- Kategori
- Kitap
Muharrem Kubat Üzerine
KİTAPLAR ARASINDA:
MUHARREM KUBAT (Dediklerinden de Fazla)
Kitabın Adı: Muharrem Kubat
(Dediklerinden de Fazla )
Yazarı: Şükrü Türkmen
Basıldığı Yer: Öz Kâğıtçılık
Basım Sanayi Tiç. A.Ş. Eskişehir.
Bininci baskı: Ekim 2019
Sayfa: 352
Türü: Söyleşi.
Muharrem Kubat, Eğitimci şair ve yazar eserleriyle, şiirleriyle yakından tanıdığım bir gönül adamıdır. Aslen Afyonkarahisarlı olup halen Eskişehir’de oturuyor.1991 yılında Unesco tarafından kabul edilen YUNUS EMRE SEVGİ YILI münasebetiyle Eskişehir’de tanıştık. Dostluğumuz o günden bu yana devam ediyor. Bu programı Kültür Bakanlığı ve Eskişehir Valiliği iş birliği bağlamında ve Halk Bilimci (folklorcu) Prof. Dr. İrfan Ünver NASRATTINOĞLU hazırlamışlardı. Sırası gelmişken Sayın dostum Sayın İrfan ÜNVER’ e de teşekkürlerimi sunmak istiyorum. O tarihte Uluslararasında yapılan Şairler Buluşmasında o etkinlikte benimle birlikte olanlardan bazılarını anmak istiyorum: Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Murat Özmen, Hayrettin İvgin, Mehmet Ali Sarar, Dr. Mehmet Önder, Gülten Çiçek, Av.Ali Altınyıldız, Mehmet Aziz Bolel, Cemal Safi, Fikret Akın, Nedim Uçar, Mehmet Zeki Akdağ, Dr. Nurettin Özdemir, Dr. Kahir Kutsi Makal, Berdan Karagöz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Gönül Ünver, Halil Sevindi, Semih Sergen, İtalya’dan Ord. Prof. Dr. Anna Masala, Kerim Aydın Erdem, Osman Baymak, Gürünlü Aşık Gülhani, Mehmet Attila Maraş gibi şair ve yazarlardı. O tarihte Eskişehir Valisi Bahaeddin Güney‘di.4- 8 Şubat 1991 yılında yapılan bu etkinlikte tanıdığım bazı isimleri anmak istedim. Bir de Kültür Bakanımız Sayın Namık Kemal Zeybek’te aramızda idi. Bugün bunlardan bazıları yok aramızda, olmayanları da rahmetle anıyor, yaşayanlara sağlıklı günler diliyorum…
Geçenlerde bana bir tomar posta geldi. Bu gönderiler arasında gazeteler, dergiler, dostlardan gelen mektuplar, kitap vardı. Bular arasında Muharrem Kubat’ın bana imzalı olarak armağan ettiği “ Muharrem Kubat / Dediklerinden de Fazla” adlı kitap vardı. (Tarih:15.11.2019) özellikle kadim dostum Muharrem Kubat’a bu inceliklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun ve okuyucuları bol olsun diyorum.
Muharrem Kubat’la yazarın deyimiyle “bu nehir söyleşiyi” yapan değerli meslektaşım Şükrü Türkmen beyi yakından tanımıyorum, ancak çeşitli eğitimle ilgili yayın organlarında adına ve imzasına rastladığımı anımsıyorum. Muharrem Kubat’ı yakından tanıyor ve onunla kayda değerli bir uzun soluklu bir röportaj / söyleşi yaptığını görüyorum. Bu önemli bulduğu söyleşiyi bir kitapta toplamışlardır, iyi de etmişlerdir. Türk kültürüne ve Türk kitaplığına kayda değer kalıcı bir kitap kazandırmışlardır. Ellerine ve yüreğine sağlık diyorum. Gelecek genç kuşaklara Muharrem Kubat hakkında araştırma ve inceleme yapacaklara hayat öyküsüyle ilgili dört dörtlük bir eser hazırladıklarını görüyorum.
Kitabın GİRİŞ bölümünde eserin yazarı Şükrü Türkmen’in bir özsözü vardır. Ş. Türkmen özetle şunları yazıyor:“ Bir söyleşinin amacı, söyleşi yaptığımız kişinin merak edilen yanlarını anlatmaya çalışmak ve bunu başkalarıyla paylaşmak… Bu işin en temel kuralı da karşınızdaki kişinin size güvenmesi… Söyleşiye başladığımızda 2017 yılı Ağustos ayı idi. Kısa sürede bitirmeyi planlamıştık. Ama olmadı. Kubat Kültür Evi’ne gelen ziyaretçi fazlalığının yanında,. Hiç susmayan telefonları ve katıldığı kültürel etkinlikler uygulamamızı epeyce geciktirdi. Tüm bu olumsuzluklara rağmen ancak bugüne kadar gelebildik. Çok istendiği halde bazı şeyler olmuyor işte!..(…) Soruları sorarken sadeliği ele aldım.
