Muhalefet sarsılıyor

AKP, Muhalefeti künde ile yere çaldı. Ondan beri ses seda kesildi ama bu kez muhalefetin muhaliflerinden sesler yükselmeye başladı. 

 

Kemal Kılıçdaroğlu geldiğinden beri 5 kez seçim kaybetmiş..

 

Devlet Bahçeli’nin ise Maşallahı var tam 12 kez seçime girmiş ve her keresinde nakavt…

 

Batı’da devlet adamları, bir kez seçimi kaybetti mi, “Hadi eyvallah…!”der şapkasını alırlar ve bir daha o kaybettikleri mevkinin semtine uğramazlar.

 

Kaybeden kaybetmiştir arkadaş bunun lamı cimi yok.. Israr etmenin de alemi yok. 

 

Hani, bizim memlekette derler ki : “Osman Bey’in Pehlivanı gibi yeniliyor yeniliyor, doymuyor..” Evet, bizimkiler de seçimlerde yeniliyorlar, yeniliyorlar. Ondan sonra da “Var mı bana yan bakan..!” diye ayağa kalkıyorlar. Bu adamları kim ciddiye alır. Kendi kendilerini ciddiye almıyorlar ki… Meclis lokantası onlara rahat geliyor. Ekmek elden su gölden… Vatanı, milleti de zaten AKP kör topal idare edip götürüyor. Ne lüzum var , memleketi idareye talip olmaya. O zor iş… Çok çok zor iş. O işi varsın becerenler yapsınlar… Muhalefettekiler de yatsınlar.

 

Çünkü böylesi işlerine kolay geliyor. İşte bir kez seçildiler mi, 4 yıl Meclis’e gitseler de, gitmeseler de 2015 yılının Milletvekili Maaşları 15.000 bin lira. (Milletvekili emekli maaşları da :8.190 TL. sı..) Haydi buyurun bu maaşları, devlete talip olmayan milletvekillerine yakıştırın.

 

Eh Meclis Lokantası desen sudan ucuz , çorba 1 Tl.sı; en pahalı et yemeği 6 TL.sı…

Yeme de yanında yat.

 

Adamlar niye hır çıkarsınlar, niye devleti yönetmeye talip olsunlar…

 

Bazıları da her şeyi halka yüklüyor. “Halk işini bilmiyor..!” diyorlar… Halk ne yapsın? İşte %60’la Meclis’in büyük çoğunluğunu tepsi içinde Muhalefete buyur ettiler geçen seçimlerde. Ne oldu? Muhalefetin tümü de “İstemezük…!” feryatlarıyla fersah fersah kaçtılar.

 

Kemal Kılıçdaroğlu nakavt…!!

 

Devlet Bahçeli nakavt…”  Ama hala Meclis’teler.. yiyip içip geziyorlar. Başka bir şey yaptıkları da yok. Devlet nasıl olsa onlara bir diş kirası veriyor. Sus payı…!

 

Aman yarabbi, Parti Genel Başkanlığı’ndan ayrılmak ne kadar zormuş..? Neden? Acaba birileri “sizin Parti’nin payına verilen bilmem kaç milyon liraya nerelere harcadınız?” soracak diye mi korkuyorlar… Bilmem!

 

Herhalde o hesapları birileri tutuyordur. Altından kalkarlar İnşallah!

 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun  rakipleri kılıçlarını bilemeye başladılar bile. 

 

Yalova’lı Muharrem İnce , zor bela Meclis’e seçilip geldi. Geçen seçimlerde de Kılıçdaroğlu’na kafa tutmuştu. Kılıçdaroğlu iyi insan. Onu harcamadı. Yine seçileceği bir yere koydu. Niye ?

 

Muharrem İnce kavgacı bir insan. Kılıçdaroğlu gibi kibar insanların yanında böyle işin üzerine yalın kılıç gidecek insanlara da ihtiyaç var. 

