Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '13

 
Kategori
TV Programları
 

Muhteşem Yüzyıl, Fatih’i rakip görmüyor!

Muhteşem Yüzyıl, Fatih’i rakip görmüyor!
 

Ustaya Saygı!


Yaz başı yazdığım yazıyı hatırlarsanız, “ Muhteşem Yüzyıl’a Rakip Geliyor!” demiştim. İlk fragmanını beğenmediğimi de artık yedi düvel duydu. Pazartesi akşamı yayına giren Fatih dizisinden de çok umutluydum.

Peki, şimdi ne oldu?

Zevkle koltuğuma kurulup, heyecanım doruk noktasında keyfimi süreceğim hissi ile ekran başındaydım. Sonra inanır mısınız koltuk bana dar geldi! Vücudum değil ama ruhum kaçacak delik aradı! Bir gözüm Twitter da bir gözüm ekranda kabuslar yaşadı!

“Sen de ama abarttın!” diyenlere lütfen objektif olun demeyi de borç biliyorum. Fatih başladığı anda Twitter'ın en çok konuşulanları arasına beklenen yerini aldı. Aynı ölçe de Facebook’da da büyük ses getirdi. Birçok izleyici yeni diziyi haliyle önünde duran Muhteşem Yüzyıl ile kıyasladı.

“Palamı çektim, keleyi uçurdum hatta pek bir de ağdalı konuştum” demek Fatih için yetmedi. “Benim böyle bir ecdadım yok!” eleştirisi acaba Muhteşem Yüzyıl gibi Fatih’e de gelecek mi merak ediyorum.

Fatih dizisinin oyuncu kadrosunun, Muhteşem Yüzyıl gibi titizlikle seçilişini her birimiz medyadan merakla takip ettik. Fatih, dizi olarak gerek kostümleri, gerek yapımı ile Türk televizyonlarının en pahalı dizisi olduğu ifade ediliyordu. Haliyle bizim de beklentimiz tavan yapmıştı.

Tarihi konulara girerek sizleri bu yazıda boğmak istemiyorum!

Daha izlemeden kararımı vermiştim, sanırım sizler de benimle aynı fikirdeydiniz. “Fatih” dizisi çok görkemli bir yapım olacak ve dünyayı fethe çıkacaktı. Sizi bilmem ama ben projenin heybeti gözlerimi kamaştırmışken en ufak bir hatayı görmemek üzere de seyredeceğimi biliyordum. Fakat gördüklerim ve duyduğum 2 beden büyük gelen dublaj seçimi karşısında, dizinin vakarını sadece şimdilik kağıt üzerinde gösterdiğini fark ederek, içe kaçtım!

Kendimi Muhteşem Yüzyıl ile Fatih’i kıyaslamamak üzere de şartladım. Fakat acı gerçek evimde dolaşan ruh gibi beynimin her yanını dolaştı, durdu. Türk dizleri tarihinde Muhteşem Yüzyıl’ın başarısı inkar edilemez. Seçilmiş karakterlerin sanki gerçekmişcesine halkın hafızasına kazındığının örneği olarak da Meryem Uzerli- Vahide Perçin’nin Hürrem Sultan kıyasından fark etmiş olmalısınız. Seyircinin sempati duyarak izlediği tarihi karakterler, rol alan oyuncuların başarılı seçimi ve rol güçleri ile sanki capacanlı aramızda dolaşıyorlar.

