Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '08

 
Kategori
Köpek Psikolojisi
 

Musa'nın cebbar köpekleri

Musa'nın cebbar köpekleri
 

KÖPEKLER


Nedenini gerçekten bilmiyorum. Tilki’nin, Sansar’ın, Çakal’ın hatta Sırtlan’ın evcili yok. Ama köpeğin var.

Dürüstçe söylemek gerekirse; köpeklik zor iştir. Boynunda tasma, tasmanın ucunda ip, ipin ucunda sahip. Sahip nereye çekerse oraya gideceksin. Sahip nereyi işaret ederse oraya saldıracaksın. Üstelik bütün bu uğraş, nihayetinde bir çanak yal ya da bir parça kemik uğruna verilecek. Çünkü, hiçbir sahipli köpeğe karşılıksız kemik atılmaz.

Çoban, köpek sayesinde sürüsünü daha kolay güder. Köpek, sürüyü yönlendirir, kaçmalarını, dağılmalarını önler. Köpekler, çoban ile sürü arasında bir tür elçidir.

Cinsine ve kabiliyetine göre; her köpeğin farklı mahareti farklı bir meziyeti vardır. Bazısı iz sürer, bazısı iyi koku alır, bazısı göz korkutur. Bazısı da bütün gün köşesinden havlar.

Köpek sadıktır. Sahibin düşmanı köpeğin de düşmanıdır. Köpek itaatkardır. “gel kuçu kuçu” deyince koşar gelir, “hoşt” denilince de kuyruğunu sıkıştırıp kaçar. Gevezesi olur, aptalı olur, akıllısı olur, ispiyoncusu, muhbiri olur ama gururlu köpek olmaz.

Bazıları şanslı köpektir. Her dönemde kapılanacak yağlı bir kapı bulurlar. Onlara da, “her devrin iti” denir.

Halk dilinde , köpeklere dair çok sayıda özlü söz yer alır. “İt iti ısırmaz”, “iti an çomağı hazırla” yada “it ürür kervan yürür” gibi… Bir de; beraber yürüdükleri kağnının gölgesini kendi gölgesi zannederek, sürekli sağa sola çemkiren tombul dingolar vardır.

Yal kokusu almış köpeğin dil çıkartıp kuyruk sallamasına “yaltaklanma” der halkımız. Hani şu Pavlov’dan mülhem şartlı refleks hadisesi gibi. Kızışma dönemlerinde kuyruk sallayan kancık ( dişi) köpekler için de bir hayli ibretlik söz bulunur zengin Türkçe’mizde.

Her ne kadar, kaderci cenah; uçkurun dokuz yerden kopmasını kısmetin açılmasına delalet ettiğini düşünse de, sıkça tekerrür eden bu hadisenin, sorumsuzca sallanan kuyrula olan alakası, tarihten alınan ibret ve nesnel olgularla bilimsel olarak teyit edilmiştir. Yani, köpekler aleminde hiçbir şey, nedensiz ve durup dururken kısmetten çıkmaz.

Oysa, Kurt’un kuyruğu dik, boynu kalındır. Kurt asildir. Yalnız, tasmasız ve özgür dolaşır. Kendi işini kendi görür. Hiç kimseye müdanası yoktur. Yalnız kurtlar, sahipli köpeklerin ruh halini bir türlü anlamazlar. Sahipli köpeklerin özgür kurtları anlamadığı gibi. Köpeklere göre; kurt asidir. Fehametlu sahibe ihanet içindedir. Zaten, o hain kurtlar; inancı gereği kırmızı şapkasıyla başını örten, masalların mazbut ve muhafazakar hanım kızların da düşmanıdır.(!)

Çoğu zaman, zengin ve güçlü insanların etrafında çok sayıda köpek bulunur. Etrafta dolaşan köpek sayısı, gücün yani iktidarın ve ikbalin bir göstergesidir. Köpekleri cezbeden de, bu iktidar ve ikbal kokusudur.

Tıpkı insanlarda olduğu gibi, her köpeğin kafasının içinde küçük bir hesap vardır. İktidarın gölgesinde yaşamak ve ikbalden payına düşecek olan kemik parçasını başka köpeklere kaptırmamak.

Köpek, tabiatı icabı açgözlüdür. Üstelik kifayetsiz muhteristir. Ama, ne kadar evcilleşirse evcilleşsin ilkel içgüdüleri körelmez, dumura uğramaz.

Köpekler aleminde; mutlaka, her köpeğin itaat edeceği bir ALFA ( lider köpek) bulunması şarttır. Evcil köpeğin Alfa’sı yani lideri sahibidir. Bu yüzden, lider köpeğe karşı yapılmış her hamleyi, sürüdeki köpekler kendileri yapılmış bir tehdit olarak algılarlar. Hep bir ağızdan havlayıp topluca karşı saldırıya geçerler.

Sahipli köpeklerin aklı, izanı ve haysiyeti olmaz. Çünkü onlar köpek olarak doğmuş ve köpek gibi yaşamaktadırlar. Sahipler değişse de; köpeklerin bu mümeyyiz vasfı hiçbir zaman değişmez. Kim önlerine kemik atarsa, kim ara sıra sırtlarını sıvazlarsa “Alfa Köpek” o olur.

Köpekler, gerçekten de vefalı hayvanlardır. Bir parça kemik uğruna bir ömür boyu, sahibi adına etrafa hırlayacak kadar vefalı ve cefakar hayvanlardır.

Köpek, kendi sahibinin menfaatinden başka hiçbir şeyi ciddiye almaz. Sahibinin emirlerinden başka her şey gayri ciddidir. Köpek-Sahip ilişkisinde üç temel kural vardır. Bir, sahip haklıdır. İki, sahip her zaman haklıdır. Üç, sahibin haklı olmadığı durumlarda birinci ve ikinci kural geçerlidir.

En nihayetinde; tayyar nasıl uçarsa köpek de öyle korur. Bu mukaddes vazife, köpeğe doğuştan ihsan edilmiştir. Bunu, bir gecede demokrasi havarisi(!) kesilen bazı zevatların da anlayabileceği bir şekilde ifade edecek olursak; bu haslet, bir nevi fıtrat hadisesidir.

Musa’nın ahit sandığından çıktığı iddia edilen On Emrin, ücretsiz promosyonu olarak; sanki, On Birinci Emir de“KORU” denilerek köpeğe verilmiştir. Yoksa, o cevval gayretkeşliğin, o cebbar hırlaşmanın ve o manasız hezeyanların mantığı başka türlü nasıl izah edilebilir ki ?

İşte, bu cümle içinde misal olarak kullandığımız “KORU” kelimesi, Köpekler Aleminde, kelb-i sadık olmanın yegane alameti farikasıdır.

A.Mesut Tatlıpınar

 
Toplam blog
: 47
: 3759
Kayıt tarihi
: 17.02.08
 
 

İstanbul'da doğdum. Şişli Lisesi'ni ve MÜ Siyasal Bilimler Fakültesi'ni bitirdim. Daha sonra, İ.Ü..