Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '11

 
Kategori
İnançlar
 

Müslümanın tatil anlayışı

Müslümanın tatil anlayışı
 

İnsanların büyük çoğunluğu yıl boyunca tatili hayal ederek çalışır. O yılın yorgunluğunu, ancak başlarını dinleyebilecekleri, sıkıntılardan kurtulabilecekleri bir ortamda yapılacak tatille atabileceklerini düşünürler. 


Herkes maddi olanakları çerçevesinde bir plan yapar. Kimi evinde dinlenerek kimi de farklı bir mekana giderek ya da şehir dışına çıkarak kendisine tatil ortamı hazırlar. Mekanlar ve yapılanlar farklı da olsa amaç dinlenmek ve eğlenmektir. 


Bunun için insanlar, yıl boyunca kimi zaman bazı ihtiyaçlarından özveride de bulunarak para biriktirirler. Vakit yaklaştığında yeni giysiler alır, kalacakları yer için rezervasyon yaparlar. Ailece ya da dostlarıyla birlikte çok güzel geçeceğini ümit ettikleri tatil günleri hayallerini süsler. 


Ancak detaylarına kadar çok güzel organize edilmiş bir tatil bile çoğu zaman umut edilenden çok daha kötü geçer. İnsanlar genellikle hayalleri gerçekleşememiş olarak ve dinlenip sakinleşmek yerine gergin bir ruh haliyle tatilden dönerler. 


Nedeni şudur; din ahlakını yaşamayan insanlar, herşey mükemmel de olsa memnun olamazlar. En güzel tatil ortamında bile gerçek hazzı ve mutluluğu tadamazlar. İçlerindeki boşluk nedeniyle sunulan nimet ve güzelliklerden yeterince zevk alamazlar. Nimetlere şükür içinde olmamaları, hata yapan insanlara karşı bağışlayıcı olamadıkları, kısacası güzel ahlakı yaşamadıkları için yaşadıkları hiçbir şeyden memnun kalamazlar. Ancak güzel ahlakı kararlılıkla uygulamaya çalışması karşılığında Allah, insana dünya zevklerini de tattırır. 


Tatil ortamında da olsa, insan tevekkül etmediği, olayların ardındaki hayır ve hikmetleri arama, öfkesini yenme gibi güzel ahlak özelliklerini yaşamadığında, müthiş sıkıntı duyar. "Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer" ancak yediğinin de tadına varamaz. 


Bazı Müslümanlar da normal zamanlarda namaz, oruç gibi ibadetleri yerine getirirken; gittiği tatilde ortama uyum sağlamak için ibadetlerini erteler. Bulundukları ortamda dinden uzak insanların çoğunlukta olması, onların da uyumunu kolaylaştırır. Gaflete kapılırlar; tek düşündükleri ne giyecekleri, ne yiyecekleri, nereye gidecekleri gibi konular olur. Burada yanlış olan kuşkusuz tatile gitmek değildir. Kur'an ahlakından uzaklaşmak ve yanlış yolda bulunan çoğunluğa uyuyor olmaktır. Kur'an'ın, “Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar...” (Enam Suresi, 116) ayetiyle açıkça dikkat çektiği gibi... 


İmanı kalbine yerleştirmiş mümine yaz rehaveti gelmez. Allah'ın nimetlerini anlatmak, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak, Kur'an'a davet etmek, mümin için kararlılıkla sürdürülmesi gereken faaliyetlerdir. Mümin fikri mücadele ile, Allah'a ve dinine hizmet ederek dinlenir. Aksi halde yorulur mümin. 


Hastalığın, ölümün zamanı yoktur; aniden gelebilir. İnsan eğer Allah'ın hoşnutluğunu esas almıyorsa, gittiği tatilde Allah'ı, Kur'an’ı, İslam'ı unutuyorsa, ve orada aniden ölüm onu yakalarsa, nasıl açıklar Rabb'ine? “Allah'ım ben tatildeydim” mi der? Kur'an’da Allah’tan, İslam’dan uzak bir hayat var mı; tatil bile olsa? Müslüman, her nereye giderse gitsin, yine Allah'ın rızasını gözetir ve orada da bütün gücü ile İslam’ı ve Kur'an’ı yayma çabasını sürdürür. İbadete hiçbir yerde ara vermez. 


Hiçbir şart ve ortam müminleri Allah'ı anmaktan, din ahlakını yaşamaktan ve yaşatmaya çalışmaktan alıkoymaz. Kur'an, müminlerin bu özelliğini, “(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten ‘tutkuya kaptırıp alıkoymaz’; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.” (Nur Suresi, 37) ifadesiyle haber verir. 


Allah müminlere güzel bir hayat yaşatacağını vaat eder. O güzel hayat tatilde ya da ‘tadını çıkararak’ zevk içinde geçirilen bir hayat değildir; mümin için güzel hayat Rabb’inin rızası için çalışarak sürdürdüğü lezzet ve huzur dolu hayattır. 


Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et. Ve yalnızca Rabbine rağbet et. (İnşirah Suresi, 7, 8 ) 


 

 

 
Toplam blog
: 727
: 972
Kayıt tarihi
: 09.02.10
 
 

Ekonomi okudum. 5 yıldır haber siteleri, portal ve dergilerde yayınlanan yazılarımı ve inandıklar..