kurabiye şekli verilerek kurutuluyor. Yiyesi geliyor insanın.

Aslında çorba demek yanlış.... "Tarhana aş"ı deniyor yörede ve kış aylarında sabah kahvaltılarının vazgeçilmezi. Pişirirken içine kuru biber, börülce ve kemikli et konuyor... Ve kıvamı çorbadan çok, suyu fazla yemek gibi.

Ama anlatmak istediğim "kebap çorbası" hiç bir yemek sitesinde ve listesinde adı geçmeyen... Ancak bilenlerin tadına doyamadan içtiği bir "sabah" çorbası. Ve Muğla'da sadece bir yerde içebiliyorsunuz. Sabah saat 7'de başlayan servis... Saat 9:30'u bile bulmadan çorbanın bitmesiyle son buluyor. Daha sonraki saatlerde bulamazsınız... Ertesi günün sabahını beklemeniz gerekiyor içebilmek için.

Kebap çorbası diyorlar adına... Sadece "Köfteci Memet" yapıyor bu çorbayı.

Köfteci Memet deyip geçmemek lazım... Hayatımda o denli güzel köfte yemedim desem yalan olmaz.

Başparmağınızla işaret parmağınızı uç uca birleştirin, o büyüklükte köfteler. İçinde ekmek yok... Lezzet var. Baharat sanki hissedilmiyor, yok gibi. Tarifini sır gibi saklıyorlar.

Hani küçük lokantaların, küçük boy tabakları vardır... Onlarda yapıyorlar servisi. On kadar köftenin yanında, köftenin kızarmış olduğu ızgaranın altında kalan yağa batırılmış ekmek dilimleri. Mutlaka tadılması gereken bir lezzet.

İşte bu minicik dükkanın vazgeçilmezi "kebap çorbası."

Ortalama 40-50 cm çapında ve aynı uzunlukta... Alt kısmı daha geniş, üste doğru daralan bir toprak kapta başlıyor serüven. Bu toprak kaba dana eti konup, kapağı hamurla hava almayacak şekilde kapatılarak fırının içine bırakılıyor... Ta sabaha kadar ağı ağır pişiyor o et.

Sabah et ve kemik suyu kaynatılıyor bir başka kapta. Ve servis toprak kaptan alınan etin -ki dağılıyor küçük parçalar halinde- çorba kasesine konulup, üzerine de kaynatılmış et suyu dökülerek yapılıyor... Baharatı size kalmış... Ama baharat koymayı gerektirmeyecek bir tat... İnanamıyorsunuz tabağınızdaki çorba bittiğinde... "Ne zaman içtim, bitirdim" diye şaşırıyorsunuz.

Ve nasıl pişirildiğini öğrenmek için... Bir dedektif gibi çalışıyorsunuz.

Sadece gülümsüyorlar sorduğunuzda tarifini.

Nasıl öğrendim bu "sır"rı... Rüşvet (!) vererek. "Milliyet Blog'da yazacağım" dediğimde akan sular durdu.

Kendimi haber peşinde koşan bir gazeteci (!) gibi gördüm.

Ama ne haber (!)... "Kebaplı çorba tarifi" haberi.

Olsun!.. Öğrendim ve size ulaştırdım ya... Önemli olan bu.

 
Toplam blog
: 139
: 1916
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

Bana biri kendini anlat dese, susar kalırım. Her konuda çılgın bir istekle konuşan ben, işte o anda ..