Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Müsaitseniz annemler size gelecekti

Yine bir hoşum. Leylalarda mı deryalarda mıyım? Bizde değilim ama orası kesin. Peki müsaitseniz size gelebilir miyim?

Eskiden annemlerin istediği yerlere giderdik. Müsaitseniz annemler size gelmek istiyor diye sorardım hep ve biz de giderdik. Hiç itiraz etmeden giderdim ben de. Mutlu olurduk annemlerin gittiği yerlerde yeterdi bize. Annemin bile değil annemlerin J annemlerle oturduk çay içer pasta yerdik. Güzel güzel giyinirdik. Güzel sözler duymak için annemlerden tabaklarımızı yedikten sonra mutfağa bile kaldırırdık. Maşallah derlerdi keşke bizim çocuk da böyle olsa. Sonra yan sehpadaki çayı doldurmaya bile yeltenirdim bu söz üzerine. Annemler konuşurdu ben dinlerdim. Şunun kızının nasıl kötü olduğunu duyardım hep. Ama bunun kızı da nasıl iyiydi aynı zamanda. Hep bunun kızı olmaya çalışırdık biz annemlerin kızları o dönemlerde. İki örgülü saçlarımızla çoğu zaman hiç istemesek de mutfakta yemek yerdik usulca pastalarımızı tek tabaktan ortadan annemlerin diğer çocukları gibi kulağımız salonda olsa da.. Halbuki ben içerde yemek isterdim pastamı hep kendi tabağımda. Diğerleriyle aynı tabaktan mutfakta yemek istemezdim. Çoğu zaman da doymadan kalkardım o masadan ama korkardım işte farklı olmaktan öyle hissetsem de söyleyemezdim. Söz dinlerdik. Sonraları ne olduysa annemlerin istediği yerleri çekmez oldu canım. Gitmez olduk onlarla. Ve yalnız kaldık sanırım ondan sonra hep. Gidip çalamadım bir daha kapıları eskisi gibi hiç. Soramadım annemin gönderdiği zamanlardaki kadar cesurca. Gidip soramaz oldum müsait olup olmadıklarını. Çünkü benim gitmek istediklerim hep meşguldü bilirdim pek müsait olmazlardı. Annemlerle takılmak için de geçti artık. Onun kızıydık çünkü artık. Yollarımız ayrılmıştı. Ama biz onun kızları hep kalabalık ama hep yalnızızdır aslında. Çalacak çok kapımız olan ama kolay kolay çalınmayan kapılarımız vardır.

Açılan her kapımız başka kapılar açar içimizde. Üstelik bir bardak çay taşımaktan daha çok şey yapmamız lazımdır artık saçlarımız okşansın diye. Hem okşatmazdık fönlü saçlarımızı bozulur diye hem de okşanmamış saçların eksikliğini hissederdik yüreğimizde. Olmak istediklerimiz olabildik mi bilmiyorum ama ne olmamak istediğimizi iyi bilirdik ve olmamak istediğimiz gibi olmadık. Ama çay içip pasta yemeyi bile unuttuk belki zamanla. Seyrettik sadece. Sırf oralarda hakkımızda konuşulanlardan korktuğumuz için giremedik bir daha o ortamlara. Annemler gibi olmadık annemler gibi konuşmadık belki evet ama annemlerin etkisinden de hiç kurtulamadık. Aslında biz ne onlardan ne bunlardan olamayacak kadar arada kalmış çocuklardık. Hep çelişkiler içinde büyürken içimizde nice çelişkiler büyüttük. Kalabalıklardan sıkıldık kaçtık kendimize yeni bir yol çizdik ama sonra ne olduysa başka kalabalıklarda yalnız kaldık. Kaybolmadık ama hep savaştık. Yorulduk. Büyüdük büyüdük… Büyürken acıdık acıttık. Kötü kız olduk belki çay içip pasta yemeyen kötü kızlardandık ama iyi olan için çabaladık hep. Kendimiz için çalıştık, kendi hayatımızı üzerine düşünüp konuştuk sadece.

