Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

20 Ocak '13

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Mum çiçeği (İnsanın doğal güzelliği)

Mum çiçeği (İnsanın doğal güzelliği)
 

İki katlı bağ evimizin tırabzanındaki telin üzerine sarılı “mum çiçeği” vardı,

Rahmetli canım annem canı gibi bakardı ona,

Ne zaman su verilir ne zaman toprağı havalandırılır adı gibi bilirdi, bir de hatırlıyorum

Bahçedeki teneke kutulara ekilmiş çiçeklerin toprağına demlikte kalan çay tortularını dökerdi.

Kendi çok çay içerdi acaba “yalnızlık çayı” olmasın diye onlarla mı paylaşırdı, bilinmez…

O bakmaya kıyamadığımız dokundurmadığı çiçekler sanki kendilerine ikram edilen çay tortuları yüzünden olmalı ki o kadar güzel çiçekler açar o kadar renkleriyle büyülerlerdi ki bizi, şimdilerde bitki ilaçlarını düşündüğümde galiba annem doktoruydu onların diye düşünüyorum…

Mum çiçekleri genelde bembeyaz olurlar ama çeşitli renkleri de vardır tıpkı aşağıda pembe mum çiçeği gibi…

Çiçek ve çiçekçilik üzerine ahkâm kesmek haddimi aşar, bilirim duracağım yeri, ancak şu çok açık bir gerçektir ki çok dostlarım gibi bende çiçek sevdalısıyım. Kır çiçeklerinden tutun ulaşamadığım adını sanını bilmediğim söyleseler de Latince adını bir türlü telaffuz edemediğim tüm çiçeklerin koparılmasına parçalanmasına ve ulu orta mekânlarda satılmasına dayanamam. Oysa çiçeklerin yaşam biçimi duruşu, oluşu tıpkı insanlar gibidir.

Siz hiç çiçeklere çok yakından baktınız mı, incelediniz mi onları, işte size eşsiz bir mum çiçeği resmi lütfen ona çok dikkatli bakın.

Tüm yapraklarıyla ne kadar da kusursuz üstelikte ne kadar şaşırtıcılar değil mi? Kır çiçeklerinin üzerinde ne kadar çok arı ve böcek dolaşır hiç merak ettiniz mi? Saldıkları davetkâr ve cüretkâr kokularından dolayı…

Kıskansın diye tüm güzelliklerini sere serpe üstelik bedava sergilerler tabiat denilen vitrinde…

Dün çok kötü kokan dünyada ender yetişen bir “ceset çiçeğinden” bahsetmiştim, ona baktınız mı boyuna posuna, salına salına gezen bir manken gibi duruyordu, ama diğer öyle güzel kokan çiçekler var ki sıra dışı bir güzellik incelik ve kokuları vardır. Hiç çaba harcamadan bu kadar güzel olmak bu kadar güzel kokmak ve ince zarif durabilmek ne kadar muhteşem bir olgudur düşünsenize…

İnsanoğlu ne kadar çabalarsa çabalasın çiçeklerdeki bu doğallığa bu düzene sahip olamıyor, ne kadar denerse denesin çiçeklerdeki inceliği bulamıyor…

Keşke diyorum insanlar çiçekler gibi hiç çaba harcamadan yorulmadan dünya kadar para servet dökmeden onlar gibi kusursuz berrak ve açık olabilseler…

Aslında doğallık insanın içinde var ancak çevre koşulları şartlar ve kıskançlıklar dedikodular çekememezlikler ve gerçekçi olamamak yüzünden değişmek bedeninde çeşitli değişiklikler yapmak beğenilmek tercih edilmek için doğallığını bozmak zorunda kalıyor…

Annemin “mum çiçekleri” açtığında boyum yetmezdi, tahta sandalyelerin arkasını tahta perde ayaklarına dayar düşmeyeceğime inandıktan sonra koklamak için sandalyelerin üzerine çıkar ancak öyle onlara uzanırdım. Ne kadar yumuşaktır çiçeklerinin yaprakları, kokladığınızda burnunuzda tozları kalır, tellere sarılan yaprakları ise bir o kadar da serttir sanki kalkan gibi…

Şimdi bu güzel Pazar sabahında elimde çay bardağım gözlerim uzaklardan geçen kuş sürülerine takıldı kaldı, güneş yüzünden mi yoksa mutluluktan mı bilinmez ama öylesine güzel uçuyorlardı ki, çiçek ve kuş olmak ne kadar güzel olurdu bu kadar karanlık bu kadar riyakar bir toplumda “insan” olmak veya “insan kalabilmek” için çabalamak yerine, diye düşündüm…

Galiba yakalayamadığımız doğa güzelliği gibi doğanın özgürlüğünüz adaletini düzenini de yakalamayacağız, kalan şu kısacık ahir ömrümüzde…

Siz yine de her şeyi herkesi özellikle de kendinizi “sevmeye” devam edin, hayat herşeyiyle yaşamaya değer, kısacık olsa da…

İyi pazarlar dostlarım, sevdiklerim yani herkes…

Erdoğan Özgenç

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..