Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '14

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Muktedir'in Ülkesi (I)

Düzenlerini kazasız belasız ve uzun yıllar sürdürebilmeleri için medya desteğine ihtiyaçları vardı, müfettiş, maliyeci baskıları yetmeyince medyanın önemli bir kısmını ele geçirmeye karar verdiler ve Sabah Gazetesi Gurubu ile ATV’yi satın aldırdılar Muktedir’in damadının Genel Müdürlüğünü yaptığı Çalık Gurubuna.  

Ama ters giden bir şeyler vardı. Satın aldıkları bu medya gurubu zarar ediyordu, borçlarını ödeyemiyordu. Muktedir ona da çare buldu ve 8 iş adamına 100’er milyon dolar salma saldı. Toplanan 600 küsur milyon dolarla bu medya gurubu yayın hayatına ve algı operasyonuna devam ediyor şimdilik. Yüzlerce Tv. Kanalı var bu ülkede ve bir o kadar da gazete. Tabi hepsini satın alamazlardı ve sindiremezlerdi. Sindiremedikleri, yıldıramadıkları Tv. kanalları ve gazetelerden öğreniyoruz nasıl bir ülkede yaşadığımızı. O kanallar sayesinde saklayamıyorlar, saklanamıyorlar.

Bakalım..

Soma faciasının acıları dinmemişken 18 madenci  daha gömülüyor kör olası karanlığa. Gün geçmiyor ki ülkenin herhangi bir yöresinden iş kazası ve ölüm haberleri gelmesin. Son on iki yılda bu ülkede 14000 kişi ölmüş bu kazalarda, sadece şimdiki Çalışma Bakanı döneminde 5000’den fazla insanımızı gömmüşüz karanlık maden ve asansör dehlizlerine.

Muktedir buyurmuştu “Bu kazalar bu işin Fıratında var.”  Bu “kehanete” kendileri de inanmamış olacak ki, son kazadan sonra; “Bu iş  kazasıdır işçilerin kaderi böyleymiş” diye kıvıran o katil madenin sahibine ağız birliği etmişçesine saldırdılar. “Ne iş kazası bu düpedüz tedbirsizlik ve ihmaldir.”  Sanki o tedbirsizliği ve ihmali denetleyecek, önleyecek ve iş sahiplerini gerekirse o işten men edecek makam kendileri değilmiş gibi. Çalışma Bakanı İnsanların gözünün içine baka baka “Suçlu biz değiliz” diyor. Allah’ını seven söylesin.  Suçlu kim?.  

Ülkede daha 250 tane maden var, bu tür kazalara aday ve üretim metodları  1600’ler Avrupa’sının Maden Ocaklarından farksız. Hazır Maden kazalarından bahsetmişken AKP’ye yakın 150 kişilik bir “işadamı” gurubunun bu madenleri işletmek, taşeronluğunu yapmak için bir havuzda toplandığı ve iş alsın almasın, kazanılan kanlı rant’tan kar payı aldığı dillendiriliyor medyada. Tabi o işin koordinatörü de muktedir. Şimdi bu muktedir ve avenesi mi o maden ocaklarını denetleyecek, ceza verecek?. Son kazaya konu olan maden daha ruhsatını almadan uyarmışlar bilirkişiler “Bu madenin açılması tehlikelidir, uygun değildir, hemen yanı başında kullanılmayan içi boşaltılmış bir maden var ve içi su dolu. Sonradan korkunç manzaralarla karşılaşılabilir.” Ne olmuş.?  O madene ruhsat verilmiş. Kim vermiş?. Muktedir.  Muktedir diyorum çünkü ;  Kararname yayınladı zatı şahaneleri “Açılacak her türlü madene verilecek ruhsat yetkisi başbakanlıktadır” diye.

