Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '09

 
Kategori
Futbol
 

Mustafa Denizli'nin Avrupa kariyerindeki ilk puanı...

Mustafa Denizli'nin Avrupa kariyerindeki ilk puanı...
 

Sorun Mustafa Denizli'den mi kaynaklanıyor, yoksa Beşiktaşlı futbolcular hocalarının söylediklerini mi dinlemiyorlar; sahada Beşiktaş adına ne oynadığını bilmeyen bir takım görüntüsü var. Aslında bunu bir anlamda anlayabiliyorum da... Çünkü sezon başında teknik direktörün kurmak istediği oyun tutmadı. Şimdiyse dağınık, bir halı saha oyununu andıran bir top oynuyor.

Rakip Wolfsburg'a bakıyorsunuz. İlk yarı belli bir düzen içinde top oynamışlar. Israrla kendilerine göre sol, Beşiktaş'a göre sağ taraftan altı pas üzerine orta yapıyorlar. Bu bölgede Dzeko'nun etkili olduğunu izliyoruz. Ters tarafta da Grafite var. Bütün oyunu da Misimovic ile kontrol etmeye çalışıyorlar.

Başiktaş'ta ağır ağabeyler var. Nihat, Nihat gibi oynamak istiyor. Hep aynı yerden şut çekip gol atabileceğine ilişkin inancı var. Takım oyununda pek yok. Yoksa daha 22. dakikada Beşiktaş'ın 1-0 öne geçmesi içten bile değil. Bobô takılmak istiyor. Yani kendisini göstermek düşüncesi var. Kafası karışık. Bazen kadroya bile alınmıyor oluşuna alınıyor belli. Tello sağda mı sol da mı anlamak çok zor. Ernst ve Fink göbeği kapatıyorlar. Ancak oyun kurmada yoklar. Hücumda hiçbir varlık gösteremiyorlar. Beşiktaş biraz sol kanat çalışmış. Orada da yine İbrahim Üzülmez'in klasiği var. Mecbur mu kalmış Denizli, ben olsam böyle bir maçta Üzülmez riskine girmezdim. Sağ kanat hiç yok. Ekrem gidemiyor.

Ben sayamadım; bir takımın kalecisi bu kadar çok mu degaj yapar ve kale atışını uzun kullanır? Bunun anlamı Beşiktaş'ın geri hattında ve orta sahasında oyun kuracak adam olmamasıdır.

Geriye ne kalıyor? Wolfsburg bir top kaybedecek, Beşiktaş hızlı bir hücüm yapacak. Defans az adamla yakalanacak ve ve gol bulunacak!

Rakip on kişi kaldıktan sonra Mustafa Denizli doğru değişiklikler yaptı. Gole, kazanmaya dönük hamlelerdi. Ancak yine de öncelikle ilk tercihim Fink x Tabata değişikliği olurdu. Tello x Tabata biraz daha dengeyi düşünen bir değiklik oldu.

Özellikle rakibin eksilmesiyle etkinliğini yitirmesi, Beşiktaş'a cılız denecek fırsatlar yarattı. Hatta bunlardan gol çıkması da mümkündü. Özellikle Nobre'nin dağlara taşlara attığı şut çok ciddiydi. Belki Nobre beş dakika daha önce oyuna girip ısınmış olsa bu şutu başka çekebilirdi.

Önemli olan puan almaksa Beşiktaş başardı. Son on beş dakikada galibiyete de yaklaştı. Ancak şu bir gerçek ki Beşiktaş'ın bir oyun kurgusu, atak düzeni, gole dönük bir formatı yok. Kasımpaşaspor maçında da yoktu. Ancak Beşiktaş puanlar almaya başladı. Üstelik başlardakinden daha kötü oynarken...

Bunun bir kaç nedeni var. En önemlisi Beşiktaş atak yaparken geride çok açık veriyor aksıyordu. Şimdi biraz daha defansif bir yapıya döndü. Geride daha çok adam durunca hata riski olsa da kapatılabiliyor. Bu sefer de ileri gitmede zorluk yaşanıyor.

Mustafa Denizli Avrupa kariyerindeki ilk şampiyonlar ligi puanı ile tanıştı. Bunun değeri çok büyük kuşkusuz. Kendisini yıllar sonra şeytanın bacağını kırması dolayısıyla kutluyoruz. Umarız arkası da gelir.

Hakem beklentilerin ötesinde çok iyi bir maç yönetti. Kırmız kart pozisyonunu çok iyi süzdü. Örnek bir maç yönetti diyebiliriz.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..