Muharrem Kubat,86 yaşında olmasına rağmen hafızasının gücüne ve zekâsına bir kez daha hayran kaldım. Dünyaya gelmesiyle başlar çileli hayatı. Kubat Hoca’mın. Doğar doğmaz ayrılır annesi ile babası. Bu yüzden Çocukluğu Güveçci Köyü’nde geçer. Kendisi tanıtım yazılarında doğum yeri olarak “ Karacalar” dese de bu, gerçeği yansıtmamakta ve nüfus cüzdanında doğum yeri “ Açık” yazmaktadır. İle ne de babasının köyü Karacalarla hemen hiç ilgisi olmaz. Tüm dünyası anası Selbi ( Nedendir bilinmez, ama yazılarında ve şiir kitaplarının ön sözünde onu anne adını “Selvi ”olarak belirtir) Ve Güveçci köyü…
Öğretmenlik nedeniyle, ikinci sınıfta dört yıl okunmasından dolayı, ilkokulu sekiz yılda bitirir. 16- 17 yaşlarında Çifteler Köy Enstitüsü’ne kaydolur. Tam” kurtuldum” derken ikinci sınıfta vereme yakalanır. Okuldan mezun olduğu gün annesinin 300 lirayla hemen bir arkadaşına 18 tane kuzu ve oğlak alarak ticarete atılır. Ama zarar eder bu işten. Daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsü’nü bitirme sınavlarına katılarak yeterlilik belgesini alıp ortaöğretim okullarında Edebiyat Öğretmenliği yapma hakkını kazanır. Askerlik dönüşü, isteği üzerine Emirdağ Ortaokulu Türkçe öğretmenliğine atanır. 1970 yılında, Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagöji Bölümü’nü de bitirir. Şükrü Türkmen bunları yazdıktan sonra. Muharrem Kubat’ın şiir konusunda düşüncelerine yer verir ve şöyle diyor:
“ Şiirlerinde aceleci değildir. Çalakalem şiir yazmaz. Bilgi ve duyguyu yoğurarak yazdığı şiirlerini, kendi tabiriyle belirli bir zaman mayalanmaya bırakır ve olgunlaştığına karar verdikten sonra o şiiri okuyucusuyla buluşturur. Genelde 6+5 = 11 heceyi tercih eder. Şiirlerinde mahlas kullanmaz. Buna göre “ Türkiye’me Sesleniş” adlı şiirinde ozanca ne denli vurgulu söylüyor:
Diz boyu çayırlar, sıralı dağlar
Yaylana, çölüne kurban olayım
Tanıktır tarihler, ses verir çağlar
Tozuna, külüne kurban olayım
Dörtyol’da portakal, İzmir’de üzüm
Ağrı Dağı’nda, kış, Mersin’de yazım
Zümrüttür Fethiye’m, Cennettir Kaş’ım
Arına, balına kurban olayım
Her zaman geçilmez Külek Boğaz’ı
Sivas’ta yükselir Veysel’in sazı
Başkadır Çakıt’ın baharı, yazı
Ayına, yılına kurban olayı. (s, 271)
Yazar Şükrü Türkmen şair Muharrem Kubat’ın şiirlerinden söz ettikten sonra onun eserleri hakkında bilgi veriyor: 1986 yılında İz Bırakanlar,1988‘de Umut Dolu ve 2006’da da Yaşamın İçinden adlı kitaplarını yayınlar. 2011 yılında Sanatının 60.yılında Muharrem Kubat İsimli kitabı yayımlanır. 1999 yılında ise Bağdat’ta yapılan 15. Uluslararası Mirbet Şiir Festivaline katılır. Şiirlerinin ana damarlarında vatan, millet, doğruluk, hüzün ve derinlik vardır” diye belirtir…
Adı geçen kitap 13 Bölümden oluşuyor.
1-Böbüüm: Muharrem Kubat’ın Çocukluğu (43), 2.Bölüm: Ana (57), 3. Bölüm: Baba (85), 4. Bölüm: Okul Hayatı (89),5. Bölüm: Yeni Ufuklar(111), 6. Bölüm: Evlilik(117), 7. Bölüm: Emirdağ, Çamardı, Bâla / Ankara (131), 8. Bölüm: Eskişehir (149), 9. Bölüm: Kubat Kültür Evi (165), 10. Bölüm: Ya Siyaset (173), 11. Bölüm: Şiir,12. Bölüm: Genel : ( 201) ve 13. Bölüm: Ne Dediler” yazılanlarla bitiyor.(225-269) bunlardan başka Muharrem Kubat’ın Yaşam öyküsü, Aldığı ödüller, sözlük ve İndeksle bitiyor. Bir de Muharrem Kubat’ın albümünden bazı fotoğraflar da yer alıyor.
