Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '14

 
Kategori
Güncel
 

Mürted mi, dindar mı, sıradan Müslüman mısınız?

Mürted mi, dindar mı, sıradan Müslüman mısınız?
 

Bugün 31 aralık 2014. Yılın son günü... Kimileri için yeni bir yaşamın başlangıcı, kimileri için ömürden kayıp giden bir yıl daha. Kimileri için çılgınca eğlence zamanı, kimileri için Hz. İsa'nın doğumu, kimileri için, piyasanın canlandığı dolayısı ile de gelir elde edebileceği bir gün, kimileri için zorunlu masraf kapısı, vs.
 
Bu anlamlar çerçevesinde bu gece kimi şükredecek, kimi eğlenecek, kimi çay içecek, kimi içki içecek, kimi dini ritüelleri yerine getirecek... Aslında, iktisadi hareketlenmenin haricinde sıradan bir gecede ne varsa bu gecede çok fazla değişen bir durum olmayacak.
 
Hepimizin bildiği gibi yılbaşı gecesini sorun yapan dini bakış açısıdır. Yılbaşı, Hristiyan aleminin Hz. İsa'nın doğum gününü kutladığı gece olarak bilinir. Oysa ki Hz. İsa'nın doğum günü 25 aralık olarak kabul edilir ve noel olarak kutlanan gece, 24 aralık noel arefesi ile başlar ve Hristiyanların büyük bir kısmı tarafından  25 aralıkta kutlanır. Yani 31 aralık gecesi ile bir ilgisi yoktur.
 
Toplumsal modernleşme sürecinde  yaşanan sekülerleşme toplumun din algısını belli bir ölçüde değiştirmiş olmakta birlikte, yinede  aklın hedef aldığı gerici zihniyet, kendini her ortamda var etme gayreti içinde olmuştur. Bu zihniyet her fırsatta, evrensel birlik beraberlik ve barış için vesile olabilecek değerleri bile, ayrımcılığın temel taşı haline dönüştürmüş, toplum içinde  kargaşa yaratmaya çalışmıştır.
 
Kaldı ki Müslümanlar, Kur'an-ı Kerim'i son kitap ve Hz. Muhammed'i de son peygamber olarak  kabul etmekle birlikte, Hz. Muhammed' den önceki bütün peygamberleri de kabul etmiş olurlar. Dolayısı ile bu geceyi Hz.İsa'nın doğum günü olarak kutlamış olmalarınında sakıncası olmaması gerekir. Nasıl ki Hz.Muhammed'in doğum günü kutlanıyorsa Allahın başka bir elçisi olarak kabul edilen bir peygamberin de  doğum gününü kutlamanın sakıncası olmamalıdır. 
 
Kur'an-ı Kerim'de de peygamberlerin arasında ayırım yapılmamasına dair çok açık ayetler bulunmaktadır.
 
Nisa suresi 152. ayet der ki; "Allah ve peygamberine inanan ve onlar arasında hiçbir ayırım yapmayanlara gelince, zamanı geldiğinde Allah onlara mükafatlarını tam olarak verecektir. Ve Allah çok bağışlayan ve çok acıyandır. "
 
Bakara / 98. Kim, Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikâil'e düşman olursa bilsin ki Allah da inkârcı kâfirlerin düşmanıdır.
 
Hristiyan inancına göre son peygamber Hz. İsa'dır. O nedenle Hristiyan aleminde  Hz. Muhammed'in doğumunun kutlanması olağan karşılanmayabilir, fakat bu müslümanlar için söz konusu olmamalıdır. Çünkü yılbaşı gecesinin anlamı Hz. İsa'nın doğum günü kutlaması amacı taşısa dahi, yukarıdaki ayetlerdede açıkça görüldüğü üzere Müslüman olmanın gereği olan peygamberler arasında ayrım yapmamak zorunluluğu bu geceyi zaten meşrulaştıracaktır.
 
Yılbaşı gecesi kutlamalarını dini perspektif açısından değerlendirip Hristiyan inancına hizmet ettiği doğrultusunda fikir beyan edip, düşmanlık besleyenler, açıkça  kendi inançlarını zedeleyenler ve Allah'ın kendilerine gönderdiği kitabı, yani Kur'an-ı Kerim'in açık ayetlerini  inkar edenlerdir.
 
Bu düşünsel yapıyı müslümanlıkla bağdaştırmak ussal bir yaklaşım olmayacaktır. Bu şovenist yaklaşım devletlerin siyasal politikalarından başka bir şey olmayıp, etnik, meshepsel, kültürel ve dinsel ayrışmaya neden olarak , toplumları karanlığa sürüklemekten başka bir işe yaramayacaktır...
 
Toplumun büyük bir çoğunluğunun, inandık, iman ettik dedikleri ve ilk emri "oku" olan kitabı
okumamalarından mütevellit yaşanan bu sıkıntılar, yaşanacakların garantisidir.
 
Kur'an-ı okuyup anlayana mürted, anlamayana dindar, okumayana ise sıradan MÜSLÜMAN dendiği ile ilgili bir tespit okumuştum bir yazıda. 
 
Yapılan istatistiki çalışmalara göre  bu ülkenin % 98'i MÜSLÜMAN !
 
Bu belki bir ironi, fakat bu tespit, İslam dünyasının gerçeklerinden çokta uzak sayılmaz.
 
Yılbaşı gecesi kutlamaları tartışılacaksa uhrevi boyutu değil, dünyevi boyutu tartışılmalıdır. Çünkü kapitalizmin dayattığı tüketim çılgınlığı bu geceyede damgasını vuracaktır. Yılbaşı, Sevgililer günü, anneler günü, babalar günü, kadınlar günü, çiçek böcek günü derken toplum sınırsız bir tüketim içine sürüklenmektedir. Bu gecede bir tehlike varsa bu  kapitalizmin toplum üzerindeki ekonomik yansımasının doğurduğu iktisadi tehlikedir, yani dünyevidir. 
 
Bunun dışında bu gecenin hiçbir dini özelliği yoktur. Sadece yılın son günüdür. Hepsi bu.
 
Güle güle 2014. Toplumsal barış, huzur, sağlık ve mutluluk getir  2015.
 
Keriman Keser
 
Toplam blog
: 26
: 4022
Kayıt tarihi
: 11.05.13
 
 

Aile Danışmanı- Bireysel Danışman- Çift Terapisti- Cinsel Terapist ..