Belki suçluyduk evet başkalarının hayatlarını konuşup çekiştirmediğimiz için, onları düşünmediğimiz için bencildik. Başkalarının kötü yola düşmesine engel olamıyorduk annemler gibi bu doğru. Hoş görüyorduk herşeyi, saygı duyuyorduk… Ne kendimiz başkasını düşünüyor ne de başkasının bizi düşünmesini istiyorduk. Kendimiz yapardık herşeyi biz. Biz kötü kız değildik aslında erkek gibi kızlardandık. Saçlarımızı fönler tırnaklarımızı boyardık ama erkek gibi yaşardık mert bir yüreğimiz yeri geldi mi güçlü bileklerimiz vardı. Eğilmezdik, bükülmezdik biz hiçbir erkeğe yaslanmayı düşünmedik yaşarken. Arkamızda değil herşeye rağmen yanımızda olan adam arardık. Belki bu yüzden yalnız kalırdık çoğu zaman karşımıza alırdık erkekleri. Sadece güzelliğimizi tek birine sunmak üzere saklamadık yaşarken ama asla dirseğimize kadar bileziklerle de dolaşmadık bu sayede. Erkek gibi kızlardık işte. Gereksiz ve saçmaydı belki, çay içip pasta yemekti en makul olanı ama yapamadık. Şimdi tektik biz hayatta. Mücadele etmemiz gerekiyordu. Kimseye güvenemezdik biz. Kimseye boyun da eğemezdik. Çalacak kapılar biriktirir ama çalamazdık yine de o kapıları. Hayatımız kalabalıktı kocaman rengarenk ama biz yalnızdık. Öyle olmalıydık bizlerin kendinden başka güvenecek hiçbir şeyi yoktu büyük oynardık. Büyük ama kötü çevreleri seçmiştik. Bizim çevrelere güven olmazdı ama bizler kendimize güvendirdik. Bizler kötü kız değildik sadece çay içip pasta yemeden yaşamaya çalışan büyük oynayan küçük mücadeleci kızlardık. Seçtiğimiz yollar çetindi ama biz büyüyorduk biz onlarla baş etmeyi öğreniyorduk, başarıyorduk. Biz büyüyorduk. Annemler hala çay içiyor pasta yiyorlardı biz büyüyorduk. Bizi konuşuyorlardır şimdilerde. Anlamıyorlardır bizi kızıyorlardır orda olmadığımız için. Belki de neden orda pasta yiyip çay içmek varken zor olanı seçip kendimizi yorduğumuz için kızıyorlardır bize, bizi düşündükleri için, bizim için üzülüyorlardır. Tüm o kötü sözlerin sebebi budur belki. Ama anlamıyorlar işte artık o pastalar bizim karnımızı doyurmaya yetmiyordu. Bizler başka şeylere açtık. Kendimize ait tabağımız olsun istiyorduk ve bunun için bir ömür onlar gibi bekleyemezdik.

Şimdilerde başka örgülü kızlar oturuyordur mutfakta kim bilir. Belki yine içlerinden birileri neden ben ortadan yiyorum bu pastayı diye soruyordur içinden sessizce dışa vurmadan yutuyordur tüm bu aykırı düşüncelerini. Belki de bunu yüksek sesle söyleyebilecek örgülü kızlar yetişmiştir şimdilerde. Bu kadar zorlanmadan söyleyenleri vardır artık. Yolun başından bizler gibi olan. O masadan doymadan kalktığını söylemeyi başarmış kaçmadan bunu halletmiş cesur örgülü cici kötü kızlar… Hoş geldiniz. Zor bir yolu seçtiniz ama bu sizin yolunuz şanslısınız kendi seçtiğiniz yolda yürüyeceksiniz. Hoş geldiniz. Yılmayın, devam edin. Kulağınıza takın o tıpaları şimdi duymayın hakkınızda konuşulanları ama yüreğiniz hep açık olsun. kulağınızı kapatın annemlere yüreğinizi değil. Unutmayın sizler örgülü, cesur, cici, kötü kızlardansınız …..

 
Toplam blog
: 48
: 919
Kayıt tarihi
: 09.06.09
 
 

1990 Muş doğumluyum. Şu an İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde okumaktayım. Elim kalem tuttuğ..