Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '10

 
Kategori
Güncel
 

Mustafa Kemal… İnönü ve diğerleri…

Mustafa Kemal… İnönü ve diğerleri…
 

Milliyet Blog, birçok konu için adeta bir kapı aralama platformu oluyor. Son dönemde medyanın çeşitli kollarında bir Mustafa Kemal, İsmet İnönü kıyaslaması yapılıyor. MB de bu işin öncüsü kıymetli dostum Ufuk Kesici.

Türkiye Cumhuriyetinin o yıllarını iyi araştıranlar için kıyaslama yapmaya gerek bile gerek olmayan bir gerçek vardır ki, İnönü dönemi ile (1938 – 1950) Atatürk’ün dönemi (1923 – 1938)arasındaki fark siyahla beyaz gibidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli konu bu iki kıymetli insanı kıyaslamak demek armut ile portakal kıyaslaması gibi olur ki, bizi bir yere götürmez.

Mustafa Kemal, eskilerin deyimi ile “nev-i şahsı münhasır” yani kendine özgü bir insandı. Mükemmel ve sağlam bir karakter, büyük bir özgüven, halkına karşı büyük bir inan sahibi idi. O inançtır ki onu İstanbul’da kalıp rahat bir gelecek içinde yaşama fikrini elinin tersi ile itip, Anadolu’ya istiklal ateşini yakmaya getirmişti. Anadolu’ya geçtiğinde unvanlarının derhal elinden alınıp vatan haini ilan edileceğini ve başının isteneceğini biliyordu. O, yalnızca Türk halkına, kendi azim ve kararlılığına güvenerek Anadolu’ya geçip istiklal ateşini tutuşturdu. Oysa emrinde düzenli bir ordu bulunan Kazım Karabekir’in böyle bir şey aklından bile geçmemişti. İsmet İnönü, Mustafa Kemal’e nice zaman sonra katılmıştır. 16 / Mayıs / 1919 ile 10 / Kasım /1938 arasını iyi bir incelersek, gerek savaş gerekse barış döneminde Atatürk’ün performansının adeta insanüstü olduğunu görürüz.

Ne İsmet İnönü, ne de sonradan gelenler onunla asla aynı kefeye konamaz. Bir örnek verelim. Atatürk, imzaladığı bir kanun teklifinden dolayı o zaman başbakan olan İsmet İnönü’nün istifasını istemiş yerine de Celal Bayar’ı görevlendirmişti. Yani Celal Bayar, Mustafa Kemal için son derece güvenilir bir kişi idi. Daha sonra o Celal Bayar Cumhurbaşkanı olduğunda Menderes’in çok yanlış uygulamalarına en azından karşı çıkmayarak ülkemizin bu gün yaşadığı kaotik durumun oluşması, yani küresel çetenin boynumuza tasmayı geçirmesine ortak oldu.

Algılanması gereken ayrıntı, Atatürk sonrası gelenlerin, Atatürk anlayışında, düşüncesinde, cesaretinde olmadıkları idi. Halk zaten bin yıldır yaşadığı tabalıktan tam olarak kurtulamamış, birey olamamış, iki arada bir derede kalmıştı. Çok partili rejimle birlikte sırf oy alma adına halkın içine nifak sokulmasına, din bezirgânlarının dirilmesine sıcak bakılacaktı. Osmanlı imparatorluğu döneminde halk padişahın tabası olduğu için vatan sevgisi değil padişah sevgisi galebe çalıyordu. Bu gün yaşadığımız olaylara baktığımızda çok da fazla yol almadığımızı görüyoruz.

27/9/2010

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..