Muhteşem Yüzyıl’ın, Türkiye’de gösterdiği büyük yankı dünyada da meyvesini verdi, aynı aşkla dünya tv kanallarında gösterilmeye başladı. 4 sezon sonunda dev adımları ile dünyayı titreten Muhteşem Yüzyıl’ın karşısında seyircinin bir bebek kadar korumasız Fatih dizisini getirmesi beni üzdü. Bu tarz ve tavırlarla yaklaşmak dizi projesinde yer alan bütün ekibi olumsuz etkileyecektir. Bizlerin gösterdiği sabrın seyirci tarafından da gösterilmesi ile Fatih başarılı bir dizi olacak gibi ama…

“Beni ekranda tutamadı!” diyen arkadaşa da hak veriyorum. Çünkü biz işimiz olduğu için sabırla 3-4 bölüm beklemek istiyoruz ama sizler dinlenirken eğlenmek, hayattan kaçmak adına izlediğiniz dizinin sizi avuçlarının arasına almasını istiyorsunuz. Bunu çoğunuzda başaramadığını dile getirmek için de sosyal medyaya ver yansın ettiniz.

Belki de en itici gelen şeylerden biri Mehmet Akif Alakurt’un dublajla büyütülüp, heybetlendirilmiş sesiydi, belki tarihi kişilikler ekrana yansırken de biraz gerçek kılığına bürünemedi, belki diyalogların yapısından oluşan karakterde “rol yapıyor” etkisi bulaşmıştı, belki entrikalar (ki bir dizinin izlenmesi için şart) yeterli desteklenmemişti, belkiler uzar gider.

Ben de farkındayım ilk bölümden bu kadar keskin konuşmak oldukça yanlış ama hafif bir hayal kırıklığım, iç burukluğum olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Ama beni umutlandıran gene “Muhteşem Yüzyıl” ın ekran tahtına kurulurken geçtiği yolun Fatih tarafından da yakalanabilir olmasıdır.

“Ben söylemiştim” diyip haklı görülmeye alışmış olan Ece ER olarak gene, yine, yeniden haklı olmak istiyorum. Fatih’in de Muhteşem Yüzyıl kadar başarılı bir ekran izi bırakmasını diliyorum.

“Kaldırılır mı?” sorusunun cevabı olarak “Fatih dizi olarak ekrana veda ettirilmez!” diyorum. Siz olsanız emeği, maddi, manevi, güçlüğü ile ortaya çıkarttığınız bir yapımı hemen harcar mısınız? Reytinglerin başarı olarak görüldüğü dizi sektöründe yeni ve beklenen bir dizi olarak reytinglerinin hiç de iç açıcı olmadığını da gördüm, ama gene de başarmasını istiyorum.

Muhteşem Yüzyıl’ın gölgesinin rakip olarak gösterilen Fatih dizisinin yüzüne düşmesi yılların getirdiği başarılı ivmesindendir. Pek çok izleyici ilk bölümden Fatih için Muhteşem Yüzyıl’ın kopyası olarak bakmaya başladı. Harem, dönen dolaplar, güzeller geçidi, aşka düşen maşuklar “Biz gerçek tarihi anlatacağız” diyenlerine de pek yakışmadı doğrusu. Savaşa bulanmış bir diziyi izlemek seyirciyi çekemeyecektir. Aşka aşıkları da çekelim yolunda dizi yazanların tarihe aşk bulaştırmaları da doğal da bu sefer yapılan çiğ, işlenememiş, yeterince sevmemiş  aşklar olarak kaldı.

Bir tarih dizisinin dekor, dönem kostümleri ile tarihi dizi kategorisinde yer alamayacağının örneğini Pazartesi akşamı gördük sanırım. Hele hele önünde başarılı bir örnek olarak duran Muhteşem Yüzyıl’ın formülleri ile bir senaryonun akıp gitmesi seyirciyi doyurmadı. “ Kötü taklit” diyenler çoğunluk da kaldı. Muhteşem Yüzyıl gene, yine, yeniden tahtını korudu!

Hayatta tahtınızı korumanız dileği ile….

www.televizyongazetesi.com

eceer6@gmail.com

https://twitter.com/eceer6

https://www.facebook.com/pages/Ece-Er-%C4%B0le-Ba%C5%9Fb 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 781
: 3899
Kayıt tarihi
: 23.09.12
 
 

16- 06- İstanbul'da doğdum. Tatbiki Güzel Sanatlar Tekstil Ana sanat dalı Moda tasarımı bölümünde..