 

Eskiden olsa Deniz Baykal hepsinin hakkından Maşallah gelirdi. Ama bir kumpasa düşünce, başa gitmek düştü. Deniz, Recep Tayyip Erdoğan’ı  düştüğü çukurdan kurtarmıştı. Ama aynı şeyi  Sayın Tayyip Erdoğan yapmadı. Deniz de bu işe kahredip, geri çekildi.. Çekilmesini bildi. Ama hala saygın bir adı var. Deniz Baykal’ın adı Genel Başkanlar içinde unutulmayacaktır.

 

Ya Kılıçdaroğlu ne yaptı… Kılıcını meydanda döndürdü durdu. Ama hiç kimseye isabet ettiremeden. Kimse onu ciddiye almadı. İyi insandı, güzel insandı ama işte o kadar… Bir parti yöneticisi olarak Parti’yi başa oynatamadıktan sonra ne yapsan boştur?

 

Bazıları da derler ki, “CHP’nin başına kim gelse boştur… Çünkü artık CHP’nin felsefesi yoktur. Doğru mu? Onu Allah bilir.. Denemek gerekir. CHP’nin içinde ve dışında CHP’yi yönetecek hiç mi akıllı adam yok? Yoksa…  Yandı gitti Türkistan!

 

Muharrem İnce gelse ne olur? Bağırır çağırır, ilk Genel Kurul’da çeker gider. Bu iş onun yapabileceği, altından kalkabileceği bir iş değildir. Açıkça, İnce, CHP’yi yeni ufuklara götürebilecek adam değildir. Partiyi derleyip, toparlayamaz. 

 

Diğer aday Umut Oran’ın belli ki bir kırgınlıkla hareket ettiği anlaşılıyor. Akıllı bir genç olmasına karşın, Parti tabanına hakim olduğu söylenemez. Daha başka kafa kaldıranlar da var. Örneğin İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’da Olağanüstü Kurultay istiyor. 

 

Bir de Mustafa Balbay var… Yani bayrak açan açana… Bakalım daha kimler çıkacak…

 

Böyle Kurultay’larda Genel Başkan’ı yenebilmek çok güçtür. Çünkü bütün illerden gelen delegeler zaten Genel Başkan’ın adamları oluyorlar. O bakımdan Kılıçdaroğlu’nun altı sağlam ama , o da bu işin sittin sene sürüp gitmeyeceğini biliyor. Artık zevale erişilmiştir. Daha fazla diretmenin anlamı yoktur.

 

Devlet  Bahçeli ise artık o kadar… Bitmiştir. Bitmiştir de.. Onu artık kim kaldıracak.. Ona cesaret edemiyorlar. Çünkü MHP tehlikeli bir Parti. Böyle bir Parti’yi gürültüsüz patırtısız yönetmek çok güç. Devlet bunu becerdi.. Bunu herkes biliyor. Onun için Milletvekilleri stotükonun değişmesini istemiyorlar. Mesela onun yerine Koray Aydın’ın geldiğini düşünün.. Hadi düşünmeyin. Çok zor…

 

Ama belli ki  Devlet Bahçeli’ye “Güle Güle..” demenin zamanı gelmiştir. Ama bunu ona kim söyleyecek? Devlet dinlese dinlese Prof.Dr. Zuhal Topçu’nun sözünü dinler. Ama dinler de uygular mı?

 

Hadi herkes işine… Bize mi düştü Genel Başkan seçmek!

 

Bana kalsa , CHP’de Doç.Dr.Ümit Kocasakal’ı  Genel Başkan seçerim. CHP’yi kurtarsa kurtarsa onun gibi sorunların dibine inebilen, düşünebilen genç insanlar kurtarabilir.

 

Deyip keselim. Bu işler kolay değil. Herkes şapkasını önüne koyup düşünsün.

 

Ama belli ki, bu işler böyle gitmiyor. Bu gidişle AKP 2027’de de başta olacak. CHP’de bazı insanlar kendini kurtarmaya çalışıyor.. İşte o kadar.

 

Gerçi memlekette çareler tükenmez.. Tükenmez de, bazılarının, belli ki nefesleri tükendi. Bunu görmek istemiyorlar. Yazık…!