Murdoch Medya İmparatorluğu

Rupert Murdoch’un medya imparatorluğu tarihinin en zor dönemini yaşıyor. 1980’lerden beri dünyanın en güçlü ülkelerinde iktidara gelmek isteyenler büyük bir oranda muhafazakar Murdoch’lardan icazet almak zorunda kalmışlardır. Margaret Thatcher’in cok uzun bir süre iktidarda kalması büyük bir oranda Murdoch medyasının desteğiyle olmuştur. Zamanin İşçi Partisi lideri Blair, Bush’u Irak’ın işgali konusunda destekleyerek, Murdoch’ların gazabından kendisini kıl payı koruyabilmiştir. Bush ailesinin Amerika Birleşik Devletleri’nin Beyaz Saray’ından bir yandan kendi halkının yaşam standartlarının kötüleşmesine neden olup bir yandan da yayılmacı politikalarını dünyaya empoze edebilmesi Murdoch ailesinin medya kuruluşlarının yanıltıcı ve tek yanlı yayınları olmadan mümkün olamazdı. Dünyanın her yerinde bir kanser gibi yayılan Murdoch medya kuruluşları, gazetecilik mesleğinin bir zamanlar saygı duyulan dürüstlük ve tarafsızlık ilkelerinin kurumsal çıkar baskılarıyla neredeyse yok olmasına neden olmuştur. Murdoch ve Murdoch tarzı medya anlayışı dünya gazeteciliğinin başına gelmiş en büyük felakettir. Rupert Murdoch, bir Avustralya vatandaşıdır. Ülkenin en popüler gazeterinden Herald Sun’ın da sahibidir. İngiltere’deki “News of the World“ skandalı bütün dünya medyasında manşetlere çıkarken, ilk gün Herald Sun bu haberi 32inci sayfaya koydu. İkinci gün ise 52inci sayfaya kadar geriledi. Bütün dünya ve Avustralya’nın takip ettiği İngiltere Parlamentosu’nun James ve Rupert Murdoch’la yaptığı soruşturma bile bugün manşet yapılmaya değer görülmedi. Bu, Murdoch medyasının bütün bu yaşanalara rağmen halen ne kadar taraflı bir yapıya sahip olduğunun kanıtıdır bence.  

Bir Murdoch kuruluşu olan “News of the World“ çalışanları, sansasyonel haber bulabilmek için, içlerinde Rupert’in sevmediği politikacıların, kraliyet ailesi üyelerinin, aktörlerin ve sanatçıların olduğu binlerce kişinin telefon hattına girmiş, bilgisayarlarına ve elekronik postalarına tasallut etmiştir. İngiltere’nin bir önceki İşçi Parti’li başbakanı Gordon Brown bile bu yasadışı uygulamalardan payını almıştır. Polislere rüşvet verilmiş ve konuyu mahkemeye götürenlere sessiz kalmaları karşılığında 600, 000 pounda kadar varan ödemeler yapılmıştır. Yıllar önce açılan bir soruşturma komisyonuna sunulan 11, 000 sayfalık dökümanın hepsi incelenmeden Scotlandyard’ın tepesindekiler tarafindan örtbas edilmiştir. Rupert’in oğlu ve tüm Mordochlar’ın Avrupa operasyonunun başı olan James, bir süre önce karşısına çıktığı Parlamento Komisyonu’na yanıltıcı bilgi verdiğini itiraf etmiştir. Ahlaksızlık ve aymazlık o noktaya gelmiş ki, Londra’daki terörist saldırıda yaralanan ve hayatını kaybedenlerin telefonlarına ve sesli mesajlarına girilmiştir. Skandallar ortaya çıkarıldıktan sonra, Rupert Murdoch “New of the World“u kapatmış ve firmanın tepesindeki üç yönetici, Tom Crone, Rebekah Brooks ve Les Hinton, istifa etmişlerdir. 19 Temmuz günü James ve Rupert Murdoch İngiltere Parlamentosu milletvekilerinin sorularını cevaplamak için Westminister’a geldiler. Aslında yasal olarak katılmak zorunda olmamalarına karşın, belli ki imajı giderek zayıflayan Murdoch İmparatorluğu’nun ismini temizlemek düşüncesiyle daveti kabul ettiler. Soruşturma sırasında milletvekilleri onlara kendi propagandalarını yapabilecekleri sorular sormak yerine, kısa, öz ve direkt sorular sordu.  

Aslına bakarsanız dünyayı ellerinin içinde oynatan ve belli ki yönettikleri kuruluşların dürüstlüğü konusunda çoktan sınıfta kalan bu ikiliyi bu kadar aciz durumda görmek bana zevk vermedi dersem yalan olur. Rupert Mordoch’a daha önce kendisi ve sirketinin her zaman doğruların peşinde olacağını ve yapılan yanlışlılara hiçbir zaman taviz vermeyeceğini söylediği hatırlatıldı. Ancak daha sonra sorulan sorularda sirketinin elemanları tarafından yapılan yanlış uygulamardan, ki bir kısmı medyada geniş bir sekilde yer almıştır, hiç haberi olmadığını ve dolayısıyla da bir inceleme yapmadığıni söyledi. İşin kötü tarafı işin başında olan oğlu olunca onu da suçlayamadı ama oğlunun güvendiği kişilerin yanlış yapmış olabileceklerini söyledi. Bunun nereye gititğini tabii ki görebiliyoruz, değil mi? Soruşturma boyunca sıkıştıklarında “Bilmiyordum“, “Bilmiyorum“ ve “Ben haberdar edilmedim“ gibi kaçamak cevaplar verdiler. Soruşturmanın sonlarına doğru, odada bulunan protestoculardan biri, elindeki keki Rupert’in suratina yapıştırmaya kalktı. Ancak Rupert’in hemen arkasında oturan eşi araya girip protestocuyu durdurmaya çalıştı ve eşini koruyan bir kahraman gibi göründü. Dolayısıyla bugün bircok medya kuruluşu Murdoch’ların içine düştükleri utanç verici durum ve acizliklerinin yerin Rubert’in eşinin konuşuyor.  

Umarım, tüm bu yaşanalardan sonra, tüm dünya gazeteciliği büyük bir reform sürecinden geçer, gazetecilik ve gazeteler tekelleşmiş şirketlerin dümen suyundan kendini kurtarır ve dürüstlüğün ve tarafsızlığın yeniden önemli olduğu bir meslek dalına dönüşür.