Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '15

 
Kategori
İnançlar
 

Müslümanların sorunlarının çözülemiyor olması

Müslümanların sorunlarının çözülemiyor olması
 

Müslüman Ülkeler Haritası


Merhabalar.

Şöyle çevermize bir baktığımız da müslüman ülkelerin dışında kan ağlayan,  sorunları ile boğuşmakktan perişan olmuş,  ülkesini terk etmek zorunda bırakılmış vatandaşı olan başka bir ülke görebiliyor musunuz? Hayır, göremezsiniz!.. Neden?  İslam alemi, Kur'an'ı terk etmekle birlikte dine sonradan sokulan Kur'an dışı hurafelere göre hem dini, hem de içtimai yaşamlarını sürdürerek, gerçek ilimden ve bilgiden yoksun kaldıkları için bu haldedir. 

Kur'an'ı incelediğimizde, Kur'an'ın yalnız ona inananların değil,  bütün insanların kitabı olduğunu görüyoruz.  O yalnız müslümanların problemlerini değil, bütün insanların problemlerini çözmek için geldiğini, Kur'an'ın kendisi anlatmaktadır. 

Müslümanların sorunlarının çözülemiyor olması, Kur'an'ı Kerim'i bin küsur yıldan beri terk etmiş ve onu her çağa göre anlamaya çalışıp uygulamayı ihmal etmiş olduklarındandır. Cahiller ve müslümanlar Kur'an'ı çok okuyorlar, ama manasını anlamadan okumanın, teybe konulan bir kasedin Kur'an okumasından ne farkı vardır? Hala bunun farkında olmayan müslümanların, elbette işleri ve sorunları çözülmeden yüzüstü kalmaya mahkumdur.

İnsan, fizik ve tabiat kanunlarına göre hareket eder. Ne var ki, onun iradesi, fizik ve tabiat kanunlarını emri altına alır ve onları istediği gibi, istediği istikamette kullanabilir. Bu güç yalnız Allah'ın yarattığı insanda vardır. Kur'an'da Yüce Allah, bunu böyle anlatmakta ve dünyada olup bitenden insanı sorumlu tutmaktadır. Yine Kur'an'da, gökleri ve yeri insanın emrine verdiğini ifade eden ayetler de vardır. Kur'an, insanoğluna hitap etmektedir. Müslümanlar bu ayetleri teypteki bir kasetin çalması gibi okuyup geçerler. Anlayıp gereğini yapmanın Allah'ın emri ve kanunu olduğunu bilmezler. 

İnsan irade sahibidir ve iradesine hükmeden de onun aklı ve amacıdır. Bu bağlamda, insanı harekete geçirmek için onun aklını terbiye  etmek, eğitmek ve ona yapacağı şeyin gerekli olduğunu telkin etmek; kısaca onu, yapacağı şeyin gerekliliğine inandırmak lazımdır. İşte din,  işe tam bu noktadan, insanın faaliyet ve davranışlarına yön vermek için, akıl ve inançtan başlar. Bu durum yalnız dinlerde değil, ideolojilerde de böyledir. Bir kimse önce inanır, sonra yapar.

Kur'an'ı Kerim'i yeni şartlara ve ihtiyaçlara göre anlamak gerektiği kabul edildiği halde, meslek itibariyle anlamak mecburiyetinde olanların bu anlayışa fiilen karşı çıkmalarının sıkıntısını bizler çekiyoruz.

İslam memleketleri kalkınma proğramlarını yaparlarken, dini birinci maddede ele almazlarsa, kalkınamayacaklardır.  İslam ülkelerinin bir an evvel kalkınabilmesi için,  işe dinden başlamak ve dini kalkınma proğramını ana maddeleri içine almaları gerekmektedir. Bin küsur yıldan beri din ihmal edilmekle birlikte, orta çağın şerh ve izahları içinde yüzüp gitmesine bırakıldığı için de başta ülkemiz olmak üzere, tüm İslam ülkeleri zaten kısıtlı olan kaynaklarını kendi yarattıkları sorunlarının çözümünde heba etmektedir. 

Selam ve dualarımla. 

Yararlandığım Kaynak: Kur'an'a Göre Araştırmalar-IV (Prof.Dr.Hüseyin Atay)

 
Toplam blog
: 119
: 501
Kayıt tarihi
: 12.01.12
 
 

Lise mezunu, bir kamu kurumu emeklisiyim. Her konuda okumayı, yazmayı, araştırma yapmayı seviyoru..