Mustafa Denizli'nin yeni ve etkili taktiği

Mustafa Denizli, sezon başından bu yana bir çeşit 4-3-3 oynayan ancak bunda çok da başarılı olmayan takımını sahalarımızda çok fazla görmediğimiz 4-1-2-2-1 gibi kurguyla oynatmaya başladı.

Bu dizilişte en kritik görev dörtlü defansın önünde oynayan, derbide Selçuk Şahin’in yaptığı görevi üstlenmiş olan İbrahim Toraman’dadır.

Hatırlanacağı üzere Beşiktaş 2-0 geriye düşene kadar yine klasik kurgusuyla sahadaydı. Ancak Ekrem’i defansın sapına çekip, İbrahim Toraman’ı yeni yerine alıp, Ernst-Fink ikilisini orta sahadan alıp rakip takımın yarı sahasına kaydırdı. Böylece kanatlarda oynayan iki oyuncuyla birlikte beş kişi ile atağa kalktı.

Beşiktaş biraz da risk alarak gerçekleştirdiği atak oyunun meyvasını devre tamamlanmadan alıp, golü bulunca İnönü Stadının havası bir anda değişiverdi. Hatta Fink yakaladığı fırsatları değerlendirse çok farklı bir ikinci yarı da izleyebilirdik.

Bu taktiğin etkisi Ferrari’nin sakatlanmasından sonra görev yeri bir kere daha değişen İbrahim Toraman’ın boşalttığı alana geçmek üzere oyuna giren Uğur İnceman’ın gösterişli ve çok verimli futboluyla tescillenmiş oldu. Yine hatırlayacağımız gibi Uğur İnceman genellikle orta sahanın sağında görev yapar maçlarda da göze çarpmazdı.

Beşiktaş’ın hatlarının arasındaki mesafe bu diziliş sayesinde öylesine kısalmıştı ki; Eskişehirsporlu oyuncular sıkışıp kaldılar; neredeyse nefes alamaz hale geldiler. Rıza Çalımbay taktiksel değişiklik öncesine kadar üstünlük kurduğu Beşiktaş’ın bu yeni sistemine hiçbir çözüm bulamadı.

Beşiktaş’ın ileri ucunda görev alan oyuncular, Tello, Bobo, Holosko da yükselen form grafikleriyle bir anlamda gol sıkıntısı ortadan kaldırdılar.

Sezon başından bu yana, öncelikle lige hiçbir hazırlık yapmadan ve büyük konsantrasyon eksikliği ile girdiği için eleştirdiğimiz, Beşiktaş’a futbol oynamayı unutturduğunu düşündüğümüz, hücum yapmadan sadece savunmaya dayalı oyun taktiğinin bir büyük takıma yakışmadığını söylediğimiz Mustafa Denizli özellikle kaybedilen Gaziantepspor karşılaşmasından sonra önemli teknik direktörlük hamleleriyle Beşiktaş’ı tekrardan yarışa ortak etti.

Bunun çok önemli olduğunu, Beşiktaş tecrübesinin ligdeki bir çok takım için önemli dersler taşıdığının bir kere farkına varmalıyız.

Beşiktaş Fenerbahçe’nin 8’de 8 yaptığı hafta liderin 12 puan gerisinde sekizinci sıradaydı. Ancak ilk devreyi beş puan farkla beşinci sırada tamamladı. 22. hafta liderin 8 puan gerisine düşmüşken sezonun tamamlanmasına 7 hafta kala aradaki far üç puana inmiş ve Beşiktaş şampiyonluğun en büyük adaylarından biri haline gelmiştir.

34 haftalık lig maratonunda inişlerin ve çıkışların olabileceğini görebilmek gerekiyor.

Beşiktaş geçen sene de Fenerbahçe’ye yenilmiş ancak aynı hafta Sivasspor da puan kaybedince yarıştan kopmamıştı.

Şimdi çok zorlu bir üç maçlık seriye giriyor.

Galatasaray’ın sadece 3 puan alabildiği Ankaragücü, Trabzonspor, Fenerbahçe tüneli ligin en kritik darboğazıdır. Bursaspor’un bile bu seriden sadece 5 puan çıkardığını hatılamamız gerekiyor.

Mustafa Denizli’nin bu taktik değişikliğinin Ankaragücü karşısında etkili olabileceğini; ancak Trabzonspor ile Fenerbahçe karşısında fazla işleyemeyebileceğini şimdiden söyleyebiliriz.

Özellikle Kadıköy’deki derbide Mustafa Denizli Ernst ve Fink ikilisini aynı anda Fenerbahçe yarı alanına gönderirse hiç beklemediği bir yenilgi ile sahadan ayrılabilir.

Trabzonspor’un da orta sahası çok hareket edip, rakip takımın kafasını karıştırıyor. Galatasaray karşısında çakılı sağ bekte oynayan Serkan Balcı’nın o maça kadar ne kadar değişken mücadele ettiğini ve etkili olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Colman, Alanzinho, Selçuk, Engin, yeni yeni takıma ısınan Teofilo’nun Beşiktaş’a çok ters gelebileceğini söyleyebiliriz; hatta sezonun ilk karşılaşmasındaki maçın nasıl bir mucize ile sonuçlanmış olduğunu hatırlamalıyız.

Ancak, bu dizilişte Beşiktaş defans yaparsa bu sefer Trabzonspor ve Fenerbahçe kilidi açmak için kendileri açık verebilir.

Eğer Kayserispor karşısında Fenerbahçe 3 puan alabilirse, Beşiktaş ile (yarı)final maçına çıkacağı için çok farklı bir konsantrasyon ile oynayacağını da düşünebiliriz.

Ancak sezon başından beri çok ağır eleştirdiğimiz Mustafa Denizli ve Beşiktaş’ı son iki maçta ortaya koyduğu güzel oyundan ötürü ve bunun da taktiksel anlamda bir karşılığı olduğu için bir kat da ekleyerek tebrik etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Uzay Gökerman