Bu bölümler arasında Emirdağ ile ilgili anılarından söz ederken çok sevdiğim iki dostumdan da söyleşi sırasında iki isim vardır. biri Manisalı şair Kâzım Poyraz ( D: 1929- Ö: 02 Aralık 2017 / sayfa: 77) de diğeri emekli General şair ve yazar Fazıl Bayraktar’dan söz ediyor. (Sayfa:138- 139) da. Emekli General şair ve yazar Fazıl Bayraktar onunla ortak bir noktamız vardır. İkimizde yıllar önce Şanlıurfa / Harran‘da görev yaptık. Harran üzerine yazılmış şiirlerimiz vardır. Zaman zaman haberleşiyoruz. Halen İzmir’de ikamet ediyor. Kimi zaman Çağrı sanat ve folklor Dergisi ve Kültür Çağlayanı gibi dergilerde aynı sayfalarda bir araya geliyoruz.
Değerli eğitimci yazarımız Şükrü Türkmen aynı çizgide Türk edebiyatına birçok eserler kazandıran ve Eskişehir’de özellikle çok sevdiği rahmetli annesinin anısına açmış olduğu Kubat Kültür Evi’ni görülmeye değerdir. Ben de 2018 Haziranında Ankara’ya gittiğimde dönüşte sevgili hocamız Muharrem Kubat’ı Eskişehir’de burada ziyaret etmiş ve sohbet etmiştik. Gerçekten sanatımız ve kültürümüz adına büyük ve takdire değer hizmetlerde bulunmuşlardır. Muharrem Kubat’la yapılan bu söyleşi sırasında şunları söylüyor: “ Kaç yılıydı iyice bilemiyorum. Ama yaklaşık otuz, otuz beş yıl öncesi rahmetli Feyzi Halıcı Eskişehir’e gelmişti, Bir ara bana”Beni, Gökmeydanı’nda Vecdi Yarman’ ın yanına götürür müsün” dedi. Ben“ olur Ağabey” dedim. Söylediği adrese gittik. Dairenin tamamı antika eşyalarla, kitaplarla,, kilimlerle tefriş edilmişti. Duvarlarda el yazması sözler vardı. Yani çok değişik ve imrenecek bir mekândı. Feyzi Halıcı ile önceden ahbapmışlar. Vecdi Yarman Avukat ve kendisini Halk Edebiyatına adanmış Çok zeki bir aile… Çocuklarından bir ikisi rektör bile olmuşlar. Feyzi Halıcı ile Çok tatlı sohbetleri oldu. Tabi bana dinlemek düştü. Orada dinlendim. Yalnız orda dedim ki “ Tanrım bana da böyle bir ver. Benim de olsun”.
- Yalnız asıl amacınız özenti mi?
- Olur mu öyle şey… Anlattığım olay bana ilham verdi. Daha sonra elime böyle bir imkân geçti. Bu imkan doğunca, alt dükkanın asma kısmı katını iptal ettim. Bina bitince kitaplarımı getirdim. Emekli de olmuştum. İmkânlarım ölçüsünde döşedim ve oturulabilir hale getirdim. Burada yatak odası var, mutfak var, banyo tuvalet var, üstelik 40- 45 kişinin oturabileceği bir alan da var. Gönüllerde geniş olunca yetiyor işte…Burada yaptığım her hizmet anam aklıma geliyor. (say: 165-166). Şair Feyzi Halıcı’nın doğum tarihi: 1924, 9 Ekim 2017 ‘de aramızdan ayrıldı. Vefatının 3.Yılında bu güzel insanı da saygıyla ve rahmetle anmadan geçemiyorum. Türkiye kültürüne, Türk şiirine ve hatta halk edebiyatına, folkloruna, Çağrı Kültür Sanat Folklor Dergisiyle tam 63 yıl büyük hizmetler verdi. Bu yazımı yazdığım günlerde Çağrı Dergisi yıl: 64, Sayı:722‘ye ulaştığını görüyorum. Ocak 2020, sevgili Feyzi Halıcı’nın mekânı cennet olsun…
Eskişehir’de Kurtuluş Mahallesi, Ziyapaşa caddesinde No. 51 / A- adresinde bulunan Kubat Kültür Evi’nin öyküsü böyledir. Yapandan ve emeği geçenlerden Allah razı olsun diyesim geliyor. Yazarımızın Türkçesi de akıcı ve yapıcıdır. Kullandığı kelimelerde modası geçmiş, ağdalıma sözcükleri bulamazsınız. Dili arı ve duru, akıcı bir Türkçe ile yazılmıştır. Satır aralarında yakası eskimiş kirli hangi bir çalı, çırpıya bulamış sözcük te bulamazsınız.
