Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Muhalefet

Türkiye'nin sosyal, ekonomik, eğitim, teknoloji ve daha sayısız alanlarda dağ gibi problemleri vardır. Japonya, güney Kore ve Avrupa ikinci dünya savaşından sonra o kadar çabuk toparlandılarki, 1960 tan itibaren Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkeleri dışardan işçi getirme mecburiyetinde kaldılar. Japonya dünyanın en büyük üçüncü ekonomik gücü oldu. Güney Kore kaliteli elektronik, teknolojik ve sair motorlu üretimleriyle, tersaneleriyle, Avrupada bir marka olarak varlığını gittikçe artırırken, savaş yüzü görmemiş olan Türkiye iç siyasi çekişmelerden, askeri darbelerden, bürokrasiden, yolsuzluklardan, temel hak ve hürriyetlerin geliştirilmemesinden ve sair nedenlerden dolayı hiçbir yere varamadı ve gurumuzu ayaklar altına alarak ümidini AB ye bağladı ve borç yatağı içinde süründü durdu ve hala aynı durum devam ediyor. Oysaki nüfusunun % 70 şi 30 yaşının altında olan, Avrupa ve Japonyaya nisbeten, çok daha fazla yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip olan Türkiye bugün borç alan değil, borç veren tam bir ekonomik güç ve hukuk devleti ülke konumuna gelebilirdi.

Fakat yıllardır ne milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı, ne seçim ve partiler yasaları değiştirildi. Şayet bir ülkede, milletvekilleri adayları parti başkanları tarafından tesbit ve tayin ediliyorsa, o ülkede demokrasi yoktur ve o seçilen milletvekilleri TBMM de milli iradeyi asla temsil edemezler. Adaletteki eksiklikler ve eğitimdeki eşitsizlikler temel hak ve hürriyetlere tamamen ters düştüğü halde bu hususta en ufak bir adım dahi bugüne kadar atılmadı. Bır yaşlı ve tecrübeli hekim olarak, Türkiyedeki sağlık sisteminin , dünyanın en kötü sağlık sistemlerinden birisi olduğunu söyleyebilirim. Can ve mal güvenliği, yokluk, açlık, sosyal hakların olmayışı, çarpık yapılanma maalesef bu iktidarlar sayesinde Türkiyenin makus kaderi olmaktan, kendini bir türlü kurtaramıyor.

Önümüzdeki 2011 seçimlerinde Ak Parti oy kaybetse dahi, şayet bugünkü zayıf muhalefet, başta Sn. Baykal ve Bahçeli olmak üzere, muhalefetin sair ileri gelenleri bütün Türkiyeyeyi adım adım dolaşarak, vatandaşla dirsek temasına gelerek, onlara iktidara geldiklerinde neyi ve nasıl yapacaklarını açıklayarak, ümit kaynağı olmadıkları, vatandaşa güven sağlamadıkları, sadece TBMM grup toplantılarında parti başkanlarının ve TV'lerde muhalefet mensuplarının iktidarı eleştirmeleriyle sınırlı kaldıkları müddetçe ne CHP yi ne de MHPyi tek başlarına veya koalisyonla iktidara taşıyabilirler. Muhalafetin artık bu köhne stratejisini değiştirmesinin zamanı geldi ve hatta geçiyor bile.
 
Toplam blog
: 3
: 472
Kayıt tarihi
: 08.10.08
 
 

1931 doğumluyum. Önce Ankara askeri tıp okuluna girdim ve 4. üncü sınıftan ayrılarak tıp tahsilimi s..