Muhalefet niye telaş içinde?

Son günlerdeki gelişmeler, Türkiye'deki siyasi muhalefeti tedirgin bir telaş içerisine itmiş görünüyor..

Gerek CHP, gerekse MHP ülkedeki "sivilleşme" karşısında kaygı ve öfke sergiliyorlar..

Askeri Mahkemelerin yetkisinin daraltılarak, sivil mahkemelerin alanının genişletilmesinden rahatsızlar..

"İrtica belgesinde" imzası bulunan Albay'ın sivil mahkemece tutuklanmasından haz etmediler..

Bunlar, sivil demokrasinin kurumları olan "muhalefet" partileri.. Ama sivilleşmeden müthiş rahatsızlık duyuyorlar.

Hadi, CHP'yi biraz anlıyoruz.. CHP varlığını demokrasiye borçlu olmayan bir partidir. Demokrasi öncesi dönemin ürünüdür.. Bu yüzden demokratik açılımlar onu rahatsız edebilir.. Mecliste engelleyemezlerse, Anayasa Mahkemesi önünde sürekli nöbet tutan bir temsilcileri var zaten..

Ama MHP'ye ne oluyor.. MHP bir sivil siyasi parti değil mi? Varlığını demokrasiye borçlu değil mi?

Ülkücüler, her zaman "devlet" in yanında yer aldılar. Adeta, ideolojik olarak "devleti" kutsadılar..Ama darbe dönemlerinde yine "devlet elinden" şamar yediler..

Eski ülkücülerin bir çoğu, devletin soyut bir kavram olduğunu, ancak onu işleten zihniyetle bir somutluk ve bir anlam kazanacağını öğrendiler.. Görülen o ki, MHP'nin içinde hala bunu öğrenemeyenler var.

Türkiye insanı "devletinin" sivilleşmesini istiyor. Dayakçı, yasakçı bir devlet'ten, hak ve hukuku üstün tutan bir devlete geçmek istiyor. Halkın davul, devletin tokmak olduğu yapıdan kurtulmak istiyor..

Elbette, eski düzenin imtiyazlıları bunu istemez; engellemek için elinden geleni ardına komaz.. İyi de, sivil siyasetin vazgeçilmez kurumları olan "siyasi parti"lere ne oluyor?

Genelkurmay Başkanı'ndan çok, Deniz Baykal içerlemiş, askeri yargının alanının daraltılmasına.. Bu nasıl iş?

MHP'li Oktay Vural, "uyum yok, uyum yok" diye feryat ediyor.. Uyum nasıl oluyor acaba?

"Herşeye he dersen kavga çıkmaz" misali, uyum bozulmasın diye, Türkiye demokratikleşmesini, hukukun üstünlüğü yolundaki gelişmesini bıraksın mı?

O zaman size ne ihtiyaç var? Eğer, dayakçı devleti isteseydik, "darbecileri" başımızdan savmaz; sizleri seçmezdik..

Türkiye'nin tarihi bir değişim, dönüşüm sürecini yaşadığı şu günlerde, Türkiyedeki siyasi muhalefet çok kötü bir sınav veriyor. Sınav o kadar kötü gidiyor ki, onlar açısından, kaybettikleri her puan rakipleri olan İktidar Partisi'ne yazılıyor..

Üstelik bu sınavın sonucunda tarihe geçmek de var..

Muhalefet partileri tarihe nasıl geçmek istiyorlar acaba?

Sivilleşmenin önünde en büyük engel olarak duran "sivil siyasetçiler" olarak mı?

Biz niye böyle ters bir ülkeyiz, Allah aşkına!...