Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '13

 
Kategori
Güncel
 

Müslüm Baba'ya Mektup

Müslüm Baba'ya Mektup
 

  • Vay be Müslüm Baba… Yaptın yapacağını, bilesin… Memleketin mazlumlarını bırakıp gittin ya, alacağın olsun senin…
  •  
  • Seni zorunlu kalmadığım sürece dinlemezdim ama bilesin ki her zaman varlığından haberdardım. Nasıl haberdar olmayacağım ki, ilk gençlik yıllarından çocukluk arkadaşlarım “Allah’ın olmadığını bilsem Müslüm Baba’ya taparım” derlerdi de, nedendir pek anlamamış olmasam da, bilesin ki nasıl birisi olduğunu sadece şu cümleden ötürü dahi olsa hep merak ederdim. Ve bir gün verdiğin bir konseri televizyondan izledim. Emin ol zahmet değildi benim için. Keyifle izledim ama harbiden canım çok yandı. Vallahi de billahi de o gencecik varoş çocukları, senin söylediğin şarkılar eşliğinde vücutlarına jilet atıyorlardı. “Bu nasıl bir sevgidir?” dediğimi çok iyi hatırlıyorum. “Mıchel Jakson’da kim miş yahu?” diye söylenmiştim kendi kendime.
  •  
  • “Alacağın olsun” diyorum ya… Boşuna demiyorum tabi ki! “Neden mi?” Bir insan öldüğünde dahi halen jilet atacak insanları arkasından getirebiliyorsa gerisi hava cıvadır.
  •  
  • Evet dostlar, şu Bakırköy-Bağcılar hattında yolculuk ettiğim zamanlar, nede çok dinlemek zorunda kalırdım Müslüm Baba’yı. Zorunluluktan yani… Ama bizim oraların çocukları hastasıydı Müslüm Baba’nın. Hele ki “Kartal Sineması” denen bir sinema vardı bizim mahallede, koca Güngören’in, Haznedar’ın, Bağcılar’ın, Soğanlı’nın gençlerinin uğrak mekânıydı ki 1980’li yılların daha ilk çeyreğinde varsa Müslüm Baba filmi, yer bulmak kolay mı sanırdın? Tabi ben girmezdim. Sadece meraklı gözlerle ve anlam veremediğim bir şekilde o gencecik çocukların, yeni yetmelerin birbirini çiğneyerek sinemaya girişlerine tanık olurdum.
  •  
  • Ne dersek diyelim boş… “Müslüm Babalar ve diğer arabeskçiler gençleri yozlaştırıyor muş.” Doğrudur da hangimiz yozlaşmadık ki? Hangimiz düzenin çarkları içerisinde dönen bir dişli olmadık ki? Müslüm baba dinlememiş olan ben, çok mu yozlaşmaktan kendimi alıkoyabildim? Hayır…
  •  
  • Doğrusunu istersen rahmetli Müslüm Baba, şu çok kanallı televizyonlar çıkalı beri seni daha yakından tanıma fırsatı buldum. Ve doğrusunu istersen, çıktığın kimi televizyon programlarında sana nede çok güldüm. Harbiden Müslüm Baba, ne konuşurdun sen o programlarda? Doğrusunu istersen anlamazdım ağzından çıkanları. Belki de sorun bendeydi… Benim gibi olanlarda, yani bizlerdeydi. Biz seni anlamıyorduk ama bizim oraların, Bağcılar’ın, Güngören’in, Haznedar’ın çocukları seni anlıyorlardı. Bayrampaşa’nın merdiven altı atölyelerinde, Topkapı’nın bit pazarında üç otuz paraya çalışanlar senin ağzından çıkan her tümceyi zihinlerine ilmek ilmek işliyordu. Çünkü senin sesinde, söylediklerinde kendilerini buluyorlardı. Sen aynasıydın yahu onların… Senin sesin, duruşun gözlerinin önüne geldiğinde kendilerini boşluğa bırakıyorlardı. Öyle ya, jilet çiziği ne ifade eder ki?
  •  
  •  
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..