Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '09

 
Kategori
Spor
 

Mustafa Denizli'nin Su Perileri...

Mustafa Denizli'nin Su Perileri...
 

Bursaspor beraberlik sayısı bulduğunda televizyonlara yansıyan İbrahim Toraman’ın ellerini iki yana açarak sanki “adalet bunun neresinde dercesine” yukarılara yakarması çok ilginç bir görüntüydü. Oysa aynı futbolcu maçın 61. dakikasında rakibinin ceza sahasında kendisini yere bırakırken başka düşünceler ve duygular içindeydi.

Bu sezonun belki de en iyi maçı oldu.

Saha şartları futbol oynamayı öylesine zorlaştırmıştı ki; bütün hafta boyu çalışılan taktiklerin tamamı uygulanamaz olmuştu. İlk yarının büyük bölümünde yağan sağanak yağış yer yer su birikintileri oluşturmuş, topun iki oyuncu arasında pasla gönderilmesi neredeyse imkânsız hale getirmişti.

Ancak özellikle Bursaspor su üzerinde oynamaya alışık bir takım görüntüsüyle Beşiktaş’ı ilk yarı sahadan sildi.

Gol bağıra çağıra geldi.

Futbolun en güzel gollerinden birini attı Bursaspor. Sahanın kuru olan tek bölgesi ilk yarıda Beşiktaş’ın savunduğu kalenin soluydu. Bursaspor’un en etkili silahı Volkan çizginin sıfır noktasına kadar indi ve akıl dolu ve momentumu yüksek bir orta yaptı. "Maç boyu Beşiktaşlı oyuncuların attırmak için hakeme büyük baskı uyguladıkları ve Mustafa Denizli'nin de dert yandığı" Ozan İpek de üzerine doğru gelen gol enerjisi dolu topa çok güzel vurdu ve gol oldu.

Beşiktaş bu maçı çok farklı kaybedebilirdi. Hatta 46. dakikada sahanın Bursaspor adına en bencil ve kötüsü olan Sercan’ın çalım üzerine çalım atarak kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda gol vuruşu yerine topu dışarı göndermesi maçın çok önemli bir kırılma anıydı. Maç burada 2-0 olsa Beşiktaş sezonun en ağır yenilgisini sahasında alırdı.

Beşiktaş gibi mücadele ve dayanımı yüksek bir takımın su üzerinde ayakta duramaması çok ilginçti. Ernst ve Fink bugün sadece adam kovaladı. Zaten teknik yönleri zayıf olduğu için oyun kurmaları da beklenemezdi. Nihat’ın sahada olması bile yanlış bir tercihti. Avrupa’da inanılmaz bir kimliğe bürünen, ligimizde derbilere damgasını vuran İbrahim Üzülmez iyi niyetiyle ayakta durmaya çalıştı. Beşiktaş’ı soldan ileri taşıdı ancak yetmedi. İlginçtir haftalardır vasatı aşamayan Tello Beşiktaş adına yararlı şeyler yaptı. Nobre de Fenerbahçe’de gördüğümüz gollerinden birini attı, diğerini de son dakikada kaleci Ivankov çıkardı.

Maçın 2-1’e gelmesi maçın yedi sekiz dakikalık bir bölümü için anlaşılır bir durumdu ama tamamına baktığımızda sürpriz bir gelişmeydi.

Ertuğrul Sağlam’ın, ilk yarının en etkili adamı Volkan’ı saha kenarına alması ikinci yarı Bursaspor’un hızını kesen bir karar oldu. Kuşkusuz bizim bilmediğimiz bir nedeni vardı ancak maçı izledikten sonra sanki tercihi Sercan’dan yana yapsaymış belki de daha doğru olacakmış.

Karşılaşma bu saha şartlarında değil de kuru havada oynansaydı sonuç ne olurdu sorusunun cevabını öğrenmek için 34. haftaya kadar beklememiz gerekecek. Ancak Beşiktaş’ın yenilgisi sadece saha şartlarına bağlanamaz diye düşünüyorum. Sanki Bursaspor, Beşiktaş’tan çok daha iyi bir takımmış gibi görünüyordu. Ertuğrul Sağlam, Ali Tandoğan’ın ve Zapo’nun Beşiktaş patentli olduğu düşünülürse çok da yanlış bir tespit olmayacak. Mustafa Denizli'nin Yusuf hamlesi de bu saha için fazlasıyla yanlış oldu.

Mustafa Denizli’nin maç sonrası televizyona verdiği açıklamalar tarihsel öneme sahiptir. Yenilgiyi öncelikle hava şartlarına sonra da hakeme bağlaması, birbiriyle çelişkili ifadeleriyle sayın hocamızın geldiği son noktayı gösterdi bizlere. Zaten sezon başından bu yana yaptığımız eleştirilerin temelinde de bu vardır. Sn. Denizli’nin bu sefer tribünlere oynaması anlamlıdır.

Hakem Tolga Özkalfa zor saha şartları içinde kötü bir yönetim gösterdi. Ancak Mustafa Denizli’nin ifade ettiği şekilde Beşiktaş aleyhine çalışmadı. Beşiktaş’ın ilk golü öncesinde Tello’nun kendisini eliyle itmesi açıkçası çok ilginç bir Cem Yılmazlık espri konusuydu. Bursasporlular hakemin düdük çalmadan maçı başlattığına takıldılar; ancak orada çok daha ciddi bir elle taciz vardı. Hakemin orada yapması gereken şey Tello’ya sarı kartı göstermek olacaktı. Ondan sonra gol olur muydu olmaz mıydı bilemeyiz. İbrahim Toraman’ın kendisini yere bırakma görüntüsü yardımcı hakemin ve Tolga Özkalfa'nın gözleri önünde oldu. Ancak yine de penaltı düdüğü çaldı.

Ligimizde kolay penaltı çalınsa bir şey demek zor ama penaltı penaltı gibi olmalıdır adına artık Türkiye’de penaltı literatürden çıkarılacak hale gelmişken İbrahim Toraman’ın bu düşüşüne düdük çalınması çok ağırdır. Buna rağmen Mustafa Denizli’nin hakemi konu edinmesi çift ünlemlikti(!!).

Bursaspor’un oynadığı futbol kazanmayı hak etti. İstanbul’da üç büyüklere karşı 1-0 öne geçip, 2-1 geriye düştüğü bir maçı 3-2’ye getirmek çok önemli mücadele örneğiydi.

Bu maçı Bursaspor taraftarının izleyememesi, takımın taraftarıyla kucaklaşamaması da futbolumuz adına kötü bir görüntüydü.

Çok da güzel ve heyecanlı bir maç oldu.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..