Muhalefeti küfürle susturmaya çalışmak geri teper..

Namert,  

Alçak,  

Şerefsiz,  

Cibilliyetsiz,  

Soysuz,  

Aklı evvel,  

“Ananı da al git.”,  

“Sayın Öcalan”,  

Kelle,  

“Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.”,  

Nankör,  

Ucube,  

“Her Üniversite mezunu iş bulacak diye bir kural mı var?.”,  

Benim Bakanım,  

Benim Meclis Başkanım,  

Benim Cumhurbaşkanı adayım,  

Benim Valim,  

“İstediğim Bakanı kapı önüne koyarım.”,  

(Mecliste, Meclis Başkanı’na hitaben);  

“Bunları sen mi susturacaksın, yoksa ben mi susturayım?.”,  

“Benim Partimi, Hizbullah’la işbirliği içinde göstermek namertliktir.”  

RTE bu son cümledeki sözleri söylerken, herhalde iki AKP’li vekilin Mustazaf Der’e gittiklerini ve hatta bir tanesinin de “Hizbullah olmasa ben seçilemezdim” dediğini bilmiyordu, Ya da insanların bu tür Hizbullah-AKP işbirliklerini görmediğini sanıyordu. Yeri gelmişken, Mustazaf Der’in Hizbullah'la İşbirliği yaptığı Yargı kararı ile tespit edilmiştir. Zaten Emniyetin gözü de bu Derneğin üzerindedir. Ayrıca bu dernek le işbirliği yapan AKP’li il ve ilçe başkanlarının dinlemeye takılan konuşmaları da ilerde ortaya çıkacaktır nasıl olsa. Ve bu “Namert” kelimesi asıl adresini bulacaktır.  

RTE’nin sözleri ve görmek istemedikleri, ya da “halkım nasılsa bunları bilmez” yaklaşımı içinde ki tavırları ile ilgili bir kaç örnek vermeye çalıştım.  

Yukarda sıraladığım ve hiç bir AKP'linin ve yandaş medyanın eleştirmediği, eleştirmeye cesaret edemediği sözler, bu ülkede Başbakanlık yapan RTE'ye ait. Bu sözler aynı zamanda RTE'nin ruh halini, demokrasiye bakışını, parlamentoya bakışını, her şeyden önemlisi halkımızı nasıl gördüğünü, onlara nasıl yaklaştığını göstermesi açısından önemli. Bu sözler söylendiği zaman çektiği tepki hafızalardadır belki de. Ben yine de unutulmuştur diyerek hatırlatmak istedim. Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarını eleştiren ve bu tür RTE salvolarını görmezden gelenlere ithaf olur.  

Halkımızı "bir şeyden anlamaz" yerine koyan, muhalefete kesinlikle tahammülü olmayan, her türlü muhalefeti, gücünün yettiklerini içeriye atarak, gücünün yetmediklerini ise küfürle susturmaya çalışan bu zihniyet tabi ki Başkanlık sistemini ve iki partili sistemi arzu edecektir, kendisine hedef olarak belirleyecektir. Bu zihniyetten başka türlü bir tavır beklenemez. 

Ama unuttuğu bir şey var RTE'nin.  

Bakın bütün kuzey Afrika kaynıyor. Yemen kaynıyor, Ürdün kaynıyor. Tunus'taki diktatör, ülkesinin altınlarını da alıp kaçtı. Mısır'daki de kaçmak için uçakları hazır bekletiyor. Halkın gücü karşısında hiç bir diktatör duramaz. Afrika'dan ve üç kağıtçı Arap Şeyhlerinin ülkelerinden esen bu rüzgar belki de, ilerde yukarılara daha kuzeye doğru çıkacaktır.  

Başta AKP yandaşları ve “Yetmez ama Evet’çiler” olmak üzere, yorumda, değerlendirmede sizin.  

Saygılar..  

30.01.2011