Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '14

 
Kategori
Eğitim
 

Mustafa Güneri ve Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nün fotoğraflarla yazılan tarihi

Mustafa Güneri ve Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nün fotoğraflarla yazılan tarihi
 

Pazarören Köy Enstitüsü öğrencisi Turgut Kavraaal Hasanoğlan'da köşe taşı yontarken1941(Fotoğraf: Mustafa Güneri)


Bugün yıkık ve virane halde bulunan müzik dersliği işlevini sürdürdüğü yıllarda okulun kuruluş öyküsünü anlatan fotoğraflarla donanmıştı. Şimdilerde restore(!) etmeye çalışıyorlar. Yine o günlerde okula gelenler, okul öğrencileri her fırsatta bu fotoğrafları inceler, kuruluş tarihinin nasıl zor koşullar altında gerçekleştiğini görür ve anlarlardı. Bu fotoğraflar ilk çividen başlayarak okul binalarının yapılış öyküsünü ibret verici bir şekilde yansıtır. Anlayana, duyarlı olana anlatır anlatacağını. Duyarlı olana der diyeceğini. Ben bunlardan birine tanık oldum. 1982 yılı okulumuzun genel teftiş yılı idi. Çokça müfettiş geldi. Hem dersler denetlenecek, öğretmenlerin performansları görülecek, hem de idari yönden denetlemeler sürdürülecekti.

Bunlardan bir müfettişi 100. Yıl Atatürk Müzesi’nde bilgiler aktararak gezdiriyorum. 12 Eylül sonrası olduğu için kim kimdir nedir, nicedir bilmiyoruz. Bir süre sonra baktım müfettiş gözlerini benden kaçırdı ve gözyaşlarını belli etmemeye çalıştı. İşte duyarlılık, ülke sorunlarını anlamak buydu. Vatan sevgisi, halk sevgisi buydu bence. O fotoğraflara baktıkça kılınız kıpırdamıyorsa, gözleriniz bu çalışma gücünü görmüyor, tanımıyorsa, kusura bakmayın, sizde eksiklik var demektir.

Müfettiş Mustafa Acar’ı örnek duyarlılığı için saygıyla anıyorum. Dilerim ki, bu duyarlılık örnek alına…

Hasanoğlan Köy Enstitüsü öğrencilerinin "ENSTİTÜ AJANSI"nın 23 Nisan 1950 tarih ve 282 sayılı günlüklerinde: "Bu gün fotoğrafçılık Kolu bu seneki çalışmalarını ihtiva eden bir resim sergisi açmıştır. Bu sergi Enstitümüzün bir tarihidir. … Bu sergi Enstitümüzün yüzlerce sayfalık Köy Enstitümüzün kitabıdır." denilmektedir. Bu fotoğraflar gerçekten tarihtir. Ellerine sağlık ilk günlerin müdür vekili Mustafa Güneri'ye ve öğrencilerine. Yüreğine sağlık o öğrencilerin. İçiniz rahat olsun diyorum onlara. Bıraktığınız belgeler; giderek eksilenler olsa da şimdilik korunuyor, bıraktıklarınız tarih olarak okunuyor ve inanın okundukça da taşlar yerine daha güzel oturtuluyor. O fotoğraftakilerin ve de onların yaptıkları asla unutulmaz, asla gizlenemez, asla üstü örtülemez. Tarih gerçektir, o gerçekliklerin varlığı kapatılamaz. Sergi açılışında “Sergiyi gezerken herkes bir birine eski günlerin hatırasını hikaye ediyor. Ve herkes sergiyi gezerken eski günlerini iftiharla anıyorlardı. Neticede o günlerde bulunanlar “Ne bahtiyarız” demekten kendilerini alamıyorlar. Sergide … Kızılçullu öğrencilerinden, Cılavuz öğrencilerine kadarki ekipleri, ilk talebeden bugünkü öğrencilere kadarki yağız köylü çocuklarını, ilk çadırdan son açık havaya ve revir binasına kadarki modern binaları. İlk kazmadan son kaleme ve freze makinesine, kitaba kadarki çalışmaları. İlk toprak yoldan bugünkü şose yola gelinceye kadarki faaliyetleri. Nihayet sergide dikenli Hamurbasan belinden zümrüt Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nü göreceksiniz.

O çetin günlerde çalışan öğretmenlerimize, o kara günlerde çalışarak bize bu binaları hazırlayan ağabeylerimize sevgi, saygı ve şükranlarımızı yad ederiz.

