Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '13

 
Kategori
TV Programları
 

Muhteşem Yüzyıl’ın "Menopozlu" tarihi

Muhteşem Yüzyıl’ın "Menopozlu" tarihi
 

Muhteşem Yüzyıl dizisini yayınlandığı günden beri bir tarih dizisi olarak görmedim. Daha doğrusu Türkiye’de tarih dizisi yapıldığına ya da yapılacağına çok da inanmadığım için yapılan işlere tarih dizisi çekilmiş gözüyle bakmıyorum.

Bir akımın parçası işlerin seyirciye sunumu. Muhteşem de bu mantıkla ortaya çıkmış ve seyirciye sunulmuştur. Doğal olarak da bu sektörün kalemleri taraftır ve tarafıyla yazar düşüncesiyle izler ne kadar yakalayabilmişlerine bakarım işi.

Evet, Muhteşem Yüzyıl’ın izlenirliği yüksektir, kıtaları aşmıştır, benzerlerinden başarılıdır şu bu tamam ama bu çok başarılı bir tarihi dizi yaptıkları anlamına gelmez. Reyting kodlarını iyi bilmeleri ve pazarlamadaki başarılarıdır bu ivmeyi yakalamalarındaki etken. Tabi Meral Okay gerçeği de işin çıkışındaki en önemli faktördür.

Daha önceki yazılarımın birinde de söylemiştim Meral Okay’dan sonra çizgisini değiştiren Muhteşem Yüzyıl tarih yerine haremde tıkılı kalmayı tercih etmiştir çünkü kadın her zaman pirim getirir.

Reklam aracıdır onun giydikleri, ona yapılan takılar, verilen hediyeler, süsler v.s. Bölümün içine yerleşir ön plana çıkarılır ve tüketiciyle buluşur.

Örnek Hürrem Yüzüğü, Hürrem otu, Hürrem hamam yağı gibi ya da diğer dizilerden örneklersek Rahmetli Bihter’in parfümü, Sıla’nın tokası ilkler arasında sıralanabilir.

Bu yüzden Muhteşem Yüzyıl’ın haremin kadınlarına bu kadar yatırım yapmasına ve harem üzerinden akıp gitmesine şaşırmıyorum.

Bu sezon da farklı davranmamış Muhteşem Yüzyıl, Meryem Uzerli’nin gidişiyle eski yerini korumak için birçok oyuncuyu kadrosuna dahil edip resmen bir toplama kampı görüntüsü sergilemiştir.

Haremi güçlendirip yeni hatunları öne çıkarmış diğer yandan da Hürrem üzerinden yeni reklam imgeleri kullanmıştır.

Ve bu sezon konumuz Menopoz.

Kadının en hassas meselesi. Bu meseleyi ele almalarının iki nedeni var bana göre.

Birinci neden dediğim gibi kadının reklamcılar için önemi doğal olarak meselelerinin de reklamsal getirisi.

“Adetten kesilmiş hiçbir kadın gençliğin ve diriliğin karşısında duramaz.” Sözünü sarf eden Meltem Cumbul’un canlandırdığı Fatma Sultan kadın cinselliğini menopozla doğru orantılı tutmuştur.

Ve yine Fatma Sultan “Her fani bir gün ölümü tadacaktır” der gibi “Her kadın bir gün menopozu tadacaktır türden bir mesaj vermiştir.

Aman ha siz siz olun gençliğinizin kıymetini bilin erkeklere diri görünün menopoza geç girmenin yollarını bulun vs.

Satılsın gençlik kremleri, menopoz geciktirici ilaçlar vb.leri.

Zaten fark edildiyse Hürrem menopoza girdiğini saklarken menopozu geciktirmek içinde bitkisel ilaçlara başvuruyor.

Bu işin ürün reklamlarına katkısı. Gelecek bölümlerde de bu konu epeyce işlenir düşüncesindeyim.

Diğer yönü ise Hürrem’i hani geri planda tutacaklar ya sözde Menopoza dayandırıp beğenmeyen seyirciye bir yandan eski Hürrem’i unutturmak. E Hürrem artık yaşlandı işe yaramıyor onu aktif beklemeyin göndermesi.

Başka bir değişle Vahide Perçin ( Gördüm) üzerinden Meryem Uzerli’nin gidişine gönderme yapılıyor. Hürrem artık menopoza girdi onu böyle kabul edin.

