Muhteşem Yüzyıl ve masalları (2)/ Meltem Cumbul ve Fatma Sultan

Muhteşem Yüzyıl dizisinin her bölümüne baktığımda aklıma hemen gelen ilk gelen isim Meral Okay’dır. Nurlar içerisinde yatsın, aklının büyüklüğünü kanıtlarcasına efsane diziler kategorisine bir dizi daha ekleyerek göçüp gitti dünyadan. Aslında Muhteşem Yüzyıl’ın fikir anası ve usta yazıcılarından biri olmasına rağmen yaşasaydı eğer, dizisini kurtaran kaptan olarak bu gidişata bir son verirdi sanırım.

Muhteşem Yüzyıl’da Meltem Cumbul’un çizdiği, lezzetli oyunculuğu ile tatlandırıp Hürrem’e “oh olsun!” diyenlerin taraf olduğu Fatma Sultan pek bir tatlı olmuş. Meltem Cumbul’un oyunculuğu hakkında satırlarımda iz bulacağını sananlar yanılıyor. Çünkü Meltem Cumbul, olgunluk çağında bir oyuncu ve kendini sanatı adına da kanıtlamıştır. Şimdi benim onun hakkında yazacaklarım ancak “pohpohlamak” başlığı altına konulabilir. Ancak Meltem Cumbul’un canlandırdığı Fatma Sultan karakterine tarihin izi doğrultusunda bir bakmak isterim.

Kısacası sözüm senaristlere, Kanuni Sultan Süleyman’ın kızkardeşlerinden biri olan Fatma Sultan’ı genç bir adam aşık etmeden önce tarih sayfalarına bakıverseydiniz. Anlıyorum entrika olmadan bu diziler iş yapmaz ama Fatma Sultan’ın zaten hayatına giren ilk eşi yeterince sansasyonel biridir. Tıpkı kız kardeşi Şah Sultan gibi Fatma Sultan da nam salmış bir adamla evlidir. Şah Sultan’ın eşi Lütfi Paşa ne kadar gaddar ise az sonra tarih kısmında paylaşacağım bilgilerle de göreceksiniz ki Fatma Sultan’ın ilk eşinden de “cinsi sapık” olarak vakanuistler bahseder.

Şimdi sevgili senaristler, eğer entrika arıyorsanız Fatma Sultan’ın hayatına bir göz gezdirin ve 3 kocalı Hürmüz durumundaki Fatma Sultan’ı genç birileri ile aşk yaşatmadan da entrikalar dünyasına bir katın! Zaten şunun şurasında ne kaldı ki? Fatma Sultan, Şehzade Mustafa’nın ölümü ile 1553 yılında hayata gözlerini yumacak. Yani Mehmet Günsur ve Meltem Cumbul aynı zamanda diziye veda edecekler. Bari bundan sonrasında senaryo üzerinde tarihi çizgiyi verirken biraz daha (çeşitlemesi bol) okuyun! Araştırma yapmak bir senaristin olmazsa olmazıdır. Yoksa yazdıklarınız sahnelendiğinde işte benim gibi titiz biri çıkar ve yanlışlarınızın üzerine bastıra bastıra çizgi atar. Araştırmak ve her fikirden okumak insanı zenginleştirir. Hayata bakışında geleceğe de aynı titizlik ve lezzetle bakacağını gösterir. Oysa ben şu sıralar kendimi Muhteşem Yüzyıl izlemekten çok Barbara Cartland okuyor gibi hissediyorum. Aşkların çeşitlemesinde tarihi de göz ardı etmeden yazmakla canım dizinin yüzüne gölge düşmemesini sağlayacaksınız.

Hayatta yüzünüze gölge düşmeden yaşamanız dileği ile…

Fatma Sultan: Yavuz Sultan Selim’in kızı ve Kara Ahmet Paşa’nın eşi olarak tarihe kayıtlıdır. Sis perdesinin örttüğü ve bazı kaynaklarda gösterildiği gibi belki de Antalya Sancak Beyi Mustafa Paşa ile de evlilik yapmıştır (Haremden Mektuplar 44-47).kocasının cinsi sapık olduğunu babasına bildirerek Mustafa Paşa’dan boşanmıştır.

İkinci evliliğini Kara Ahmet Paşa ile yapmıştır (Topkapı sarayı Arşiv E no: 10752 ve D no: 100004). Meşhur Vezir-i Azam Kara Ahmet Paşa’dan söz ediyoruz. Fatma Sultan’ın çocukları ve ölüm tarihi hakkında bilgiye pek rastlanılmamasına karşılık Alderson, Fatma Sultan’ın 1553 yılında öldüğünü yazmaktadır. Abdülkadir Erdoğan ise, Fatma Sultan’ın Kara Ahmet Paşa öldükten sonra bir evlilik yaptığı bilgisini vermektedir. Hadım İbrahim Paşa ile evliliği paşamızın adının önünde duran “Hadım” kelimesinden de anlaşılacağı gibi bir ahret kardeşliğinin nişanesi gibidir. Hadım İbrahim Paşa belli ki saraya harem ağası olmak üzere girmiş sübyanlardan biridir. Fakat harem ağaları da rahleyi tedrisattan geçirildiği ve yükselmek üzere önleri her zaman açık tutulduğu içindir ki paşamız haremden kurtulup paşalık unvanını kazanmıştır. Fatma Sultan, Topkapı’da bir de cami yaptırmıştır.

www.televizyongazetesi.com

eceer6@gmail.com

https://twitter.com/eceer6
https://www.facebook.com/pages/Ece-Er-%C4%B0le-Ba%C5%9Fb