Muhabir Telli'ye saldırıdan yola çıkarsak

Şu ülkede, sporu gerçekten çok sınırlı kaynaklardan takip ediyorum. Transfer haberlerini falan, takımların birinci dereceden iş bitiren yöneticileri (Bkz. Haldun Üstünel) açıklamadıkça hiçbir haberi okumuyorum bile. Günümüz de gerçekten spor yazarları neden bu kadar havalarda anlamak mümkün değil.

Takımımı desteklesin, desteklemesin. Kimisi gerçekten adam yerine bile konmayacak durumdalar. Maç öncesi gereksiz, kimsenin beklentisi olmadan atılan iddialar, e top bu kardeşim bazen de iddialar kaybediliyor. Ben herhangi bir erkeği iç çamaşırıyla görme meraklısı değilim, ama adam bana bunu sunabiliyor. Yersen!

Ercan Saatçi, Hürriyet Gazetesi'ne Spor Koordinatörü olmuş. Bak sen şu işe. Derdim, orayı başka insanların hak ettiği falan değil. Sonuçta, muhabirler haberi yazmasa bile, gazetedeki editörler, muhabirlerin imzasını kullanıp haber girebiliyorlar. Mehmet Topuz olayında Rıdvan Dilmen’in başına gelmişti böyle bir olay. Ama Ercan Saatçi ya! Sadece ailevi ilişkilerinden dolayı geldiği makamda, Türk Sporunu ileriye nasıl götürecek?

Henüz gelişen bir olay: Bursaspor başkanı İbrahim Yazıcı, Habertürk muhabiri Erhan Telli’yi sille tokat dövmüş. Gerekçesi Fatih Terim hakkında yazdığı belki de yazmadığı ama altında imzasının olduğu bir haber. "Fatih Terim istifa etmedi. Bunu Özgener duyurdu" konulu. Adam kalkıp sen mi yazdın ulan bu haberi diyor, sonra dalıyor muhabire.

Yalan haber yazanları toplasak, meydan dayağı atsak, kolumuz bacağımız ağrır. Ben Erhan Telli doğrudur, yanlıştır davasında da değilim. Ama sen kim oluyorsun da, sırf Terim’in son maçı Bursa’da olacak diye ortamda bulunmandan ötürü bu hakkı kendinde buluyorsun?

Lig Tv'nin internet sayfasında, işte olayın perde arkası diye video haber var. İbrahim Yazıcı, yaptığını yalanlayacak durumdan aciz. Biraz vücut dilinin ne söylediğine bakın. Sürekli gözler kaçıyor, hayret hafiften utanma var.

Efendim Mahmut Özgener araya girmiş de, bunu aramızda çözelim miş. Miş miş miş. Aranızda ortak olan şey ne ki? Neden Erhan Telli’yi aranıza almaya çalışıyorsunuz? Zaten, dünya hayretle izliyor. Yabancı bir arkadaşım, “Deniz bana bir gün ver ve o gün o saatte sadece benle ilgilenerek, nedir sizin Milli Takımın problemi, anlat bana” isteğinde bulundu. Neden biz gruplardan çıkarsak iyi oynuyormuşuz da gruplardaki rakipler kolay diye mi yenemiyormuşuz. Çocuğu bahislerde en çok yatıran takımların başında geliyor Türk Milli Takımı.

Durum bahisle falan açıklanamaz zaten. Ama bahis demişken gireyim konuya, dışarıdan, milli takım düzeyinde bu bahis işlerine yönelim olabilir mi diye sorularda aldım. Ama cevabım vardı. Gerek yok dedim Dalibor’a (Dado). Fatih Terim zaten 300 kattan fazla resmen çalışan bir kişinin maaşını alıyor.

Ben de çıkıp yazayım o zaman yalan haberi. İzmir’de bir kupa finalinde dövsünler beni de. Hayır, seni kim takar oğlum diyebilirsiniz de, İzmir’de yine büyük bir maç olana kadar, hiç belli olmaz bu işler. Ercan Saatçi koskoca Hürriyet’e Spor Koordinatörü olmuşken. Daha iyi şarkı da yazarım, daha iyi futbol da yazarım, daha iyi futboldan da spordan da tiksindirtirim insanları.

Bu yazım tüm gariban futbolseverler için gelsin. Her transfer döneminde Henry ile Eto’o birden transfer edilsin, iş ikisinin aynı uçakta getirilmesine kalsın.