- Kategori
- Aşk - Evlilik
- Okunma Sayısı
- 5106
Mum ışığı aşkları

Sevmek, sevilmek ya da sevdiğini sanıp, sevildiğini sanmak. İki kişi arasında yaşanılan hisler her zaman beklediğimiz haliyle mi sonuçlanır? Birine inanmak aslında bir risk değil midir? Kalbimizi açmak, söylenmemiş sözleri dile getirmek, samimiyetle, özlemle kalbimizdeki hislere isim vermek. Belli bir emek harcamak, hepsi inandığımız bir ilişki için değil midir?
İnsanın sevdiğinin olması yaşadığını anlamasına eşdeğerdir. Sevince gökyüzü başka parlak, başka mavidir. Kuşlar başka türlü ötüyorlardır şimdi, sorunlar bitmiştir, ayaklarımız yere basmadan yaşıyoruzdur. Nefesimiz olmuştur sevdiğimiz, kalbimizin atış nedenidir. Biz de bir kalbin atmasını sağlıyoruzdur. Ama bu hisler ne zamandır böyle karşılıklıdır. İki taraftan biri bir süre sonra hissettiklerinin farklı olduğunu düşünüp, kendini sorgular ya da buna bile gerek görmeden kapatır gönül kapılarını.
Ama arada yine de bir ilişki vardır; tabi buna hala ilişki denirse. Bir taraf üzülmesin diye, söylenmeye devam eden güzel sözler, noktanın konacağı uygun anı bekleyene kadar, bir taraf hala sevildiğini sanmakta ve kendi sevgisini de katlayarak karşı tarafa sunmaktadır. Maalesef ki bu durum nihai sonucu değiştirmez. Ya çok sevdiğimiz insan bir gün gelip de her şey bu kadar der ansızın, ya da siz onun bir açığını görüp de anlarsınız her şeyi. Bu bir aldatma olabilir, yalan olabilir, sevginin bittiğini gösteren herhangi bir durum olabilir. Mühim olan olayın nasıl açığa çıktığı değildir aslında. Bizler genelde netice yerine hatice ile ilgileniriz.
Burada kandırılmış olmanın, karşı tarafın samimi olamayışının verdiği acı daha büyüktür. Herkes kendince haklı nedenler gösterir. Genelde bahaneler birtarafı üzmemek için saklandığına dairdir ama bu neyin üzüntüsüdür ki.Dürüst olmak, en baştan her şeyi bilmek çok daha az acı vermez mi? Kendimizi boş yere bir rüya alemine sokmamış olmaz mıyız? Söylenmiş sözler, gözlerdeki bakışlar, tüm yaşananlar insanın aklına geldikçe acısı bir kat daha büyümez mi?
O halde mum ışında söylediğimiz ya da duyduğumuz sözleri iyice tartıp, o şekilde yüreğimize almalıyız.Yoksa sonra beklenmedik durumlara varıyor ilişkilerimiz.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Sevgiyi çok güzel sözlerle anlatmışsınız tebrik ederim. Ama sevgiler durduk yerde değişmez, bozulmaz. İnsanlar değişkendir ve her geçen gün istekler arzularda değişebiyor yada yenileniyor.Bir ilişkiye başlarken ilk önce hepimiz en güzel duyguları yaşıyoruz en güzel anları paylaşıyoruz hep en güzel taraflarımızı gösteriyoruz birbirimize ama daha sonra insan zaman geçtikçe kendisi oluyor hem ilişkiye hemde bizlere bir rahatlık çöküyor. ve ilk başlarda aslında hoşumuza gitmediği halde görmezlikten gelen bazı şeylere artık katlanamaz hale geliyoruz. Tahammülümüzü yitiriyoruz heleki istediğimiz bir şey olmadığı zaman ilişkiler dahada tıkanıyor. Zaten bütün sorun bu noktada başlıyor biz koşulsuz sevemediğimiz için onu olduğu gibi kabul etmediğimiz için ona sürekli yön vermeye çalıştığımız için.. yani genelde hep böyle olmaz mı.. Bir ilişkide ters giden birşeyler varsa bence hemen pes edilmemeli eğer sevgi varsa gerçekten onu tekrar canlandırmak için bence uzlaşmaya gidilmeli.. sevgiler....
fulyaerdan 07.10.2006 21:34- Cevap :
- Merhabalar; teşekkür ederim övgülerinizden ötürü, haklısınız maalesef ki bizler bir ilişki yaşamakta sınıfta kalıyoruz hep.Olmak istediğimiz gibi davranmaya ya da görmek istediğimiz şekle sokuyoruz insanlar ama bu da bir yere kadar oluyor.Çünkü doğallık olmayınca pürüzler mutlaka çıkıyor.Hep kendimiz gibi olsak ve kendi gibi olanları da kabul etsek belki de hiç sorun kalmaz. Herkese bu yolda davete çağırıyorum, kendimde dahil.Sevgiyle kalın. 11.10.2006 9:32