- Kategori
- Dekorasyon
- Okunma Sayısı
- 546
Müsrifiz!

Son on yıldır daire içi dekorasyonlara haddinden fazla önem veriliyor. Hatta bu önem, çılgınlık safhasında.
İlk önce bu çılgınlık, mobilya seçimleriyle kendini gösterdi. Çok varlıklılar İtalya'dan mobilya ısmarladılar. Baktılar bu yetmiyor, İtalya'dan mermer ithal edilmeye başlandı. Ülkemizdeki mermerler,renk açısından yeterli bulunmadı.
Bu da yetmedi normal yer parkeleri yeterli bulunmadı, çeşitli türde ,markada parke döşenmeye başlandı.
Daha sonra perde hastalığı başladı. Jaluziler, saray tipi perdeler, osmanlı desenliler, kadifeden yapılan süslü püslü perdeler, taşlı ,incili, dantelli son derece gösterişli , gelinliği andıran asansörlü perdeler moda oldu.
Bir başka çılgınlık türü de , mutfak ve banyolarda kendini gösterdi.
Mutfaklar ankastre, elektrikli ve elektronik gibi çeşitli malzeme ve elemanlarla donatılmaya başlandı. Bir çok aile klasik ve kullanışlı mutfaklarını değiştirmeye başladı. İş bununla da kalmadı. Eğer mutfak balkonu varsa, mutfakla balkonlar birleştirildi, tabii bir çok duvar kırılarak, yıkılarak.
Banyolar da öyle. Normal küvetler, duşakabinler kaldırıldı. Yerine jakuziler, uzay kabinlerini andıran banyo kabinleri yerleştirildi.
Oturduğum apartmanda öyle durumlarla karşılaşıyorum ki hayret ediyorum. Herhangi bir dairenin sahibi değiştiğinde apartmanın içi inşaat alanına dönüyor. Yıkılan duvarlar, matkap ve balyoz sesleri yaşantımızı alt üst ediyor. Çok defa içimden " kardeşim bu kadar tadilat yapmaya ve dkorasyona önem veriyorsan, git yeni yapılmış bir daire al " demek geliyor.
Düşünüyorum da, 1970'li yıllara kadar bir metre karelik mutfaklarımız, odun sobalı banyolarımız, sedirli oturma odalarımız vardı. Banyosunda şofben kullananlar çok azdı. Şimdi doğalgazlı kombilerimiz yetmiyor, jakuzi istiyoruz. Normal kalorifer teşkilatı yetmiyor, borular görünmesin diye yerden ıstmalı kalorifer tesisatı kurduruyoruz. Snobluğa bakın!
Hatta dekorasyonda öyle ileriye gittik ki, dışardan içerisi görünmeyen, katlamalı camlar kullanmaya başladık.
Sonra da kredi kartı borçlarımızdan dolayı bankaları ve hükümetlerimizi suçluyoruz.
Hayatımız çelişkiler yumağı bence.!
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
Bu blog Editör'den Öneriler alanında yayınlanmıştır

dünyaya öyle daldık ki ahireti unuttuk demek geliyor içimden:)başarılar..
sonbahar 16.08.2012 19:02- Cevap :
- Bir bakıma öyle de düşünülebilir.Haklısınız. 16.08.2012 21:20
Yokluğu görmediğimizden, kıtlık nedir yaşamadığımızdan olabilir. Herşeyi kolay elde ettik ve kredi kartlarıyla bedava alıyormuş gibi harcadığımızdan müsrif olduk. Fren yapmak gerekir. Herkesin bütçesi 3-4 ay geriden gidiyor. Enflasyon nasıl azalıyor bilinmez.
Bosnalı 05.03.2012 13:36- Cevap :
- Biraz doyumsusuz galiba. Gösterişi de severiz. Aklımızı başımıza almamız dileğiyle.Selamlar. 14.03.2012 13:42
Bildiğiniz gibi ekonomi (iktisat), insanın sınırsız istek ve gereksinimlerini sınırlı kaynaklarla karşılama ilmidir. Ancak yazınızda vurguladığınız gibi savurganlık, bilinçsiz tüketim sadece kişiyi değil ülke ekonomisini de dışa bağımlı duruma getirir. Ancak bu eğitim ve bilinçle aşılabilecek bir sorundur. Zenginliği görgüsüzce gösterişe dönüştürme çabası da sorunun başka bir boyutu. Yeni ev alıp baştan aşağı yenileyenler de var. Selam ve saygıyla.
Güz Özlemi 19.12.2011 11:29- Cevap :
- Yazımın özetini çok güzel özetlemişsiniz teşekkür ederim. Selam ve saygılarımla. 19.12.2011 12:57