Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '13

 
Kategori
Gelenekler
 

Müslüman kız çocuklarını kim sünnet eder?

Müslüman kız çocuklarını kim sünnet eder?
 

Resim int. alıntı ve yorumsuz


Kadınlar.

Törenle, jiletle…

Bir sünnet kutlamasının ardından erkek olan çocuklar; bir jilet darbesiyle kadın olmadan kadınlığını kaybeden çocuklar!

Neyleyim ben martın sekizini?

Martın ya dokuzu ya otuzudur gerçek olan; bugün Martın dokuzu hava puslu ve birden soğudu kar yağıyor.

Kış: Haddini bilmez vakitsiz arzı endam eden baharı bir solukta kovdu.

Doğa ne yaptığının farkında; icabında soluk keser.

Afrika’nın en ücra köşelerine okullar yapıyoruz; eğitmen öğretmen ordusu gönderiyoruz.  Din kardeşlerimize yardım amaçlı…

Ücra köşelerin okullarında öğrenciler dilimizi öğreniyor; Türkçe şarkılar söylüyorlar.

Sevindirici.

O ülkelerde kız öğrenciler sünnet denilen vahşete maruz kalıyorlarsa…

Eğitim öğretim ordumuz bu duruma seyirci kalıyorsa…

Türkçe’nin Türkiye’nin tacize uğrayan yavrulara; bir yardımı dokunmuyorsa…

Üzücü.

“Biz misafiriz, örf adet değiştiremeyiz” Kulağa mantıklı gelir ama üç günün sonrasında misafirlik de sona erer.

Şapkamızı önümüze koyup bir düşünelim.

Bu asılsız çirkin adet ve eli jiletli kasap kadınlar ülkemizde türemiş olsalar…

 Merkelgiller:  “Sizi gidi barbarlar AB kapıları size kapalıdır” Diyerek tefe koyar ipliğimizi pazara çıkarırlardı.

  Hıristiyan ülkeler bu konuyla yakından ilgileniyorlar haklarını yememek lâzım; lâkin diğer taraftan; kız çocuklarının sünnet olayını Müslümanlığın karanlık yüzü olarak nitelendirip bolca reklam yapmaktan da geri kalmıyorlar.

Bu konuda ne kadar kötü reklam yaparlarsa yapsınlar haksız değiller.

Kutsal Kitabımız Kur’an da yeri yoktur. (İnşallah yoktur)

“Madem yoktur da bu ilkel adet nerden musallat oldu bu zavallı savunmasız çocukların başına?” Diye sorulduğunda…

Yanıt yorum kıtlığı yaşanıyor.

  Müslüman ülkelerin tümü kız çocuklarını jiletle doğramıyor ama olaya seyirci kalıyor.

Din kardeşlerini uyaran, jiletin yoluna taş koyarak körelten bir ülke var mı?  Ben duymadım belki vardır da bihaberim.

Seyirci kalmak; suç işleyenin suçuna ortak olmak anlamına gelmiyor mu?

“I have a dream”

Ülkemi temsil edenler: Adı geçen ülkeleri topsuz tüfeksiz; dantel gibi işlenmiş politik bir dille uyaracaklar.

“Gardaşlar dindaşlar, mümineler! Elinizi jiletle kana buladığınız sürece    sizlere okul mokul  yok ama her türlü ambargo var. Düşünün taşının!

Hatta üniversitelerimizde erkek çocuklarınıza kontenjan da açılmayacak.” Gibilerinden…

Tabii ki benim politik dilim oldukça kırık; o yüzden pek başarılı olamam.

Ancak blog yazabilirim.

Blog yazanlarımı yardıma çağırabilirim.

Şöyle derim.

Bu konuya ilgi duyan kalemler!

Her biriniz tek tek araştırın, hangi ülkelerde kadın sünnetçiler kol geziyor? Usanmadan, üşenmeden yazın.

Aklınıza “Neden” sorusu düşebilir.

“Neden? Önce kendi kapımızın önünü temizlemiyoruz.”

Çünkü kendi köyünde usta olabilmek için yabana gidermiş çıraklar.

Yabanda; yandaş desteği olmaksızın başarılı olmak zordur.

8 Mart geldi gitti ardında ne bıraktı?

Yine gelecek ne getirecek?

Kadın incidir, kadın güldür, kadın kadının dikenidir de…

Küçücük kızların usturası kasaturası jileti olmamalıdır.

Göz yummak: Ne erkekliğe ne kadınlığa ne de insanlığa yakışır.

Minnacık çocuklar ve koca koca kadınlar…

Güç eşitliği bunun neresinde?

Müslüman dünyasındaki tüm jiletli ebeler baltalarını toprağa gömseler…

8 Martlar işte o zaman bir anlam kazanır.

Makyajla Çarşamba pazarına çevrilmiş suretler…

Ne denli empati kurabilirler?

Bilemedim.

9 Mart 2013 Cumartesi

Alev Meisel/Berlin

 

 

  

 

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..