- Kategori
- Gündelik Yaşam
Musalla taşı
Yüce Allah'ın(c.c) bizlere verdiği ömrümüzü yaşamak zorundayız.
Su içeriz teneke maşrabadan, ya da altın maşrabadan. Yemek yeriz teneke tabakta ya da altın tabakta. Ha teneke ha altın. Ne farkeder. Önemli olan susuzluğumuzu gidermek, karnımızı doyurmak. Öyle değil mi?
Cenaze namazlarına katılırım. Bazen varlıklı bir insanın. Bazen de yoksul bir insanın. Her ikisinin
Biri suyu içmiştir teneke maşrabadan, diğeri altın maşrabadan. Biri yemeği yemiştir teneke tabakta, diğeri altın tabakta. Her ikisinin mutlu günleri de olmuştur. Mutsuz günleri de. Zaman zaman aynı safta namaz kılmışlardır. Birbirlerinin farkında bile olmadan. Aynı şadırvanda abdest almışlardır.
Belki de hiç kesişmeyen yolları kesişmiştir musalla taşında. Biri gezmişken son modellerle, biri bulamamıştır binecek merkep bile.
Şimdi her ikisinin de bineği dört kollu omuzlar üstünde.
Ne güzel söylemiştir Necip Fazıl Kısakürek:''Sultan olmak dilersen tacı,sorgucu unut. Zafer araban senin, gıcırtılı bir tabut.''