Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '18

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Mükemmel Anne Sendromu

Mükemmel Anne Sendromu
 

İnsanların sürekli mutlu ve mükemmel olmaları gerektiğine inandığı zamanlardayız. Mükemmel ve mutlu bir insan olma zorunluluğu kadınların omuzlarındaki yükü birkaç kat daha arttırdı. Gazetelerde, televizyonlarda, reklam panolarında pompalandığı yetmezmiş gibi üzerine bir de sosyal medya baskısı eklendi. Hemen her türlü bilgiye kolaylıkla erişilen günümüzde, kadınların payına her şeyi bilme ve en mükemmel şekilde uygulamaya geçirme zorunluluğu daha fazla düştü. İlgili alanlar da bu durumu bilinçli bir şekilde kadınlar üzerinden pompalamayı daha karlı buluyor olsa gerek.

Bedensel olarak en fit, en zarif, en güzel görünen olmak; eğitim ve kariyer alanında rakiplerinin bir adım ilerisinde olmak, evinde her daim düzenli olup, mutfağında mükemmel işler başarabilmek, çevresi tarafından çok sevilen ve değer verilen, sosyal ortamların vazgeçilmezi olmak için 10 maddede mükemmele erişsin diye uğraşılan kadın her zaman en karlı ekmek kapısı.

‘’Asla yeterince iyi değilim.’’ ‘’Hep bir şeyler eksik kalıyor.’’ ‘’İnsanlar ne düşünecek.’’ gibi düşünce kalıplarıyla yaşamaya alıştırılan kadınlar söz konusu rol ‘’annelik’’ olduğunda ‘’daha iyi nasıl yaparım’’ kaygılarıyla mükemmele ulaşmanın yollarını ararken kendilerini ve beraberlerinde çocuklarını helak ediyorken buluyorlar.

Hamilelikten itibaren başlayan ‘’mükemmel annelik’’ yaşamın sonuna kadar nefes nefese devam eden bir maratona dönüşüyor. Anne karnında hangi yiyeceği ne kadar yemesi gerektiğinden, hangi müzikleri dinlerse çocuğun daha zeki olacağına, günün hangi saatlerinde bebeğiyle konuşması gerektiğine kadar her detayı ince ince planlayan anne daha sonrasında da bunu yaşam boyu sürecek bir sorumluluk ve zorunluluk haline getiriyor. Sosyal medyanın ‘’uzman’’ annelerinden gördüklerini de yaşamına uyarlamaya çalışırken hep yetersizlik duygusuyla asla tatmin olamayacak bir döngünün içerisinde kendini buluyor. Yetersizlik duygusu suçluluk duygusuna karışan anne, bu duygularını telafi edebilmek için kendisini çocuğuna adıyor. Kendine ayırdığı her vakti boşa geçen zaman olarak nitelendiriyor. Bu döngüye eşini de dahil etmek isteyen anne, evliliğinde de sorunlar yaşamaya başlıyor. Finalde tükenmiş bir vaziyette depresyonun eşiğine gelen anne ne çocuklarına ne eşine ‘’yaranamadığını’’ gördüğünde, kendini yeniden bulmak için çareler aramaya başlıyor.

Bir çocuğun en önemli ihtiyacının ‘mutlu bir anne’ olduğu gerçeğini aklından çıkarmaması gereken anneler; uçaklardaki oksijen maskesi misali, maskeyi önce kendilerine sonra çocuklarına takarlarsa yaşamlarını kolaylaştıracaklar. Bu doğrultuda aşağıdaki önerilere uymak iyi gelecektir:

 

*Hiçbir şeyin mükemmel olamayacağı gerçeğini göz önünde bulundurarak; günahıyla sevabıyla anneliğin tadını çıkarın.

*Sezgilerinize güvenin. En iyisini siz bilirsiniz zaten.

*İçinden çıkamadığınız durumlarda uzman yardımı alın.

*Kendinize mutlaka zaman ayırın. Sadece kendiniz için bir şeyler yapın.

*Talep etmeyi öğrenin. Yakınlarınızdan yardım istemekten çekinmeyin.

*Hayır demeyi öğrenin. Herkese ve her şeye yetemeyeceğinizi unutmayın. Bazı durumlarda ‘’hayır’’ demenin konforuna başvurun.

  *Önceliklerinizi belirleyin ve o doğrultuda bir planlama yapın.

 

Esen Acarer Kahya-Psikolojik Danışman

 

 

 

 
Toplam blog
: 17
: 102
Kayıt tarihi
: 08.06.18
 
 

 İlk ve orta öğrenimimi ( Almanca Anadolu Lisesi ) Adana'da tamamladıktan sonra Hacettepe Üniversit..