Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '10

 
Kategori
Siyaset
 

Mükemmel bir komplo teorisi

Mükemmel bir komplo teorisi
 

Derin Devlet Mekanizmalarının Yok Olduğuna İnanmak Zor


PKK lideri Abdullah Öcalan avukatları aracılığıyla verdiği bir mülakatta şöyle demişti; "Şimdi solda yeni bir hareketlenme var. Ufuk Uras çevresinde toparlanıyorlar. SHP var. 10 Aralık Hareketi'nde de önemli isimler var. Aleviler var. Akademisyenler destek veriyor. Sanırım bir parti kuracaklar"

Bir komplo teorisi kurarken bu cümlelerin üzerine senaryolar üretmek mantıklı olabilir. Ama önce bir durum özeti yapalım.

10 Aralık Hareketi 2005 aralığında solda kitleleşme ve bütünleşme yolunda adım atan bir topluluk olarak ortaya çıktı. Dört yıllık yoğun çabaların sonunda siyaset yapma tarzı ve ilkeleriyle saygınlığını göstermişti.

SHP Karayalçın'ın CHP'nin listesinden Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olmasının ardından kurultayını yapmış ve partililer Karayalçın'ın hamlesini 'yutmayarak' kendilerini CHP'ye stepne yapmamışlardı.

Alevi Bektaşi Federasyonu Alevi talepleri için AKP'den ve CHP'den umudunu kesmiş bir arayış içine girmişti.

Sosyalizm içerisinde birçok fraksiyonu bir araya getiren ÖDP yıllarca süren tartışmaların ardından içinden birçok parti çıkarmıştı. En son Özgürlükçü Solcuların ve Devrimci Yolcuların rekabetine sahne olan ÖDP'den kopan özgürlükçü solun başında Ufuk Uras vardı. Ufuk Uras ve arkadaşları Uras'ın popülerliğinden yararlanarak Türkiye'nin sol gruplarını 'Tarihsel Buluşmaya' davet ettiler.

Ufuk Uras'ın önderliğinde görünen bu davete sadece 10 Aralık Hareketi katılmadı. SHP ve ABF'de buluşmaya temsilci göndermişti. En başından beri tüm gruplarla birleşilerek büyük bir kitle partisi kurma girişimini benimseyen grupların içine Tarihsel Buluşma yani diğer adıyla Özgürlükçü Sol Hareket(ÖSH)'de girmiş oldu.

Bu arada Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya harika bir zamanlamayla DTP'ye kapatma davası açtı. İddianameye göre DTP'nin 'güvercin' olarak bilinen iki milletvekili Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'ta siyaset yasağı istenen isimleriydi. Buna karşı ne hikmetse sert açıklamalarıyla dikkat çeken Emine Ayna hakkında siyaset yasağı istemi yoktu. En garip durum ise şuydu; DTP'nin 21 milletvekiliyle mecliste grubu bulunuyordu. Siyaset yasağı istemi gerçekleşirse DTP'nin milletvekili sayısı 19 olacaktı. Geriye ne 18 ne de 20 milletvekili değil, 19 milletvekili kalıyordu. Bu sayı bir meclis grubu oluşturmaya yetmiyordu.

Şaşırtıcı başka bir durum ise Ufuk Uras'ın İstanbul'dan Kürtlerin desteğiyle milletvekili olmasından önce verdiği sözdü; "Söz veriyorum, eğer DTP 19 milletvekilinde kalırsa 20. kişi ben olacağım ve parti grubu kurulacak."

Bu seçim sözü Türkiye solu için çok ağır bir darbenin işaretçisi oldu. DTP Anayasa Mahkemesi'nin CHP'ye ve AKP'ye yakın olan üyeleri tarafından kapatıldı.

Yazının başında belirttiğim, PKK lideri tarafından verilen mülakatın tarihide hayli enteresan. Abdurrahman Yalçınkaya'nın DTP'nin kapatılmasıyla ilgili iddianamesini hazırladığı sırada yapılan bir görüşmenin sonucu ortaya çıkıyor bu mülakat. Aynı mülakatta Abdullah Öcalan Adalet Bakanlığı yetkililerinin kendisiyle bir görüşme yaptığını da avukatlarına iletiyor. Olay medyaya yansıyor ve Adalet Bakanlığı haberi yalanlamıyor. Yani bu görüşme yapılmış. Konuşulanlar üzerine bir komplo teorisi kuralım şimdi.

Görüşmeden bir süre önce Abdullah Öcalan'ın bulunduğu hücreden daha küçük bir hücreye konulduğunu belirten bazı yurttaşlar ülkenin değişik yerlerinde ortalığı birbirine katmışlardı. Aslında buda bir taktikti. Çünkü o olayların hemen ardından DTP'ye kapatma davası açılmıştı. Süreci PKK lideri Apo yönetti. DTP'ye kapatılma davasından sonra da benzer olaylar olmuştu. Sokaklar yine karıştı. Ama olayların şiddeti Abdullah Öcalan'ın daha küçük bir hücreye konulmasının ardından çıkan olayların yanında son derece düşüktü. Yani Apo, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'te bir mesaj veriyordu. Parti ve Kürtler üzerinde azalan bir otoritesi olmadığını, aksine o otoritenin halen ne kadar güçlü olduğunu Ahmet Türk'e bir işaret olarak gönderiyordu. Muhtemelen Adalet Bakanlığı yetkilileriyle yaptığı görüşmede de Ahmet Türk ve güvercin kanadın kellelerini almış oldu. Karşılığında ne verdi bilinmez. Ama bu işten karlı çıktığı kesin.

Ufuk Uras DTP kapatılmadan önce televizyonda ABF Başkanı Ali Balkız'la birlikte yeni bir parti kuracaklarını açıklamış, öncülüğünü yaptığı 4 Temmuz Hareketi'ni yeni partiye adapte etmeye çalışıyordu. Toplumda 'marjinal' fikirlerin sahibi olarak algılanan Ufuk Uras DTP'nin kapatılmasının ardından açılan BDP'ye katılması ile sol-sosyal demokrat parti kurmak isteyen koca bir grup PKK sempatizanı olmakla yaftalanmış oldu. Yani kurulmak istenen parti baştan yara almış oldu.

Şu aralar saygınlığına dokunulmaması istenen Anayasa Mahkemesi'nin de alet edildiği bu işten kazançlı çıkanlar Kürtler üzerinde otoritesini devam ettiren Abdullah Öcalan, doğuda DTP'nin politikalarına karşı mücadele gösteren ve Kürt oylarını toplamaya çalışan AKP, sosyal demokrat bir partinin kurulmasının kendisini yaralayacağının farkında olan CHP ve devletin bölünmez bütünlüğü ile ulus-devlet anlayışını dokunulmaz kılan hard Kemalistlerdi. Yara alanlar ise PKK'nın sürecin dışına itilmesini isteyen ama kitlesini kaybetme korkusuyla bunu alenen belirtemeyen DTP'nin güvercin kanadı ve Türkiye'de evrensel sosyal demokrasiden yana bir partinin kitleleri peşinden sürükleyeceğine inanan bir grup insan oldu.

Sonuç olarak derin ilişkiler yumağı statükosunu korumaya devam etti.

Orjinal Link: http://erenaksoyoglu.blogspot.com/2010/05/mukemmel-bir-komplo-teorisi.html

 
Toplam blog
: 41
: 715
Kayıt tarihi
: 15.06.08
 
 

Ortaöğrenimimi Anıttepe Lisesi'nde gördükten sonra Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Mühendisliği..