Ray üzerinde kereste taşıyan, yemeklik için bulgur ayıklayan, radyo dinlemek için kolla cerayan husule getirmek isteyen köylü yiğitleri, bizi bahtiyar ettiniz. Sağ olun.”

O yıl Köy Enstitüleri’nin 10. kuruluş yılı olan 17 Nisan kutlamaları ertelenerek 23 Nisan’da yapılmış, fotoğraf sergisi de bu nedenle o gün açılmıştır. Mustafa Güneri’nin ilk çividen başlayan çalışmaları, fotoğrafçılık kolunda görevli öğrencilerin katkılarıyla, yıl boyu çalışılıp gerçekleştirilerek sergilenmiştir.

Sergilenen fotoğraflardan bir albüm hazırlanarak Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye de armağan edilmişti. Bu fotoğraflar daha sonra Kültür Bakanlığı yayınları olarak “Köy Enstitülerinin 60. Yılı (1940-2000)” adıyla yayınlanan kitapta yer almıştır. Kitabı hazırlayan Mehmet Özel, o günlerde Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürüydü. Bu fotoğrafları kitaba alırken yeterince araştırma yapmadığından, objektifin arkasındaki göz nurunu görememiş, Mustafa Güneri adını yazamamıştır. Kitabın hazırlanışında danışman olarak görev üstlenen, Pazarören Köy Enstitüsü ve Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü mezunu Turgut Kavraaal da bunu düşünememiştir. Oysa Mustafa Güneri, Turgut Kavraal’ın taş yontarken fotoğrafını çekmişti. O zamanlar Kavraal, Pazarören Köy Enstitüsü ekibi içinde Hasanoğlan’a 1941 yılında gelmişti. Köşe taşını yontarken fotoğrafını çeken öğretmeni Mustafa Güneri’yi anımsamamasına ne anlam vereceğimi bilemedim.

Bu günlerde de Mustafa Güneri’nin fotoğrafları Köy Enstitüleri ile ilgili hemen hemen tüm kaynak ve yazılarda kullanılmaktadır. Ancak Mustafa Güneri adını çok az kişi belirtmektedir. Öyle ki, “Hasanoğlan Köy Enstitüsü Kurulurken 1941-1951” adlı kitabından alınıp yayınlanan fotoğraflara da isim koymayı düşünememektedirler. Bazılarını anlarım, etik davranma kurallarını bilmiyor olabilirler, ancak bilimsel çalışmalar için bu kabul edilemez bir durumdur.

Dileğim bu sessiz, sevecen, onurlu ve çalışkan insan Mustafa Güneri’nin değeri bilinsin. Bundan sonraki paylaşımlarda adına yer verilsin. Çünkü daha yayımlanmayan fotoğrafları var. Çektiği fotoğraf karelerinin sayısının 1650 kadar olduğunu kendisi yazmıştır. Kalanlarını, umarım çocukları değerlendirme fırsatı bulurlar. Hasanoğlan Köy Enstitüsü tarihi için bu çok önemlidir. Ayrıca bilimsel çalışmalara da ışık tutacağı gerçeği görülmelidir.

Çünkü;  anlatılmaz büyüklükteki o çabaların ürünü fotoğraflar, hala güncelliğini koruyor ve de biliniz ki Mustafa Güneri’yi ve öğrencilerini, okul yapılarını yapanları hala yaşatıyor. O günlerde; çadırlardan, ilk çividen, ilk kazmadan başlayarak, Hasanoğlan Köy Enstitüsünün fotoğraflarla ibret verici günlüğünü tutmuştur Mustafa Güneri. O günleri büyük bir sabırla, büyük bir coşku ile belgelemiştir. Titiz ve planlı bir şekilde sunmuştur bizlere. Okulda sergilenen fotoğrafların alt yazılarını kendi elleriyle, yazı sanatının tüm incelikleriyle yazmıştır.

Benim de yararlandığım fotoğrafların bir kısmı bu tarih sayfalarından, bu belgelerden alınmıştır.

Görüldü ki, onlar tarih yazdılar...

Akıllardan silinmeyecek bir eğitim tarihini yazdılar.

Asla unutulmayacaklar...

Mustafa Güneri, yıllarca yapı ve sanat başı olarak görevini sürdürdü. 10 Temmuz 1950 yılında, ilk temel atılışının 9. yıl dönümü nedeniyle bir konuşma yapmış, o günlerin, zor koşullarını anlatmıştır:  “İlk suyun Kepirtepe, ilk binayı yine Kepirtepe, ilk ışığı da Çifteler Köy Enstitüsü ekiplerinin çalışmalarıyla kavuşulduğunu belirtmişler ve Enstitümüzün bugünkü durumuna temas edilerek; “Bugünkü öğrencilerimiz huzur içinde yaşıyor, sayılamayacak kadar ağaçların meyvelerini tadıyor, sarp kayalardan gelen billur gibi suyu içiyor, köylüyü her bakımdan tatmin edecek iyi itiyatlarla günden güne olgunlaşıyor.”

