Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '13

 
Kategori
TV Programları
 

Muhteşem Yüzyıl ve Masalları (1)

Muhteşem Yüzyıl ve Masalları (1)
 

Modern dünyada kadın mezopozundan söz edemezken, Hürrem bunu nasıl söylesin?


Sadece benim değil, dünyanın gözünde muhteşem bir diziyi satırlarıma almak istedim. Tarihin tozlu sayfalarından, ekranın tozunu attırmaya gelip, ortalığı tozu dumana katan Muhteşem Yüzyıl’da senaryonun yolunu şaşırması bende karın ağrılarına sebep oldu.

Öncelikle gündeme düşen menopoz olayı hangi yiğidin aklına geldiyse “pes!” demek isterim. Kadınca duygularımı bir tarafa bırakarak yazacağım bu yazıyı. Şu biline ki, Kanuni Sultan Süleyman dünyayı yöneten zamanının liderlerinden bir farkla tahtında oturmaktadır. Tarih sayfalarında bir elin parmakları ile gösterilen monogami liderlerden biridir. Yani her zaman tek eşlidir. Evet, haremi vardır ama bir kadına aşkı biter, bir diğeri ile aşk yaşar ve Hürrem ölene kadar da Hürrem Sultan’a aşkı devam etmiştir.

O zamanlar menopozu gidip de padişaha söyleyecek adamın alnını karışlarım ki günümüz kadını modern eşine bu durumu söyleyemez, saklarken belki de bu konu yüzünden ezilip, üzüleceğini düşünürken, nereden çıktı bu konu? Çok daha önemli işlerin peşindeki Kanuni Sultan Süleyman, tutup da “Vay bana, vaylar bana! Sevdiğimin adet düzenine ne olmuş? Yoksa geçtim bebek vermesini de artık yatağım yanıp, tutuşmayacak mı?” diye hayıflanacak durumda değildir. Ayrıca kalkıp da haremden kadın seçip, aşkının koynuna hediye yollama adeti de nereden çıktı? İktidarın tam üzerinde oturma isteği ile kavrulan Hürrem Sultan, sizce bunu yapabilecek kadar çıldırmış olabilir mi?

Bir de bebek olayı çıktı ki tarih sayfalarının değil satırlarında, satır aralarında bile böyle bir olayın izine rastlanmaz. Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan öldükten sonra hayatına Gülfem Hatun’u alır ve kendine ahret yoldaşlığı yapan Gülfem Hatun’un mezar taşında “Şehide-i Saide” yani kutlu şehit yazmaktadır. Tarihle ilgili yazdığım yazılarıma dönüp bakacak olursanız, Gülfem Hatun’un detayını bulursunuz. Ayrıca anlaşıldığı üzere Gülfem Hatun da menopoz döneminde bir kadındır. Yani yumurtlama dönemi bitmiştir ve çocuk doğuramaz!  Menopoza girdi diye “yatağının üzerini örttü, bu iş de burada bitti” diye bahane uydurularak Kanuni Sultan Süleyman tarafından dışlanmamıştır.

Menopoz dönemindeki kadınların da yataklarını sadece uyumak için kullandığını sananlara da ayrıca selam olsun!  Lütfen artık Hürrem’in menopozunu bir tarafa bırakalım, senaryo entrikasını taze tutabilmek için başka yollar denemeniz gerekiyor. Entrikayı taze tutacağım diye senaryo akışı gittikçe komik olmaya başladı. Senaryonun masculine görüşle yazılan bu kısmına bir kadın eli değmediğini düşünmek istiyorum! Aksi konuda uyarı verilir ve bunun bir kadın tarafından yazıldığını, önerildiğini öğrenirsem de “yazıklar olsun!” derim. Işıklarda uyusun, Meral Okay yaşasaydı konu buralara mı gelirdi? Biraz daha hayal dünyanızı kamçılayın ve kolaycılığa kaçıp canım diziyi tarihe gömmeyin!

Hayatta tarih yazarak yolunuza devam etmeniz dileği ile…

www.televizyongazetesi.com

eceer6@gmail.com

https://twitter.com/eceer6

https://www.facebook.com/pages/Ece-Er-%C4%B0le-Ba%C5%9Fb

 

 
Toplam blog
: 781
: 3899
Kayıt tarihi
: 23.09.12
 
 

16- 06- İstanbul'da doğdum. Tatbiki Güzel Sanatlar Tekstil Ana sanat dalı Moda tasarımı bölümünde..