Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '13

 
Kategori
Edebiyat
 

Muhafazakar sanatı savunanlar, Mesnevi'den ne kadar haberdar?

Muhafazakar sanatı savunanlar, Mesnevi'den ne kadar haberdar?
 

Prof. Mustafa İsen, Prof. İskender Pala gibi bir çok edebiyatçı, muhafazakar sanatı olması gerektiğini savunuyorlar; müstehcenliğin sanatı bayağılaştırdığını ve sanatta olmaması gerektiğini düşünmüşlerdir.
 
Haklılar mı sizce?
 
Bence, değiller...
 
Çünkü müstehcenlik, sanatın olmazsa olmazı...
 
Evet, sanatta kullanılmayabilir, ama olmamasını savunmak saçmalıktır; bir çeşit sanata girmiş sansürdür...
 
Muhafazakar sanat savunucuları, acaba Rumi'nin Mesnevi'sindeki müstehcen hikayelerden haberdarlar mı?
 
Haberdar olmamaları mümkün değil, haberdar değilseler nasıl profesör olduklarını sorarım.
 
Mesnevi'de bir çok müstehcen hikaye var, ama bir tanesi var ki, müstehcenliğin zirveye çıkmış halidir.
 
Merak edenler, 'Kabağı göremeyen kadın' hikayesine bakabilir.
 
Müstehcen hikayelerinden dolayı, Rumi'ye asla ön yargılı bakmadım.
 
Sanat, insanı ilgilendiren her şeydir; müstehcenlik ise cinselliğin açıkça ifade edilmesidir; dolayısıyla müstehcenlik, insana dair bir durum olduğu için, sanata girmesinde bir sakınca yoktur.
 
Acı olan şu ki, 745 yıl önce verilen bir yapıtta, müstehcenlik diye sınırlama, tartışma olmazken, 745 yıl sonra 'muhafazakar sanat' tartışması yapılıyor,  sanatta müstehcenliğin olmaması gerektiğine ve bu müstehcenliğin ayıp olarak görüldüğüne dair tartışmalar yapılıyor.
 
Sonuç şu:
 
745 yıl öncesinden teknolojik olarak kat kat ileriyiz; ama, o zaman ki fikirsel hoşgörüden kat kat geriyiz.
 
-Mustafa Yıldırım - 14.06.2013
 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..