Finale girerken son sezonunda böylesi bir saçmalığa yer vererek bu kadar aşağılayıcı kadın ağzıyla kadını yerin dibine sokan bir yöntem kullanmasalardı keşke.

Bir yandan yeni Hürrem’i kabul ettirmeye çalışmak için ortaya atılan rahmetli Meral Okay’a sığınma haberleri diğer yandan bu kadar ucuz söylemler.

Bir tarih dizisine yakışmayan bir üslup.

Bu kadar aşağılayıcı bir üslupla hem Vahide Gördüm’e hem de tüm kadınlara yapılan terbiyesizliği görmekten uzak medyamızda geceye halvet sahnesi damga vurdu reklamlarını öne çıkarıyor.

Bir tarih dizisinde kadının özelini bir Sultan’ın özelini bu kadar ön plana çıkaran sözleri ve sahneleri adet ve menopoz üzerinden veren anlayışı ise sorgulamaktan kaçıyor.

Menopoz yaşlanmanın başlangıcı olmadığı gibi kadınlığın da sonu değildir. Bu konuda yanlış kanıları kırmak için yol alanların önünü tıkayan bu dil Muhteşem'e yakışmadı.

Muhteşem Yüzyıl başladığı günki çizgisini koruyamadığı gibi her türlü mahremiyeti ortalara dökerek bir iş olmaktan çıkmış resmen reyting kaygısıyla her şey mubahtır işine dönüşmüştür.

Hürrem yaşasaydı bunun hesabını sorardı” alın kellelerini bu senaristlerin” derdi her halde.

Günümüz kadını da sormalı. Hani o her fırsatta kadın kimliğinin savunuculuğunu yapan sözde savunucular. Nerdeler şimdi çok merak ediyorum.

Kadının mahremiyetinin bir dizide bu kadar ayaklar altına alınarak erkeklerin gururunu okşayan anlayışa suspus olanlar bunu kadına hakaret olarak görmüyorlar mı?

Menopozla yaşlanmayı cinselliği iç içe alarak kadına alttan alttan hakaret eden küçümseyen bu söylemlerin kadınlar için nedenli önem taşıdığını görmüyorlar mı?

Ah sizin sözde kadın savunuculuğunuzla insan haklarını savunan diğer yandan işgallere göz yumanlarla aranızda bir farkınızın olmadığını unutmamam gerekirdi.

Ne var kadının menopozu doğal bir süreç der dediğinizi duyar gibiyim Hürrem’in kendi eliyle Hünkar’ına kadın sunmasını da sanırım e o tarihlerde öyleydi diye açıklarsınız eminim.

Sorun şu ki o gün ya da bugün dizi ya da değil kadın mahremiyetini bu kadar dillere dolamaya ve de yanlı yanlış mesajların içini doldurmaya hiçbirinizin hakkı yok. Buna sessiz kalarak göz yumanların da hakkı yok.

Reklamcılar ve yapım parayı yeterince halvet ve taze hatunlar üzerindeki objelerden kazanırken buna da dokunmasınlar.

Hürrem’i yeneceğiz diye dört bir yandan saldıran saraya bir de yapımın kalemleri dahil oldu. Bir yandan Okan Yalabık’ın sesinden Pargalı’nın hatıra defterine ait notlardan Hürrem’i kızıl saçlı gölge yaparak diğer yandan da menopozla aşağılayarak hız kesmediler. Oysa ki geçen sezonlarda yere göğe sığdıramıyordunuz o Hürrem'i...

Hatıra defterindeki sözler bir anlamda yapımın kendini sorgulaması gibiydi.  Ama kadın mahremiyetine girmek en büyük ayıpları oldu.

Neşenin Sultan’ı Fatma Sultan ne yazık ki sarf ettiği sözlerle neşemizi kaçırdı. Meltem Cumbul göz doldursa da Fatma Sultan ayıp doldurdu...

oyatekin@gmail.com               

https://twitter.com/#!/oyatekin (@oyatekin)

http://yurthaber.mynet.com/yazarlar/tum/1/o.tekin35

OYA TEKİN / MEDYABEY.COM

Not: Burada yazılan tüm yazılarım elektronik imza ve zaman damgası güvencesi altında yasal hakları korunmaktadır. Hiçbir şekilde basılı ya da elektronik bir ortamda (CD, Internet vs.) kaynak gösterilmeksizin izin alınmadan kullanılamaz.

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..