Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '09

 
Kategori
Futbol
 

Mustafa Denizli son dakikada hangi taktiği değiştirdi?

Mustafa Denizli son dakikada hangi taktiği değiştirdi?
 

Maçın başlamasına iki dakika var. Mustafa Denizli, Serdar Özkan'ı yanına çağırıyor ve bir şeyler anlatıyor. Serdar koşarak, Ekrem'in yanına gidiyor; Ekrem de Serdar ne dediyse artık sonra Ernst'e birşeyler söylüyor.

Mustafa Denizli daha maç başlamadan hangi taktiksel değişiklik yaptı?

Önemli mi?

Maçın genel seyrine baktığımızda hiçbir önemi olmadığını görüyoruz; ancak şöyle söyleyebiliriz, Ernst ve Ekrem maçın Beşiktaş adına en iyisiydi, Serdar Özkan da yanlış oynatıldığı için belki de hak etmediği şekilde etkisiz kaldı.

Salı gecesi Manchester United bile Beşiktaş karşısında bu kadar kolay top oynamamıştı.

Kayserispor belki geçen hafta maç yapmamış olmanın bütün hırsını, mücadele gücünü, futbol arzusunu İnönü'ye saklamış gibiydi.

Maçı anlatan spikerin maçın başında ifade ettiği; Mustafa Denizli'nin en çok çekindiği oyuncu olan Cangele Kayserispor'un parlayan yıldızıydı.

Kayserispor bütün ilk toplara bastı. Mehmet Topuz gittikten sonra takımda kalan tek Mehmet Eren atması gereken pasları zamanında verebilseydi Beşiktaş yemesi gereken golü ilk yarıda da kalesinde görebilirdi.

Beşiktaş iyi değil. Haftalardır iyi değil.

Eğer Mustafa Denizli'nin en çok çekindiği oyuncu Cangele ise neden Beşiktaş Tabata'yı transfer etti de o çekindiği oyuncuyu almadı? Ben inanıyorum ki Tabata'ya verilen para Cangele için Kayserispor'a teklif edilse bu transfer biterdi. Çok mu iyi oyuncu? Açıkçası futbolcunun büyüklüğü büyük takımda ne yaptığı ile ölçülüyor. İşte örnek Tabata...

<ımg hspace="0" src="http://media2.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/Spor%C3%96zel/190909-bjk-antep-haber.widec.jpg" border="0">


Mustafa Denizli geçen hafta bütün forvetlerini kenarda oturtup, Serdar'ı ileride tek bırakmıştı. O Serdar da aslında Galatasaray defansını epey zorlamıştı. Hatta Manchester maçında da dikine giden oyunu ile göze çarpmıştı. Ama genç ya, böyle oyuncular teknik direktörün şamaroğlanıdır. Denizli Kayserispor maçına Bobo-Nobre çift forvetiyle çıktı. Beşiktaş, Yusuf girene kadar bu iki forvetten bir kere yararlanamadı. Mustafa hoca bütün hafta millet bu iki forveti neden yanında oturttun sorularına böyle cevap vermek istedi.

Yusuf'un son 15 dakikada yaptıkları şimdi bir göz boyama gibi. Taraftar keşke önce girseydi diyor. Ama öyle değil. Kayserispor iyice geriye yaslandığı için Beşiktaş'ın tamamen boşalan orta sahasını zorlamadı. Küçük takımların mahkumiyetinden kaynaklanıyor. Yoksa maçın hiçbir bölümünde Beşiktaş Kayserispor'u zorlayacak bir oyun oynamadı.

Ernst-Serdar Özkan-Tello-Tabata'dan oluşan Beşiktaş orta sahasının kurgusu çok yanlıştı. Ernst çok geride oynuyordu. Tabata onun önünde orta saha yuvarlağının çemberinde dolanıyordu. Tello'yu sadece kornerlerde görebildik ya güçsüzdü ya da başka havalardaydı. Serdar Özkan sağ kanatta oynatılıyordu ama tek bir akın organize edemedi.

Mustafa Denizli moralsiz Bobo ile başlamayıp, sağ kanadı Nihat'a teslim edip, Nobre ile tek forvet başlayıp, Serdar Özkan'ı da onun arkasında serbest oynatabilirdi. Benim Serdar Özkan'ı izlediğim ve görebildiğim özellik ceza sahanın çevresinde oynadığı zaman etkili olabileceği yönünde.

Beşiktaş taraftarının sabrı kalmadı artık. Sinirleri de tamamen gerilmiş. Çünkü şampiyonluğun ardından daha iki ay geçmiş, Beşiktaş'ı yere göğe sığdıramazken takımları son iki ayda sadece bir maç kazanabilmiş. Kötü oynuyorlar, gol atamıyorlar.

Taraftar önce Süleyman Hurma ile uğraştı. Maçın ilk yarısından yirmi dakika takımın lehine tek bir tezahürat duymadık. Sonra Cangele ile uğraşmaya başladılar. İkinci yarının tamamını hakem Bünyamin Gezer'e ayırdılar. Maçın bitişiyle de öfkelerini yönetime kustular. Taraftar olarak onların içinde oldukları psikolojiyi anlayabiliyorum; ancak böylesi tepkisellikler her zaman takıma olumsuz yansıyor. Çünkü kendi takım oyuncuları taraftarın tepkisine ayak uydurarak maçtan düşüyor. Oysa gerçek öyle değil. Tam aksine Beşiktaş yok sahada. Aslında taraftar da bunun farkında. Ve ne olursa olsun maçı kaybetmemek adına kendi duruşlarını bozuyorlar.

Bünyamin Gezer'in yanlış karar vermesine yol açacak bir Beşiktaş akını olmadı ki hiç! Penaltı vardı, düdük mü çalmadı? Ofsayt yoktu da Beşiktaş'ın atağını mı kesti? Açıkçası Kayserispor sert bile oynamadı. Attıkları golden sonra biraz oyun zamanından çalmaya çalıştılar. Bunun ölçüsünün Saidou ile kaçtığını da gördük. Ancak bu futbolcu da yaptığı şeyin farkına varıp kendisini dışarı attı.

Geçen hafta Beşiktaş ve Mustafa Denizli için zamansızlıktan söz etmiştim. Zor günler başladı demiştim. Düşüş devam ediyor ve artık fren tutmuyor. Taraftar da takımdan ve kulüpten kopmuşa benziyor. Beşiktaş son yıllarda lige hep böyle tutuk başlıyordu ama diğerleri bu kadar iyi değildi. Belki sorun da bu. Galatasaray, pazartesi günü mutlak kazanabileceği bir maça çıkıyor. Yani 12 puanlık bir fark oluşacak gibi.

Kapanır mı?

Bir şey sorarak bitireyim. Ertuğrul Sağlam çok daha iyi bir pozisyondayken bıraktırılmıştı. Mustafa Denizli de bir kurtarıcı rolüne soyunmuştu.

Acaba Beşiktaş'a bir şampiyonluk getirmesine rağmen bu karar hatalı mıydı?

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..