Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Musâvî'ye şapkayı ters giydirdik

Musâvî'ye şapkayı ters giydirdik
 

Baskıyla yapılan hiçbir işten hayır gelmez.. Gönül rızasıyla, akıl ve mantık işbirliğiyle yapılan uygulamalar, insanlara her zaman daha sıcak gelmiş, o davranışın sevilmesine, benimsenmesine sebep olmuştur.

Hepinizin bildiği gibi, devrim kanunlarından biri olan kılık kıyafet yasasına göre hepimiz şapka takmaya mecburuz. Ama kimse bu mecburiyeti yerine getirmiyor ama yasayı çiğnemiş olmaktan dolayı da kimse takibe alınmıyor. Çünkü bu rasyonel bir davranış değil.

Türk Dil Kurumu da bir ara hatırlarsanız, Arapça ve Farsça kaynaklı kelimelerin şapkalarını kaldırdı. Babamızın kız kardeşi olan hala ile "şimdiye kadar, bu zamana kadar ve halen devam eden" anlamındaki hâlâ arasında, söyleniş farkı kalmadı.

Kelimelerin Arapça kaynaklı oluşundan hareketle, harflerin üzerindeki aksanı atmak suretiyle sanki tü kaka olan beğenmediğimiz Arapçaları dışlamış olacağımızı zannedenler, bu uygulamayı hemen benimseyip desteklediler.

Oysa her dil, dışarıdan aldığı kelimelerle zenginleşir. Özellikle de ona kattığı değişikliklerle, evirip çevirip onu kendine mâl ederek kelimeyi özümser ve kendine katar.

O zamanlardan beri gençlerimiz maalesef kâğıt diyemiyorlar, kağıt diyorlar, lâzım diyemiyorlar, lazım diyorlar.

Kendi aramızda doğru yanlış, öyle ya da böyle anlaşıp gidiyoruz ama, ne yazık ki yabancı isimleri kullanırken de bu hataları yapıyoruz.

*****

Son günlerde gündemde biliyorsunuz, İran ve orada cereyan eden olaylarda adı çok duyulan muhalefet lideri ya da adayı, Musâvî diye bir adam var. Anladığım kadar Amerika orada yeni bir oyun sahneye koymaya çalışıyor. İşin siyasî tarafına girmek istemiyorum.

Sözü edilen kişinin adı, yukarıda yazdığım gibi iki ve üçüncü hecelerdeki a ve i harflerinin üstüne şapka konarak yazılması gerekiyor. Musâvî, Türkçe'de kullandığımız denk, eşit anlamına gelen müsâvîden başka bir şey değil.

Gazetede hiç işaret koymadan yazsanız, herkes kelimeyi bildiği gibi okuyabilir. Yani ya anlamına göre şapkaları yerine koyarak, ya da aklına estiği gibi istediği heceleri uzatarak okuyabilir.

Ancak televizyonda spikerler kelimeyi yanlış olarak seslendirince işin rengi değişiyor. Çünkü ortaya farklı anlam taşıyan tuhaf bir kelime çıkıyor. Siz de farkındasınızdır, birçok sunucu maalesef haberleri sunarken İranlı muhalefet liderinin adını Mûsevî diye okuyor.

Oysa Mûsevî bizim dilimizde Mûsâ peygambere inananlar anlamında sadece yahudiler için kullanılır.

İranda hiç kimse, muhalefet lideri değil, doğrudan İran'ın can düşmanı da olsa, yine de yahudi anlamı taşıyan Mûsevî adını almaz.

Medyanın bu akıl almaz dikkatsizliğini doğrusu anlamak mümkün değil. Gençler ve çocuklar, dilimizi en iyi şekilde radyolardan ve televizyonlardan duyup öğrenecekler. Kendileri de genç olan muhabir ve sunucu arkadaşlar bu ayırımın ve yanlışlığın farkında olmayabilirler. Ancak onların yöneticisi pozisyonundaki beyefendiler bunu, hiç duymuyorlar mı, doğrusu onu bilemiyorum.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..