Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mum...

Mum...
 

Başlarken mumun yalnızlığı bir sene sürer; sonra birer birer çoğalır mumlar, pastanın üzerine giderek daha sık aralıklarla yerleştirmek gerekir onları. Yıllar geçtikçe artan mum sayısı bir noktadan sonra yeniden azalmaya başlar, pastanın üzerindeki mumlar dörtten üçe, üçten ikiye ve nihayet tekrar teke iner. Bir bakmışsınız ki; mumun yalnızlığı başa dönmüş, mumları üfleye üfleye geçmiş zaman, o parantez içinde ömrünüz geçmiş meğer...

Ben severim mumları, sadece yaşgünlerinde kısa bir süre için yakılan ve alkışlar arasında bir üflemelik saltanattan sonra yarım kalıp atılan küskün mumlara hiç kıyamam. İsterim ki yana yana tükensinler, dibine kadar eriyip kendi istedikleri zaman sönsünler. Mumları küstürmem, pastanın üzerinden alıp başka bir yere koyar ve orada eriyip bitmelerini beklerim. Mumların hakkını kimseye çiğnetmem. Çünkü onlar kutlamalara da, yaslara da titreyerek ve usulca eşlik edenlerdir, elektriğin çiğ ve arsız ışığından farklı bir tevazu içinde, sessizce yanıp sonunda mutlaka sönerler. Kibrite duydukları devasız aşk yakıp tüketir onları, yok olmaya koşullu sevdaları içimi alevleri gibi titretir durur. Bu sebepten; her akşam mutlaka birini yakar, çaresiz aşkına kavuştururum. Bilirim ki mum bir köşede, hiç alevlenmemiş beyaz fitili ile tozlanıp bayatlamayı sevmez, yanmak, erimek, tükenmek ister. Benim evimdeki hiçbir mum sadece ''süs'' değildir, hepsi mutlaka yanıp tükenecektir. Tıpkı hayat gibi...

Kırkiki tane mum yok pastada bugün; benim için mumun yalnızlığı yeniden başlayalı epey zaman oldu, tek mum herşeyi anlatmaya ve ışıtmaya yetiyor artık. Yaşlandıkça küçülüyor, daha azı sever ve seçer oluyorsunuz. Ve bu aslında ne kadar büyüyüp çoğaldığınızın göstergesi oluyor. Bu hissi seviyorum. Mumları sevdiğim gibi seviyorum. Bugün beni aklına getiren, telefon eden, mesaj atan, mektup, kart yazan, hiçbirşey yapmayıp sadece içinden kutlayan herkese binlerce kere teşekkür ediyorum. Büyümekte olan her insana yaşgünlerini artık fazla önemsemeyecekleri zamanlara erişmelerini diliyorum. Çünkü mesele pasta, hediye, kutlama vs. değil gerçekten, mum gibi etrafına ışık vererek ve kendinden birşeyleri feda ederek azalmak, sonunda da bir yerde bitmek gerek. Hiçbir mum sonsuza kadar yanmaz. İşte hayat dediğimiz o şey bunu bilerek keyifle ve olması gerektiği gibi erimek demek. Mumları üflemeyin, bırakın kendi istedikleri zaman sönsünler...

 
Toplam blog
: 23
: 772
Kayıt tarihi
: 24.02.07
 
 

Kendimi olduğum gibi seviyor ve onaylıyorum. "Gibi olmak" bana göre değil. Sevmeye evvelâ kendisinde..