Sadece Maden kazalarımı?. Adam “Dayıbaşı” tarlalarda çalışacak işçileri toplayıp götürüp o tarla sahibine kiralıyor, kişi başı 20 TL alıyor.  Buraya kadar  tamam.  Dayıbaşılık, Ustalık, Ustabaşılık “bu ülkenin kaderinde, bu  işin fıtratında var.” Tamamda niye 20 kişilik minübüse 45 kişi doldurduğunu soran yok. Daha önce 70-80 kişi doldurduğu oluyormuş. Sonuç; 18 ölü daha..  Kim denetleyecek bu işi, ya da kim denetlememiş.  Aklınıza Çalışma Bakanı geliyor değil mi?. Ama ona sorun, “suçsuzum” diyecektir.  

Adam dolduruyor gencecik pırıl pırıl, bu ülkenin geleceği öğrencileri minübüsüne  Allah ne vermişse bas gaza, o araç sağlam mı, değil mi  muayeneleri yapılmış mı?. Sonuç 8 genç ölüyor.  Kim denetleyecek?. Bu ülkede her gün ortalama 5 işçi iş kazaları ve ihmal sonucu  ölüyor. Her iki günde bir  kadın öldürülüyor.

Geçelim.

Muktedir bir saray yaptırıyor, dillere destan, yukardan bakınca tuvalet taşına benziyormuş. Tam 1 milyar 400 milyon liraya mal olmuş, aslında o saray için katledilen ağaçları ve Atatürk’ün manevi mirası AOÇ’nin yok edilişini de hesaplarsanız maliyete güç ve hayal yetmez. 400 milyon liraya Uçak alıyor, Suriye’lilerin maliyetini de koy, toplam 12 milyarı  buluyormuş harcanan.

Bu savurganlık kendisine ve yamağına sorulduğunda ağız birliği etmişlercesine; “Milletin malı, dünyadaki itibarımız vs” hikayeleri okuyorlar. “Ne itibarı kardeşim?, dünyadaki 175 ülke içinde itibar açısından 145. sıradayız” dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Geçmişte, İhtişamlı Saray sahibi diktatörlere baktığımızda Küba Diktatörü Batista’nın sarayı, Çavuşesku’nun Sarayı, Rus Çarı’nın Sarayı, İran Şahı Pehlevi’nin  Sarayı,  Sudan Diktatörü El Beşir’in Sarayı gibi örnekleri görüyoruz. O Diktatörlerin çoğunun  halk tarafından nasıl yok edildiklerini de biliyoruz. Bizim Muktedir’in Sarayı’nın, Küba Diktatörü Batista’nın Sarayı ile önemli bir benzerliği de şu. Her ikisinin de olası bir durumda kaçmak için altlarında gizli dehlizler varmış.

Sağlam iş yapıyorlar, her ihtimali düşünüyorlar helal olsun!!!.

O Saray’a harcanan para ile 300000 kişiye ev yaptırılabilirmiş, ya da 27 tane fabrika açılabilirmiş. Eğer yapılmasa Cari açığın biraz daha düşük olabileceği de cabası. Bir de o saray’a “Halka Açık” cami yapılacakmış ta, o caminin maliyeti de varmış hesabın içinde. Yine dine sarılma, yine Cami istismarı. “Halka açık cami” yapılacakmış,  “Halka kapalı cami” nasıl oluyorsa?.

Savurganlıklara ve yandaşlara rant akıtmanın örneklerini çoğaltabiliriz.

Mesela Aile Bakanlığı var biliyorsunuz. Bu Bakanlık hizmet binasını kiralamış. Kimden ?. Bakan kimden kiralandığını bilmediğini söylüyor. İşe bak kira ödüyor kime ödediğini “bilmiyor.” Binanın Bayraktar Holdinge ait olduğu söyleniyor. Kaça kiralamış?. 765 bin liraya.  Üç kirasını verse binayı komple satın alır ama olmaz.. Niye?. Yandaşa nasıl para akıtılacak o zaman devletin kesesinden?. Şehircilik  ve Çevre Bakanlığı’da kiracı imiş. Allahtan o bakanlık ev sahibinin TOKİ olduğunu biliyor. TOKİ demişken bu “kurumda” dönen dolapların da haddinin hesabının olmadığı halk arasında yaygın bir söylenti. 

D/E

Saygılar..

08 Kasım 2014

Saat: 17.10

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..