Öğrenciler de ajansın 10 Temmuz 1950 günkü yazısında; “Enstitümüzün 10. yılını kutluyoruz. 20. yılını kutlayacaklara ne mutlu. Bu çetin şartlar altında abideleşen Enstitümüze çalışmamızla layık olmalıyız.” diye belirtmişlerdir.

Mustafa Güneri kimdir?

1910 yılında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde doğmuştur. 1930 yılında İstanbul Öğretmen Okulunu bitirmiş ve ilk öğretmenliğini Zonguldak’ta Namık Kemal İlkokulunda  yapmıştır. İki yıl öğretmenlikten sonra görevini başöğretmen olarak sürdürmüştü. Bu toplam beş yılın sonunda Hasanoğlan Köy Enstitüsü’ne atanmıştır. Yıl 1941. Okul yeni kurulacaktır. Okulun yapıları olmadığı gibi, öğrencileri de yok. Sonradan Balkanlardaki savaş tehlikesi nedeniyle Kepirtepeli öğrenciler getirilir buraya.  Okul için çok yoğun incelemeler sürmekte, planlamalar yapılmaktadır. Tüm hazırlıklar tamamlanınca, yapı yerleri belirlenerek inşaat çalışmalarına başlanır. Yapı başı Mustafa Güneri’dir. Canla başla çalışır. Arkasından kardeş Köy Enstitülerinin desteği gelir. Bir imecedir başlar. Arada bir müdür vekilliği de yapar. Her adımda, her kazmada, her taş yontuluşunda, her tuğla koyulanda duvara, Güneri davranır fotoğraf kareleri ile tarihe notlar düşmeye başlar. Bu kareler birikir de birikir, dev bir arşive dönüşür. 

Bana göre budur Mustafa Güneri. Duyarlı gözleri ile gören, inşaatlar içinde estetiği yakalayandır. Dersinde titiz bir yazı ustasıdır. Yazdığı yazı kitapları yıllarca ilkokul öğretmenlerine kaynak olmuştur.

O günlerde Mustafa Güneri’yi en iyi tanıyan, kendisi de inşaattan inşaata koşan Abdullah Özkucur’dur. Çiftelerden gelip, yapılarda ustalaşan Özkucur , Mustafa Güneri için şu dizeleri yazmaktan kendini alamamıştır. Demek ki değer bilenler de var. Kalemine sağlık Özkucur.

İŞ KAHRAMANI MUSTAFA GÜNERİ (1)

Dağ gibi yüklerin altına girer,

Kızgın engellere göğsünü gerer,

Yok eder onları ikişer birer,

Dağları kuş gibi aşar Güneri.

 

Onu eğleyemez ne kar ne tipi,

Ona ak şapkası bir sığınak gibi,

Yamaçlarda koşan bir kayak gibi,

O yerden o yere koşar Güneri.

 

Şantiyeye gelir ömrünü tarar,

Bir tuğlanın bile ardını arar,

İşinin başında kılı kırk yarar,

Pireyi kayışa koşar Güneri.

 

Derler ki eskiler bu dünya fani,

Gam dağıtıp eğlenmeli gülmeli,

Güneri’nin bunlar aklında hani,

Bu ahretliklere şaşar Güneri.

 

Dünyada kimseden korkusu yoktur,

Tahsili yüksektir görgüsü pektir,

Vatanı üstünde ülküsü tektir,

Bazen vecde gelir coşar Güneri.

 

Millet işlerinde ha bir küheylan,

Çileden çıkarır onu bir yalan,

Herkesin duyduğu şu Hasanoğlan,

Köy Enstitüsü’nde yaşar Güneri.

 

Abdullah Özkucur

Çifteler Köy Enstitüsü mezunu ve yüksek kısım son sınıf öğrencisi, 1944

 

Kıymet bilenler sağ olsun.

Ruhun şad olsun Mustafa Güneri.

 

Mehmet ERBİL

Mehmet-erbil.tr.gg

 

(1)   Abdullah Özkucur, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Yayınları, s. 457-458, Ankara 2013.

 
Toplam blog
: 63
: 729
Kayıt tarihi
: 29.09.11
 
 

Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi-Yüksek Lisans Resim-19 kişisel Resim Sergisi Yazı..