Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '11

 
Kategori
Antalya
 

Mustafa Akaydın’ın Antalyalılara yeni yıl hediyesi deniz ulaşımı olmalı; Antalya’ya çok yakışacak

Mustafa Akaydın’ın Antalyalılara yeni yıl hediyesi deniz ulaşımı olmalı; Antalya’ya  çok yakışacak
 

Kent yaşamı bireyleri yalnızlaştırmaktadır. Bunun nedenlerini ve nasıllarını başka bir yazıya bırakalım. Ancak yalnızlaşmanın sonucu küskün, bıkkın ve mutsuz insanlar ordusudur.

Kent yöneticilerinin bilinen/görünen görevleri hep bir yönde gelişti ülkemiz insanın kafasında. Kentin mesken, yeşil alan ve ekonomik gelişiminin planlanması, bu planlamanın denetimi… Ulaşımın rahat olması, temizlik vs vs. Sonuç olarak hep altyapı çalışmaları olarak anlaşılır belediye hizmetleri. Belediyecilik müteahhit kafası ile düşünülür yani. Bu yüzdende her kentin belediye başkanı adıyla anılacak kalıcı eser bırakmak peşindedir. İdealleri budur.

Mustafa Akaydın Antalya’da değişik işlere imza atıyor. Müteahhit belediye anlayışından vazgeçildi. Bu apaçık ortada… Bakmayın siz yardım olmuyor da ondan yatırım yapılmıyor sözlerine… Yardım yapılmıyor olabilir, ancak bence asıl belediyecilik anlayışı değişik başkanın. Yoksa göz boyamak için, yıllar sürecek işlere başlayabilir, şehri köstebek yuvasına çevirebilirdi.

Antalya caddeleri belli sıraya göre tek tek elden geçiriliyor… Buralar kalıcı şekilde çağdaş şehircilik anlayışı ile yeniden düzenleniyor. Bu işler yapılırken de çocuklar, yaşlılar ve engelliler unutulmuyor. İç açıcı tertemiz bir şehir yaratılıyor. Hatta artık sokaklarda sigara izmariti bile temizleniyor. Sel filan da basmıyor artık şehrimizi…  Ülkenin yaşanabilir ikinci şehri seçildi tüm zor koşullara rağmen...

Sırada mutlu/memnun insanın oluşumuna katkıda bulunmak var. Bu ise insanın toplumsallaşmasından ve doğaya kavuşmasından geçiyor. Toplumsallaşmanın ve doğaya kolay erişebilirliğin belli başlı yolları vardır; sanatın ve her tür yaşam kültürünün gelişimine katkıda bulunmak, önünü açmak, insanın toplumsallaşmasının en kolay yoludur… Bu konuda yapılanları zaten herkesi biliyor ve takdir ediyor… Antalya ülkemizin kültür başkenti olma yarışında neredeyse… Hem de uluslar arası alanda yapılan işler… Amatör guruplara da destek veriliyor. Yani her şey para ile satın alınmıyor, kitleler işin içine sokulmaya çalışılıyor… Bu takdir edilecek bir şeydir…

Bireysel ve kitlesel sporun katkılarını da unutmamak lazım… Ayrıca doğayı ve doğal yaşamı insan yaşamına mutlaka entegre etmek gerekir. Doğal yaşamı korumanın, geliştirmenin yanı sıra, insanda doğada olabilmelidir… Doğaya zarar vermeden, kolayca erişebilecek yollar bulunmalıdır.  Örneğin Sarı Su projesi harika bir örnektir buna… Ormanlık alanda, deniz keyfi halkın hizmetine sunulmuştur…

Ancak Antalya’da bir eksiklik var bence… Antalya’da deniz insanların yaşamında yeterince yok diye düşünüyorum... Oysa deniz mutlu/memnun insanı yaratacak en büyük ve en ucuz araçtır diye bakıyorum olaya… Aslında deniz girmiş burada yaşayan insanların yaşamına… Ancak bunu maksimum seviyeye çıkarmak lazım… Denizi ulaşım olarak da sokmak lazım kent ve bireylerin yaşamına…

Antalya kocaman bir körfezin kıyısına kurulmuş… Bu körfezi en yakın kalabalık yerleşim yerleriyle beraber düşünürsek deniz ulaşımının gerekliliğini daha iyi kavrarız. Kundu ile Bel dibi arasında gidip gelen yolcu tekneleri mutlaka olmalıdır diyorum Antalya yaşamında. 10 tane iskele yeter buralar konacak. Öyle lüks filan değil düşündüğüm iskele ve tekneler… Ellişer kişilik, insanca (her gurup insanın rahat inip binebileceği) özellikle bahar ve yaz ayları düşünülerek hizmet verecek şekilde planlansa ekonomik olarak verimli bile olabilir…

Düşünün; Kundu, Örnekköy, Fener (asansörlü olabilir) Liman, Konyaaltı( 2 ya da 3) Sarısu, Topçam, Çaltıcak ve Beldibi arasında gidip gelen yolcu tekneleri… Çok sayıda olmasına gerek bile yok. İki saatte bir iskeleye uğraması bile yeter… Ulaşım, eğlence ya da gezi amaçlı gidip gelecek insanların keyfini düşünün.

Akaydın Hocam bu olayı bir düşünmeli bence. Farkındalık yaratmak böyle olacaktır… Adına yakışır bir eser kalır böylece… Hiç olmazsa o tramvay denilen heyuladan daha yakışır Antalya’ya… Hatta yap-işlet-devret yoluyla on Karadenizli kaptan halleder bu işi…

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..