Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '12

 
Kategori
Siyaset
 

Müslüman (!) bunlar…

Müslüman (!) bunlar…
 

HOŞBEŞ ÇAYEVİ' NDE ''ALLAHUEKBER''


ŞİKAYETÇİYİM! Şikayetçiyim de, şikayet edebileceğim bir yer yok…

Ne oluyor? Konumuz nedir?

Antalya, Lara’da Fethi Bayçın Huzurevi ‘’oturulamaz’’ raporluymuş, her nasılsa, güçlendirilmesi olanağı da yokmuş, yıkılacak… Daha önce yıkılıp yerine milletvekilleri için özel bir tesis yapılacağı söylentisi çıkmış, sayın vali, yıkılacağını doğrulayıp, yerine özel bir tesis değil, yeni bir huzurevi yapılacağını söylemişti.

Ee?

Şimdi Aile Ve Sosyal Politikalar İl Müdürü oranın sakinlerini yemekhanede toplamış, tesisin boşaltılmasını, bayrama kadar vakitlerinin olduğunu, isteyenlerin yakınları yanına gidebileceğini söylemiş. 70-80 yaşında insanlar… ON BİR AYIN SULTANI RAMAZAN AYI’ NDA, BAYRAMA KADAR ORAYI BOŞALTACAKLAR… ‘’ Suriyelilere sahip çıkan, yediren, içirenler bizi hem evimizden çıkarıyor, hem de sahip olduklarımızı elimizden alıyor!’’ diye yakınıyorlar. Sayın valiliğimiz, Müdür Hanım’ ın bazı ifadelerinin yanlış anlaşıldığını, biraz acele ettiğini, Alanya’da yeni huzurevinin yapılmakta olduğunu, şu an için tahliye işleminin başlatılmadığını ifade etmişler… Hem kesin zaman veriyor hanımefendi, hem yanlış anlaşılmış oluyor... Koca makamın açıklamasına bak; Şu an için tahliye başlatılmamışmış… Ve olay basında yer alınca sayın bakanları el koyuyor, gerekirse lüks otel tutulacak, mağdur edilmeyeceklermiş… Kötü polis, iyi polis… O ARAZİ İLLE DE YUTULACAK… Amaç asla değişmez…

Ülkemizde tüm yetkililer tüm tepkiler karşısında aynı şeyi söylüyor kardeşim… ‘’ Yanlış anlaşılmış, şu an için öyle bir şey yok…’’ Sonra olay soğuyacak, işleme aynen devam… ‘’Hani yoktu?’’ derseniz, ‘’O, o zamandı’’… Adamlar yalan söylememiş oluyor… BUNLARIN HEPSİ BİR YERLERDE ÖZEL EĞİTİMDEN GEÇİRİLİP DE MAKAM SAHİBİ YAPILIYORLAR… MÜDÜRÜNDEN, BAKANINA KADAR, HEPSİ…  

Şikayetin bu mu?

Suriye’ ye ilişkin olanlar aslında… O huzurevindeki yaşlı adamın sözlerini ıskalama…

Anlat bakalım, dinleyelim… Anlaşılan HOŞBEŞ ÇAYEVİ’ nin konusu bugün de NAHOŞBEŞ…

Evet… Yaşlını sokağa atmaya utanmayacaksın, on binlerce yabancıya ‘’Kardeşim’’ diyecek, onlar için kentler kuracak, boğazını, elektriğini, suyunu bedavadan sağlayacak, bir de cebine kredi kartı koyacaksın… Bilmem kaç bini çocukmuş, bilmem kaç bini kadın… Duygu sömürüsü… Daha birkaç bin kişi kaçıp gelmişti, ‘’yüz binlerce insan gelecek’’ çığlığıyla, doğuda deprem yıkımlılar ayazdan donarken Suriye’ den gelecekler için konteyner kentler kurmaya, reklamını yapmaya başladık, duyan gelir oldu…

VİCDANIN SIZLAMADI MI ORADA ZULÜM GÖREN İNSANLAR İÇİN?

