Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '10

 
Kategori
İnançlar
 

Müminlerin sözü

Müminlerin sözü
 

İtaat etmek, inanan insanların en önemli özelliklerindendir. Kuran’da itaat konusundan, bir çok ayette sık sık hatırlatılan iyiliği emredip kötülükten sakındırma, namaz ve zekat gibi ibadetlerle birlikte söz edilmesi, onun çok önemli bir ibadet olduğunun göstergesidir. Örneğin, Kur’an’da şöyle bir mümin tanımlaması yapılır:

Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi, 71)

Rabbimiz, biz: Rabbinize iman edin diye imana çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik…” (Al-i İmran Suresi, 193) ayetiyle bildirildiği üzere Allah’ın iman nasip ettiği bir kişi için, yaşadığı toplumun kuralları geçerliliğini yitirir. Artık onun için kıstas Kur'an’dır.

Bu çağrıyı işitebilmek de çok önemli bir şükür vesilesidir. Ancak, “Şimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsın ve arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin.”
“Sen yalnızca, bizim ayetlerimize iman edenlere duyurabilirsin ki onlar müslümanlardır.”
(Rum Suresi, 52-53) ayetiyle bildirilir; işitebilenler yalnızca Müslümanlardır.

Rabbimiz, “Ey iman edenler, Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin. Siz de işitiyorken, ondan yüz çevirmeyin.” (Enfal Suresi, 20) ayetiyle bildirildiği üzere iman edenlerden itaat etmelerini, yüz çevirmemelerini ister.

Üstteki ayette geçen “siz de işitiyorken” ifadesi, insanın işitememe gibi bir kayba uğrayabileceğine işaret eder. Kuran’da; “eğer Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir…se..” (En’am Suresi, 46) ayetiyle haber verildiği gibi gerçekten de, işitiyorken yüz çevirmek ve Allah’ın işitme duyusunu alıvermesi, hem dünyada hem ahirette yaşanacak çok büyük kayıp olur. Bu pişmanlığı yaşamak istemeyen ve kendisine sadece Allah’ın rızasını hedefleyen kişi, ‘işitiyorken’ itaat etmelidir.

Ancak eğer bir insan Kuran'ın tüm açıklamalarını öğrendikten ve bunların doğru olduğunu da kabul ettikten sonra Allah'ın hükümlerine uymakta direnirse, bu o kişinin samimiyetsizliğinin bir delilidir. Çünkü hala, yanlış olduğunu öğrendiği bir sistemde yaşamakta ısrar etmekte olan bir insanın samimiyetinden söz edilemez. Eğer bu tavrında ısrar ederse, kısa sürede tam bir inkarcı durumuna düşebilir. Ve inkarcılar, Kuran'ın bildirdiğine göre, akletme yeteneğini yitirmiş, körleşmiş ve sağırlaşmışlardır:

Şimdi sen, kendi hevasını (bencil tutkularını) ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz?” (Casiye Suresi, 23)

Böyle bir yaşam ise, kuşkusuz sonsuz azapla sonuçlanacaktır. Birçok hayra vesile olan itaatin önemli bir mümin özelliği olduğu, bir başka ayette ise şöyle bildirilir:

Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, meleklerine, Kitaplarına ve elçilerine inandı. "O'nun elçileri arasında hiçbirini ayırdetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sanadır" dediler.” (Bakara Suresi, 285)

İşittim ve iman ettim” diyen bir mümin, Allah’ın Kuran’da bildirdiği emir ve yasaklarına kalbinde hiç bir kuşku duymaksızın tam bir teslimiyet göstereceğine ve itaat edeceğine söz vermiş olur:

Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve: İşittik ve itaat ettik dediğinizde sizi, kendisiyle bağladığı sözünü (misakını) anın. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, sinelerin özünde olanı bilendir.” (Mâide Suresi, 7)

Yüce Allah, emrettiği ibadetleri yapan müminlere rahmet edeceğini müjdeler. Her türlü eksiklikten münezzeh olan Yüce Allah, itaat edenlere merhamet edeceği müjdesini ise “Allah'a ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasınız.” (Al-i İmran Suresi, 132) ayetiyle haber verir.

Kişi, “Allah'a verilen söz ise, ağır bir sorumluluktur.” (Ahzab Suresi, 15) ayeti gereğince verdiği bu söze son derece titizlikle uyar. Samimi bir şekilde Allah’a yönelen kimse, artık Rabb’i yolunda canıyla ve malıyla çaba gösterecektir.

Mü'min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah'a ve Resûlü'ne iman ettiler, sonra hiç bir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar, sadık (doğru) olanların ta kendileridir.” (Hucurat Suresi, 15)



Körpe Kalemler

 
Toplam blog
: 727
: 972
Kayıt tarihi
: 09.02.10
 
 

Ekonomi okudum. 5 yıldır haber siteleri, portal ve dergilerde yayınlanan yazılarımı ve inandıklar..