Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '16

 
Kategori
Kitap
 

Murathan Mungan'dan Harita Metod Defterini okuyorum.

Murathan Mungan'dan Harita Metod Defterini okuyorum.
 

 Bu aralar bir okumaya verdim ki kendimi anlatamam. Aynen 1990 lı yıllarda Paris'te olduğu gibi nefessiz okuyorum. Sanki susayan bir insanın kana kana su içmesi gibi okuyorum. Sanırım mevsim, içinde bulunduğum şartlar bu okuma isteğimi daha da arttırıyor.

  Benim bu okuma hızıma kızım İzmir'den  kitap göndererek yetişmeye çalışıyor.Anlayacağınız yurt içi kargo bana çalışıyor.Bir zamanlar Paris'te de postane bana çalışırdı.Eşim her gün İstanbul'dan gazete. dergi ve kitap gönderirdi. Ben de sürekli okurdum.

  Dün Orhan Pamuğun Kırmızı Saçlı Kadın adlı kitabını bitirdim. İlk defa bir Orhan Pamuk kitabını yarıda bırakmadan çabucak okudum.Ya Orhan Pamuk daha akıcı yazmaya başladı veya benim okuma isteğim galip geldi.

 Bugün de Murathan Mungan'ın Harita Metod Defteri adlı yeni kitabına başladım.Kitabın zaten ismi baştan beni mest etti. Çocukluğumuzdaki defterler geldi aklıma. Bilmem yeni nesil böyle defter kullanıyor mu?

 Kitaptaki ilk öyküyü ki bu aslında ikinci bölüm oluyor.  İlki Niyet isimli bir  yazı. Ben Niyeti öyküye benzetemediğim için ikinciden başladım.

  Tren isimli bu öyküyü daha okumaya başlar başlamaz yanaklarımdan akan yaşlara mani olamadım. Tutuklu babası, annesi ve onları götüren jandarmalarla birlikte uzun bir tren yolculuğu geçiren küçük bir çocuğun ağzından yazılmıştı bu öykü.

 Bir yandan gözlerimden akan yaşları silerken bir yandan da merakla öyküyü okumaya çalışıyordum ki birden kafamda bir şimşek çaktı. Ne hakkı vardı bu öykünün beni bu şekilde zırıl zırıl ağlatmaya. Bir kaç dakika öncesine kadar mutlu mutlu oturuyor, televizyonda bir magazin programı seyrediyordum. Bu aralar ağlamamak için magazin programı seyrediyorum sadece. Zira haber programları adeta cenaze evi gibi. Genç yaşta şehit düşen evlatlar, ardından ağlayan, bağıran analar, babalar, eşler ve çocuklar. Bunları seyretmemek için magazin seyretmek daha iyi .

 Ben magazin programında kim nerede ne yapmışı bırakmış, okuduğum öykü ile ağlıyordum.Önce pişman oldum okuduğuma. Ama sonra yaşadığım duygu yoğunluğu ve öykünün sonunu merakım galip geldi ve ağlaya ağlaya bitirdim öyküyü.

 Bir an düşündüm. Murathan Mungan'ın çocukluğu muydu anlatılan, babası mıydı tutuklanan diye. Sonra aklıma geldi. Benim de yazdığım öykülerle beni bağdaşlaştıran okurlarım  soruyorlardı. Neden bu kadar acı çektiniz? Sizi terk mi ettiler?Başınıza çok kötü bir olay mı geldi? diyorlardı.

 Ben de onlara ben öykü yazıyorum,kurgu yapıyorum,evet yazdığım olayın içine girip yaşıyorum ama anlattıklarım ben değilim diye cevap veriyordum. Ne yani katili anlatsam katil mi olacaktım.

 Sanırım Murathan Mungan'ın anlattıkları da böyle .

 Ama kitap beni çok sardı. Şimdi kahvemi yaptım ve bir sonraki öyküyü okumak üzere koltuğuma yerleştim., 

 Tavsiye ederim siz de okuyun bu kitabı.

 Bu arada önce  ilk bölümü okuyacağım.Belki orada anlatıyordur Murathan Mungan yazdıkları gerçek hatıraları mı diye.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..