Sızladı elbette… Say ki bu adamlar devletine başkaldırmış teröristler ve yakınları değil, say ki rivayet edildiği gibi, o giremediğimiz konteyner kentlerde özel eğitim almıyorlar, kendilerine güçlü silahlar verilip, kendi devletiyle çarpışması için geri gönderilmiyorlar, say ki yıllardır kendilerini iyi ya da kötü yöneten rejim yetkilileri bir anda canavarlaştı da saldırmaya başladı, zulümden, ölümden kaçıp geldiler de vatanın bağrını açıyor, insani yardım yapıyorsun; O İKİ ADAMIN, İŞİ GÜCÜ BIRAKIP, KENDİ YAŞLISINI, GARİP GURABASINI UNUTUP, DÜNYAYI AYAKLANDIRMAK İÇİN TOPLANTI ÜSTÜNE TOPLANTI YAPMASI, BİR DE ALAY EDERCESİNE BAŞKALARININ İÇ İŞLERİNE KARIŞMADIĞINI İDDİA EDİP, ASKERİNİ HER GÜN BİRAZ DAHA SAVAŞA DOĞRU SÜRMESİ NE DEMEK OLUYOR?

Sonra da o rejim senin teröristlerini beslemeye başlıyor, ciyaklıyorsun… Aynı şey değilmiş. Neden? Onlar da yüzyıllardır birlikte yaşıyorlardı, onlar da düne kadar birbirlerinden kız alıp veriyorlardı, kardeşlerdi… Bir gurubu birilerince satın alınmış, ellerine silahlar verilmiş, devlet de rejimini koruyor… "Rejimin uyguladığı yöntemler gittikçe dozu artıran ve insanlık suçuna doğru giden unsurlar içeriyor" muş, ‘’Suriye'de muhalif kavramı artık mahiyet değiştirmiş, eskiden buna Suriye muhalefeti denilebilir’’ miş ama…‘’Bir halk harekete geçmişse, o halkın iradesinin tarihe yansıması zaman meselesi…’’ ymiş… ONLAR DA SENİN İÇİN AYNI ŞEYLERİ SÖYLEYECEKTİR; NEDEN EMSAL OLUŞTURUYORSUN? Sen aynı şekilde sınır komşun olan Irak’ da milyon insan öldürülürken de iktidardaydın… Evet, o gelenlere yardım etmeye çalıştın ama böyle direniş örgütlemedin, mazlumun yanında savaş çığlıkları atmadın… Seyrettin…

Doğru söylüyor… Yarın orada yaşananların aynını ülkemiz yaşamaya başlayınca bizler ne yapacağız? Bizim neyimiz var iç savaş çıkarsa?

KAÇACAKLAR… BİZİM GİDECEK YERİMİZ YOK, CANIMIZ, CİĞERİMİZ OLAN POLİSİMİZ, ASKERİMİZ VAR, OĞULLARIMIZ VAR KANINI VERECEK, ONLARIN UÇAKLARI, YATLARI, DIŞARIDA VİLLALARI, KATLARI VAR GİDİLECEK…

En çok da neye öfkeleniyorum biliyor musunuz?

Neye?

O çapulcular almışlar ellerine son model silahları; İlerde, içinde kadınlar mı, çocuklar mı, iç savaşlarıyla hiç ilgisi olmayan masum siviller mi, kim olduğu belirsiz insanların olduğu dev gibi binaları patlatıyorlar, ardından  ‘’ALLAHU EKBER!’’ diye çığlıklar atıyorlar… Aylardan Ramazan, aldıkları canlar yıllardır yan yana yaşadıkları insanların canları… Tüm dünya izliyor televizyonlarda ve eminim ki ‘’ Müslüman işte…’’ Diyor…

ONBİR AYIN SULTANI BUNLARI BİRGÜN ÇARPAR ELBET…

Arkadaşlar dingin olun, dingin…

Hadi be!

Özcan ÇELTİK                                                                         

Not: - 06.08.2012 de Gazete KAKTÜS’ de yayınlanmıştır. 

 
Toplam blog
: 237
: 361
Kayıt tarihi
: 22.11.06
 
 

1949 Antalya doğumlu, ANSAN üyesi Orman Yüksek Mühendisi, ressam ve öykü yazarıyım. KAKTÜS MEDYA ..