Bunlardan başka Muharrem Kubat hakkında yazılanlar, Siyaset Dünyası, Onun Şiirleri, aldığı ödülleri, sözlük ve bir indekse yer vermişlerdir. Kitabın son bölümünden Muharrem Kubat’ın albümünden bazı fotoğraflara ayrıca yer vermişlerdir.
Sözü biraz uzattım galiba. Eğitimci yazar ve şair olan Muharrem Kubat’la yapılan bu söyleşi uzun soluklu bir nehir söyleşidir. Bunu hazırlayan eğitimci meslektaşım Şükrü Türkmen’i gönülden kutluyorum., ellerine ve yüreğine sağlık diyorum. Biraz da bu saygın vefalı yazarımızın özgeçmişini sizlerle paylaşmak istiyorum:
Şükrü Türkmen, eğitimci ve yazar. 1948 Emirdağ doğumludur. Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü’nü ve Devlet Lisans Okulunu da bitirmiştir. Bolu İzzet Baysal Üniversitesinde Eğitim Yönetimi ve Teftiş Ana Bölüm Dalında Lisansını tamamlamıştır. Çeşitli okullarda öğretmenlik ve idarecilik te yapmıştır. 1986 yılından itibaren Milli Eğitim Bakanlığı’nda Bakanlık Müfettişi ve 1993 yılında Bakanlık Başmüfettişi olarak görev almış olup, 20 Haziran 2013 yılında emekli olmuştur. Hazırlamış olduğu eserlerinden bazıları: Okullar da Yönetim Rehberi, Okullarda Yönetim, Öğretim Rehberi, Uygulamada Öğretmen, Okullarda Yönetim Etkinlikleri, Özel Dershanelerde Yönetim ve Denetim, Çavuşlu Sülalesi (1700- 2014), Örnekleriyle Emirdağ Ağzı ve Emirdağ Tarihi gibi eserleri vardır. Belgelerle Emirdağ adlı eseri Emirdağ Belediyesi tarafından yayınlanmıştır.
Sevgili kadim dostum ve bir ağabeyim olarak onunla gurur duyduğum eğitimi şair ve yazar Muharrem Kubat’ta hayırlı ve sağlıklı günler diliyor daha nice yıllara tüm sevdikleriyle birlikte erişmesini diliyorum. Sözlerimi “EMİRDAĞI”adlı şiirinden birkaç dörtlükle bağlamak istiyorum:
Başı karlı dağdan almış adını
Kaymağı bol olur Emirdağı’nın
Yiğittir, erkeği, merttir kadını,
Kaymağı bol olur Emirdağı’nın
Helkeyle yoğurdu alır eline
Yavaş yavaş düşer Pazar yoluna
Gelen giden herkes uğrar haline
Salısı sel olur Emirdağı’nın
Yaz gelince her şey kıra atılır
Bağ damında sere serpe yatılır
Ak kavunlar heybe ile satılır
Karpuzu al olur Emirdağı’nın
Yaylalara bölük bölük çıkılır
Yayıklar yayılır, sütler dökülür
Çoban kaval çalar, sürü sökülür
Koyağı yol olur Emirdağı’nın
Gelir gelmez hemen baharı, yazı
Türüm türüm tüter bayırı düzü
Melek örneğidir gelini kızı
Güzeli bol olur Emirdağı’nın
Kubat’ım gezmişim her koyağında
Çocukluğum geçmiş, karlı dağında
Ne yazsam az gelir, yazma çağında
Yavşanı gül olur Emirdağı’nın…(1)
Muharrem KUBAT
1-Muharrem Kubat / Dediklerinden de fazla
Hazırlayan: Şükrü Türkmen, Ekim- 2019
------------------------------------------------------------------------------
Muharrem Kubat İçin daha önce yazdıklarım:
- 1-Muharrem Kubat’a Mektup, Milliyet Blog 26 Temmuz 2011
- 2-Sanatının 60. Yılında Muharrem Kubat için yazdıklarım, Eskişehir 2011
3-Muharrem Kubat’la Bir Konuşma, I - Milliyet Blog, 21 Haziran 2018
4-Muharrem Kubat’la Bir Konuşma, II. Milliyet Blog, 22 Haziran 2018
5- Muharrem Kubat’la Bir Konuşma, III, Milliyet Blog, 28 Haziran 2018
6- Öğretmen Şair Muharrem Kubat’la Bir Konuşma,
Çağrı Dergisi, sayı: 704- 705 Temmuz - Ağustos 2018
Abdülkadir GÜLER
26 Şubat 2020- SÖKE